Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

31 Mart '08

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

11 mucize ve e-günlük:)

İyi akşamlar e-günlüğüm;
Daha yeni başladım yazmaya.
Fok'ların ahı tuttu, doğanın dinamiği, fok avına giden bir gemiyi yuttu. Bu başlangıç. Kolu, bacağı kesilen, düşenler, kaza geçirenler, boğulanlar olacak... Fok'lara da yazık, diğer canlılara da. Amaçsız ölümler. Çocuklara ne diyeceksiniz, "baban fok avına giderken öldü."
Değerli günlük cüğüm, Dün haberler de zamlardan bahsediyorlar dı. Yine çok komiğime gitti. Zamlanan ürünler, bulgur, pirinç, nohut gibi bakliyatlar dı. Yani temel ihtiyaç maddelerine giriyor. Örneğin; pirinç'in kilosu altı ytl. na kadar çıkmış...
Hiç oturup hesap yapan oldu mu bilmem ama, Yaşamımız da hiç gereksinimimiz olmayan ve olmasa bile olabilir şeylere ne ödüyoruz? Bir kaç örnek yazayım:
Hamburger kg: 35 ytl.
Ortalama bir şarap litresi: 5 ytl
Bira litresi: 4, 5 ytl
Rakı litresi: 20 ytl
Viski litresi: 25 ytl
Motor yağı litresi 15 ytl
Asitli içecek itresi: 1 ytl
İyi marka parfüm litresi: 1000 ytl
Yaşamımızla hiç alakası olmayan maddeler bu fiyata satılırken, çifçinin geçimini sağlamak için ürettiği ve ihtiyacımız olan gıda maddelerine büyük zamlar gelmiş (!) Neyse pek önemli değil. Şu sıralar her kes aynı konuya kitlenmiş durum da...
Cumartesi gecesi iş çıkışı her zaman ki gibi köpeklerimi besleyip gezdirdim ve uzun zamandır yapmadığım koşularıma başlayayım dedim. Nasılsa ertesi gün tatil di. Boss'u da yanıma aldım ve birlikte on km koştuk. Onun da benim de pestilim çıktı. (sigarave içkidendir:) Onun daha çok çıktı, çünkü, koşmadan önce bahçe de oynamıştık.
Senmisin on beş gün ara verip aniden o kadar koşan. Ertesi gün her yerim ağrıyor du. İyi ki pazar dı yoksa perişan olmuştum:) Neyse sabah yine erkenden kalkıp köpeklerimi çıkardım ve bir haftadır, yapılması gereken bir raf sistemi planlıyordum, onun çizimlerini yaptım ve pazar günü olduğu için öğleden sonra işe koyuldum. Hava çok soğuk du ve aldırmadan (bana bir şey olmaz mantığı ile) devam ettim. Bitirdiğim de donuyordum:) Sonun da işi bitirmenin mutluluğu ve tatmin duygusu ile rahatladım. Bu sabah kalktığım da ise her yerim kırılıyor du:) Yatakdan zor kalktım, işe geldim ve kendimi hiç bırakmadan çalışmaya başladım. Saat 10:00 gibi kamyon geldi ve onu boşaltırken iyice terledim. Şimdi iyiyim. İş yerin de nane, limon ve karabiberli çay içiyorum. İyi geliyor.
Sevgili e-günlüğüm; Dün, pardon cumartesi günü yazımda on bir mucize diye bir sözcük geçmişti ve yine abonelerimden bir kaç kişinin gözünden kaçmamış ki bu gün sabah dan soru yağmuruna tutuldum. Bir de haberler çabuk yayıldığı için okumayanlar da sor du:) Yazmayacağım işte:) Hem yazsam da bir şey farketmez, onların bile uygulama ve kullanım şekilleri var. Kitap yazmam gerek. Kitap yazarsam çok satar ve şöhret olurum, şöhret olunca, program veya dizi teklifleri alırım, bu teklifleri alınca herşeyi yapmaya başlarım, daha sonra çok para kazanır ve satın almaya, sahip olmaya başlarım, böyle olunca sistemin çarkına dolanır şımarırım, kişiliğim ve karakterim bozulur. Yok bana göre değil en iyisi kitap falan yazmayayım. Ben on bir mucizeyi yazayım, okuyanlar ne yaparsa yapsın:)
Aslın da yazacaklarımın çoğu herkesin evin de mutlaka vardır ancak kullanımı değişiktir veya pek kullanılmıyordur. Bu yüzden sakın kimse şaşırmasın...
İşte on bir mucize: Soğan, sarımsak, sirke, zeytinyağı, yoğurt, limon, karabiber, bal, süt, rakı ve kadın...
Bir arkadaşımla bu konuyu daha önce konuşmuştuk. Kendisi nde bütün güncel rahatsızlıklar mevcut ve oldukça kilolu bir arkadaşım. "ooo bunlar bizden hiç eksik olmaz ki" dedi. Ama sonra anladık ki sadece evde bulunuyormuş:) Kimse bunları ev de bulundurunca sağlıklı oluyorum sanmasın:)
Hava dün akşamdan bu yana bulutlu ve karanlık. Saatleri istediğiniz kadar ileri alın, sabahtan beri ışık yakıyoruz:)
Bu akşam şarap içeceğim sevgili günlük. Senin için de içerim. Aslında günlük yazarken sürekli sana hitap eder, seninle konuşurum ama bu ortamda okuyanlar deli olduğumu anlamasınlar diye pek samimi olmuyorum:)
Sen yine söylenip duruyorsun, ben en iyisi mi bitireyim artık.
Yarın görüşmek üzere, hoşçakal.
Sayfalarından mutluluk eksik olmasın. Tabi bizim de yaşam sayfalarımızdan eksik olmasın...

Biliyor musun? Tarantulalar, iki buçuk yıl yiyeceksiz yaşayabilirlermiş... (vay canına, hayvanın yaşantısı bile ürkütücü:)
Güzel söz: "Kendini yönet, dünyayı yönetecek gücü bulursun..." PLATO

 
Toplam blog
: 512
: 549
Kayıt tarihi
: 06.02.08
 
 

Bir varmış, bir yokmuş... Sağlık, huzur, mutluluk. Başka hiç bir şeye önem vermem bu hayatta. Bu yüz..