'Türk olmak' ve "T.C. Vatandaşlığı" 'Biz' olmalı; 'Hepimizi' içermelidir.

Bu blog yazımda düşüncelerimi hiçbir bilimsel referansa dayanmayan, bugüne kadar kazandığım bilgi birikimi ile doğaçlama olarak aktarmaya çabalayacağım.

Ancak bu blog yazımda ‘ülkemin bütünlüğü’ adına; Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın “Ayrım yapsam Arap Kızıyla evlenmezdim’ söylemi beni oldukça yüreklendirdi, umutlandırdı ve esin kaynağı oldu.

Başbakan Erdoğan’ın 10 Mart 2013 tarihinde çözüm süreci için söyledikleri; benim için Yeni Anayasa taslak çalışmalarına referans olmuş, bana ışık tutmuştur.

Başbakan Erdoğan, Yeni Anayasa’mızın temel unsurları konusunda dolaylı olarak şu sözleriyle yol gösterici olmuştur:

“Birimizin mutluluğu tüm ülkenin mutluluğudur. Biz etnik milliyetçiliğe de bölgesel milliyetçiliğe de karşıyız Bizde ayrıca dinsel milliyetçiliğe de yer yok. Onu da ayaklarımız altına aldık.’ sözleri Anayasa’mızın ‘laiklik’ unsuru adına bizlere umut vermiş, sevindirmiştir.

Başbakan Erdoğan sözlerine şöyle devam etmiştir:

“Tek millet dedik. Çünkü bizi bölmek isteyenlere karşı tek millet. Neden çünkü Kürd’ü, Acem’i, Laz’ı, Zaza’sı, Arnavut’u, Boşnak’ı, Arap’ı hepimizi Allah yarattı mı?”

İşte ‘millet’ olmanın temel ilkesi hangi ‘etnik kimlik’ten gelirseniz gelin; soy ağacınız hangi ‘etnik köken’den olursa olsun; ‘Biz,’ ‘Hepimiz’ insanoğlu olarak ‘eşit’ yaratıldık ve İnsan Hakları Evrensel Bildirimi uyarınca ‘eşit haklara’ sahibiz.   

‘Millet’ olarak ‘Türk Milleti’ ve bu ülke sınırları içinde yaşayan birey olarak Sosyolojik anlamda ‘Türk’ olmak ve hukuksal anlamda ise ‘T.C. Vatandaşı’ olmaktır.

Diğer ‘milletlerden’ örneklere en tipik olanı ‘yetmiş iki milleten’ oluşan ABD’dir. Bu ülkede yaşayan ister İngiliz, ister Fransız veya ister İtalyan, ister Yunan, hangi milletten olursa olsun ‘hepsi’ kendini  ‘Amerikalı’ olarak kabul ve ifade etmekten gurur duyarlar.

Kendilerini “I am an American” diye ifade edenler, aynı şemsiyenin altında ‘Amerikalı’ olmanın ‘sosyolojik’ ve ‘hukuksal’ ‘ortak mutluluğunu’ yaşamaktadırlar.

Yıllardır okullarımızda her sabah öğrencilerin söylediği ‘Andımız’, “Türküm, Doğruyum, Çalışkanım, Yasam, Büyüklerimi saymak, Küçüklerimi korumaktır. Varlığım ‘Türk’ varlığına armağan olsun!..” manzumesi ‘sosyal kompleks’ nedeniyle ‘ötekilere’ ‘pozitif ayrımcılık’ yapmak adına kaldırılmıştır.

‘Andımız,’ ‘ırkçı’ veya ‘asimilasyon’ amaçlı olarak kullanılmamıştır; çocuklarımıza ‘Millet’ olmanın bilincine varmaları ve tüm ‘etnik kökenleri’ aynı şemsiye altında birleştirme amacı taşımıştır.          

Başbakan Erdoğan bir adım daha ileri gidiyor; “Tek Vatan ve tek Devlet” diyor.

Başbakan Erdoğan; “Şimdi el ele vereceğiz, omuz omuza vereceğiz, bölmek isteyenlere prim vermeyeceğiz, teröre prim vermeyeceğiz.” diye tamamlıyor konuşmasını.

13 Mart 2013 günü 21 ay PKK Terör Örgütü’nün elinde rehin kalan Uzman Çavuş Zihni Koç(36) evine dönünce ilk işi ‘Türk Bayrağı’ asıp öpmek olmuştur.

Yeni Anayasamızın 3. Maddesinde yer almasını önerdiğim ‘Bayrağı, şekli kanununda belirtilen, beyaz ay yıldızlı al bayraktır.’ bendi kesinlikle değiştirilmemelidir.

Ayrıca Milli marşı “İstiklal Marşı’dır, Başkenti Ankara’dır” değiştirilmemelidir.

Ancak ‘Dili Türkçedir’ bendi ‘Resmi Dili Türkçedir’ şeklinde değiştirilmelidir.

En önemli madde ‘Devletin şekli’ ve ‘T.C. Vatandaşlık’ tanımıdır.

Madde 1.- Türkiye Devleti bir Cumhuriyettir. Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan nesebine ve etnik kimliğine bakılmaksızın, her birey T.C. Vatandaşıdır ve ‘TÜRK’ olarak anılır.

16.03.2013, İzmir