10 Kasım bir milattır

10 Kasım 1938 Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ ü kaybettiğimiz acı gün.. kısa bir ömre sığdırılan onca uğraş, mücadele ve başarı. Akıllara durgunluk verecek bir yaşam kronolojisi 1881 den 1938'e bir yaşam öyküsü mütevazi bir ailenin çocuğu Osmanlının bağrından çıkmış özgürlük lideri.

Kitaplara sığmayacak anlatımları buraya sığdırmak mümkün değil biraz 10 kasımdan söz açalım. Bu ülke de hep yas tutuldu ölümünden sonra trafik durdu sirenler çalındı. Kısacası hayat durdu bir dakikalığına, yayınlar kesildi yas müzikleri yayına kondu. Yıllar sonra bu hüzünlü anmalar yumuşatılmaya başladı. Atatürk’ün sevdiği şarkılar türküler adı altında korolar başladı söylemeye bizlerde iç geçirdik iyi ki müziği severmiş diye !.. 10 Kasımı karamsarlık günü olmaktan çıkarıp Atatürk’ün bıraktığı yerden daha ileriye götürmeyi hedefledik. Çok yönlü bir vizyona sahip olan yüzyılın dehası Atatürk anmaların dozunu nasıl değerlendirirdi diyeceğim o da mümkün değil. Zaman zaman da eleştirilere maruz kalan 10 kasım anma törenleri uygulama olarak anıt kabir toplu ziyaretlerinden öteye geçememeye başladı. İnsanların yüreklerinden olmasa da zihninden yavaş yavaş çıkarılmaya çalışıldı. Bugün ise gelinen nokta çok ürkütücü!.. Atatürk’ e hakaret edenler üzerinden bazı medya kuruluşlarında reyting kazanılmaya bile çalışıldı. İş o raddeye getirildi. Atatürkçülük tartışılır oldu. Daha vahim yönü buna tepki gösterenler kendilerini adeta tecrit ederek Koca ulu önder ATATÜRK’ü bir derneğin içine sıkıştırmaya çalıştılar. Belki taraf olmalarında önceleri hiçbir sakınca yoktu fakat sonradan durum öyle bir hal aldı ki Atatürk’ ün düşüncelerini yaşatma yerine adeta zarar verdi. Niyetler kötü olmasa da kutuplaşmalar yaratıldı.

Günümüz de ise daha da derinleşerek ve bu kutuplaşmalar siyasallaştırılarak tehlikeli bir boyuta ulaştı. ‘’ Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır. Fakat Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.’’ sözü aslında Ulu önderin bu fani dünya da birlik ve beraberlik adına verdiği en önemli mesajdır. Ancak bizler aksine bu vatanın bölünme senaryoları karşısında bugün ne yapacağımızı şaşırmış durumdayız hem içten hem dıştan gelen yıkım planları bir bir hayata geçirilmeye çalışılmakta ve bunun karşısında duracak olan sadece birkaç dernek değil bütün Türk milleti olmalıdır. Bunun teminatı Türk silahlı kuvvetleridir fakat maalesef TSK'da son dönemde yıpratılmaya, kanunlarla yetkileri azaltılmaya hatta lav edilmeye çalışılmaktadır. Sepetteki 3-5 çürük elma TSK ya mal edilmekte karalanmaya çalışılmaktadır. 10 kasımı sadece programlarla anmak yetmez geçmişten bugüne hangi aşamalardan geçildiği nereden nereye varıldığı tartışılmalı ve ibret alınmalıdır. 10 Kasım Türkiye Cumhuriyeti için rüştünü ispat etmenin başlangıç tarihidir. Fakat Ulu önderin vefatından sonra öksüz bir evlat gibi içten içe sıkıntı çekmeye devam etmekte hala ayakları üzerinde durmaya çalışmaktadır. 10 kasım 1938 miladı Türkiye için önemli bir tarihtir. Birlik ve beraberlikle iç ve dış mihraklara karşı uyanık olmak zorunda olduğumuz bu süreçte hata kabul edilemez . Millete vekalet edenlerin bu noktada hassas olması olmazsa olmazdır. Ulu önder Mustafa Kemal ATATÜRK’ ün bir sözüne değil, Cumhuriyetimizin yaşaması adına her sözünün altına imzamı atarım. Bu millet onu ilelebet unutmayacaktır.