“Zeytin Dalı” Nereye Kadar Uzayacak?

Dünyanın ilgiyle izlediği "Zeytin Dalı" operasyonu henüz başarıyla devam ediyor. Tabii, bu operasyon sadece Rusya'nın sesli onayı ile başlayabilirdi. Rusya Savunma Bakanlığı Türk Hava Kuvvetlerinin sadece askerlerin değil, Suriye'nin sivil sakinlerinin hayatını sürdüren barındırılmış darbesi arifesinde kendi askeri kontenjanını kantondan çıkardı. Motif sanki tamamen belli oluyor - "olası fitnekarlığı ertelemek, Rusya askerlerinin hayat ve sağlığına tehlikeleri göz ardı etmek". Anlaşılan, Rusya tam olarak kendini sigortalamış. Rusya Savunma Bakanlığı Türk Ordusu`nun özel operasyonunu destekleyen açıklamasında, "bölgede durumun krizli gelişimi ABD'nin faaliyetinden kaynaklanıyor” demiş.

Güya, "Pentagon'un Suriye'nin kuzeyindeki Amerikayönlü birleşmelere kontrolsüz şekilde modern silahlar tedarik etmesi, ayrıca ABD'nin nüfusu genelde kürtler olan bölgeleri ayırmaya yönelik kışkırtıcı hareketleri sivil düzenleme sürecini bozmaya sürüklüyor ve kürtlerin de katılmalı olduğu "Cenevre formatı"nda Suriyeiçi müzakerelere engel oluyor".

Türkiye başbakanı Binali Yıldırım  söylemiş ki, Afrinde "Zeytin Dalı" operasyonu Ankara'nın temas kurduğu Rusya ve Şam'ın onayı ile yapılıyor. B.Yıldırım bunları dedi: "Biz İran'ın rahatsızlığını gidermek üzerinde çalışıyoruz, Rusya'nın ise bu konu ile ilgili itirazı yoktur". Öyle anlaşılıyor ki, kürt ayrılıkçılığının iptali Şam'a  uyuyor. Bu, Kürt sorunu olan İranın da çıkarınadır. Ve herhalde, Vladimir Putin Esad'ı Türkiye'nin teröre yönelik askeri operasyonuna şimdilik müdahalesine, sadece diplomatik protesto notalarıyla yakasını kurtarmaya ikna etti.

 Afrinde gerçekten çok hassas bir durum söz konusu. Orada gerçekten de PKK ile ilişkisi olan YPG birlikleri var. Onlar zaman-zaman ABD'nin müttefiki gibi hareket ediyorlar, fakat Washington için Türkiye ile ilişkiler önemlidir. Henüz amerikalıların hiçbir önlem almayacağı görülüyor. Afrin için ne Rusya, ne de Amerika Türkiye ile boğuşacak gibi görünmüyor. Türkiye hazırda Afrinin veya onun herhangi bir kısmının işgali için çaba gösterebilir. Ama bu kolay görev olmayacak, çünki amerikalılar Rojavanın civarını Türk müdahalesinden koruyor ve yerli kürtlerden, onların müttefiki arap aşiretlerinden 30 binlik ordu yaratmak amacındadır. Bu nedenle, Türkiye böyle bir ortamda Suriye'de teröre nasıl son koyabilir ki? O ancak ABD'nin koruma altına almadığı Afrine girebilir. Ama PKK'nın cevabı ciddi olacağı da yadsınamaz.

Türkiye'nin bu operasyonunu komşu ve kardeş ülke olarak, Azerbaycan da destekledi. Öyle ki, Azerbaycan’ın Avrupa Konseyi delegasyon başkanı Prof. Samed Seyidov, Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi’nde (AKPM) Zeytin Dalı harekâtına destek verdi, konuşmasını “Yaşasın bir millet, iki devlet” diye paylaştı. Bazı meclis üyelerinin harekatın AKPM’nin raporunda “istila” şeklinde tanımlanması önerisine itiraz ederek söz alan Seyidov konuşmasında şunları söyledi:“Burada bazen çok tuhaf yaklaşımlar görüyorum. Hepimiz bugün terörden çektiğimizi biliyoruz. Sadece Türkiye değil, Hollanda, Belçika, İngiltere, Fransa, Azerbaycan… Terör, Avrupa sınırında bir kanserdir. Ve bir ülke, bu hastalığı engellemek için elinden geleni yapıyorsa, biz bu ülkenin müdahalesine raporumuzda ‘istila’ veya ‘müdahale’ diyemeyiz. Türkiye’nin yaptığı, iki terör örgütü olan DEAŞ ve PKK ile mücadeledir. Bunlar Avrupa insanlık için büyük tehditlerdir. Türkiye de bu tehdidi bertaraf etmek için harekete geçmiştir. Hayır bayanlar baylar, bu harekâta istila denemez. Türkiye’nin bugün desteğimize ihtiyacı var. Terörle baş etmenin tek yolu budur ve Türkiye’nin bunu başaracağını umuyorum.”

 Öyle görünüyor ki, Afrinde teröre karşı güvenlik operasyonu henüz devam edecek. Herhalde, geniş uluslararası suçla ve Ankara'ya, belki, Moskova'ya karşı uygun yaptırımların uygulamasını kazanana kadar da bitmeyecektir.