1 Bakandan 1 Mayıs incileri

…Gazeteci soruyor: sayın bakanım bu günkü olaylar (1 Mayıs) için ne diyorsunuz, izleyebildiniz mi?

-İzleyemedim, ölen falan yok değil mi?

-Hayır, yok sayın bakanım ama yaralananlar var!

-Adamlar yaralanmak için gelmişler oraya ne yapalım yani!

-Nasıl yani efendim?

-Almış eline kaldırım taşını gel beni yarala diyor adam…

…Bir başka gazeteci soruyor: Polisin tutumu hakkında ne diyorsunuz efendim?

-Polis görevini yapmaya çalıştı!

-Atılan gaz bombaları, joplanan turist...

-Olağan şeyler, her yerde oluyor!

-Sizce orantılı güç mü kullandı yani?

-Orantı- orantısız anlamam. Orantılı olması için poliste mi taş atsaydı veya göstericilere gaz bombası mı verilseydi? Bunları geçin boş şeylerle vakit kaybediyoruz. Biz ekonomiye gelelim! Ekonomi bu gün kaybetmiştir ama bir trilyon ama üç trilyon gerçek budur…

…Bu sözleri eden yabancı biri değil, Türkiye Cumhuriyeti’nin Maliye bakanı! Başbakanın, sendikacıları kastederek söylediği “ayaklar baş olmaya kalkarsa” türünden talihsiz sözlerinden sonra, onun Maliye bakanı da bu sözleri tamamlayan başka bir umursamazlık tavrı göstermiştir.

…Sayın bakanın ölümle sonuçlanan vakalar dışında hiçbir şeyle ilgilenmediği (!) ve de öğle bir niyetinin olmadığı da zaten karşısındaki gazetecileri küçümseyen alaycı tavırlarından da kolayca anlaşılmaktadır.

…Dün akşam TRT-1. Kanalda tesadüfen bir kısmını izlediğim ve tüm sinir katsayılarımın alt üst olduğu adını bile hatırlayamadığım bir söyleşide yaşananlardı bunlar…

… Bu kendinden çok emin ve kendinden başka herkesin yanlış düşüncede olduğuna inanan bakanın karşısında oturan deneyimsiz ve mülayim gazetecilerde beni ayrıca çıldırttı!

…Her sordukları soruda azarlandılar, kem kümlerle bakanın iyice yol verdiler. Öğle ki; bir ara bizim bakan hızını alamayıp bir yabancı bakanı nasıl perişan ettiğini ve artık o bakanın kendisinden nasıl tırstığını keyifle anlattı!

…Ama benim keyifim kaçtı! Biz bunlara müstahakız galiba!!!