Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Eylül '11

 
Kategori
Kitap
 

"Yakarken haklı değildik..."

"Yakarken haklı değildik..."
 

Basılmamış İmamın Ordusu isimli kitap sebebiyle, sanki öyle değilmiş gibi yapılarak gözaltına alınan Ahmet Şık’ın tutuklanması ve İmamın Ordusu’nun gündeme bu kadar gelmesinin ardından İmamın Ordusu’nu basmaya hazırlanan yayınevinin bir başka kitabı daha basında kendisine yer bulmaya başlamıştı. Yaşadığımız olayı “Fahrenheit 451” gibi nitelediler ve ilk baskısı 1999 yılında yapılan ve belirsiz bir gelecekte geçen bu kitap tekrar satış listelerine girdi. 

Romanın baş kahramanı Guy Montag, bir gece Clarisse isimli bir kızla karşılaşıyor ve kız ona “bir zamanlar itfaiyeciler yangınları söndürmekle görevliymiş” diyor. Montag, Clarisse’le konuştuktan sonra içinde bir şeyler kaynamaya başlıyor. Yaptığı görevi ilk kez sorguluyor ve kafasında Clarisse’in sorduğu o soruyla dolanıyor etrafta: “Yaktığın kitapları hiç okudun mu?” 

Çok geçmeden Clarisse ölünce, Montag artık harekete geçmeye karar veriyor. Kitaplarla ilişkiye geçiyor ve mesai arkadaşları tarafından bu anlaşılıyor. İşte bu aşamada Ray Bradbury öyle cümlelerle anlattırıyor ki sansürü savunan itfaiyeciye olanları, etkilenmemek mümkün değil. 

“Kitaplar kahrolasıca kendini beğenmiş eleştirmenlere göre bulaşık suyuna benzemişti. Eleştirmenler, kitapların satışlarının durmasında şaşılacak bir şey olmadığını söylediler. (…) Devlet’ten tepeden inme bir şekilde gelmedi bunlar. Ne baskı, ne uyarı, ne sansür başlangıçta hiçbiri yoktu, hayır. Bu oyunu, teknoloji, kitlelerin sömürüsü, azınlıkların baskısı devam ettirdi, Tanrı’ya şükür. Bugün, bunların sayesinde, her zaman mutlu kalabileceğin için, çizgi roman kitaplarını, eski iyi itirafları ve ticaret mecmualarını okuma özgürlüğün var. (…) Okullardan araştırmacılar, eleştirmenler, bilginler ve simgesel yaratıcılar yerine; koşucular, atlamacılar, yarışçılar, aylaklar, açgözler, kapkaççılar, uçucular, yüzücüler çıkınca, “entelektüel” sözcüğü de hak ettiği üzere bir küfür haline geldi. (…) Zenciler Küçük Siyah Sambo’yu sevmiyorlar, yak gitsin. Beyazlar Tom Amca’nın Kulübesi’yle ilgili iyi şeyler hissetmezler. Yak gitsin! (…) Ateş parlaktır, ateş temizdir.” 

Kitapta “vatandaşlar” beşikten neredeyse alınıp, bu sisteme göre yetiştiriliyorlar. Mesai arkadaşlarının yukarıdaki sözlerini de dinledikten sonra Montag rahatsızlığından kurtulamıyor ve kitabın 177. Sayfasında şöyle bir cümle kuruyor: “Yakarken haklı değildik.” 

Ülkede yaşayanlar Montag’a değil, sansüre destek veriyorlar. Fakat çok doğru bir yaklaşım da var , kitapları aklında tutanlar diyor ki, “bir sonraki karanlık çağa kadar bunları tekrar yazılı hale getireceğiz…” İnsanın hiç vazgeçmemesinden, umudunu yitirmemesinden söz ediliyor. 

Bu kitabı böyle uzun uzun anlatmamın sebebi bugüne dair bir ışık tuttuğuna inanmam biraz da… Neticede, özgür bir toplumda yaşamıyoruz. Düşünce halen bir suç, devletin işine gelmeyen şeyleri düşünmek en azından… En acısı da, tıpkı kitapta olduğu gibi, bu baskı ortamı insanlardan destek alıyor. Kitapta şöyle bir anlayış var: “Bu kitapları, Magna Carta’yı, Anayasayı çoğu kişi bilmesin yeter…” 

 

Eğitimle devletin istediği toplumu oluşturması, eğer o kişilerin ebeveynleri yeterince duyarlı değilse çok kolay. Derslerin müfredatlarıyla oynayarak, istenilen şeyleri göstererek bu başarılabiliyor. İmamın Ordusu’yla başladı belki ve bu kitap bu ülkenin Başbakanı tarafından “bomba” nitelemesine layık bulundu. Cumhurbaşkanı, “PR çalışması” demeye getirdi ve devletin yetkili hiçbir kurumu, döneminde heykel yıkılmasının utancı kendisine yetecek olan Kültür Bakanı bile basılmamış bir kitabın toplatılmasına tepki göstermedi ve gördük ki çok net bir şekilde, bu ortam vatandaş tarafından da desteklenmekte. Devletin istediği cici vatandaşlar gitgide çoğalmakta. 

Bu ülkenin daha çok Clarisse’e ve bu Clarisse’lerin etkilediği daha çok Montag’lara ihtiyacı olacak. Fahrenheit 451’deki dünya çok gerçekdışı ve çok uzak değil. Bağıra bağıra geliyor, lütfen duyunuz. 

 
Toplam blog
: 142
: 1092
Kayıt tarihi
: 27.09.09
 
 

Ankara Üniversitesi Hukuk Fakülteliyim. Seyahat benim için bir tutku, her fırsatta bir yerlere ka..