Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

03 Aralık '16

 
Kategori
Güncel
 

12 kız gitti gider, canımız ağrıyor canımız.

12 kız gitti gider, canımız ağrıyor canımız.
 

12 can, on iki kızımız, eğitmenleri ile birlikte can verdiler Aladağ yangınında. Birbirlerine sarılarak öldüler. Bağrıştılar, çağrıştılar, feryatlar ettiler. Alevler arasına topluca yandılar. Kül oldular zavallılar.

Yurt yöneticisi ne demiş? “Biz Süleymancıyıyız. Kızlarımızın yanması, Allah'ın takdiridir” demiş. Sen tedbir almayacaksın. Yangın merdiven çıkışına duvar öreceksin. Sonra da böylesi uluyarak işin içine Allahı katacaksın. Sizler her yerde ve her şeyde Allah'ın ismini nasıl zikredersiniz. Ne de çok Allahınız varmış sizin. Her konuya Allahı nasıl yakıştırırsınız!

Süleymancı ne demek? Kim bu Süleyman denilen zat. Ona ne bizden. Hepiniz böylesiniz. İşimiz seyitlere, dervişlere, falcılara, büyücülere, üç kağıtçılara, üfürükçülere, muskacılara mı kaldı? Böylesi bir topluluğa “medeni” gözü ile bakılır mı?

Atatürk, boşuna mı söyledi : “ Hiçbirimiz tekkelerin irşadına muhtaç değiliz. Biz medeniyet, ilim ve fenden kuvvet alıyoruz. Başka bir şey tanımıyoruz."  "Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz. En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır." Demedi mi bunları.

“Bütün Hürriyetler Serbest  Bu Akşam” isimli bir kitap var önümüzde. İsa Küçük, Sanki bu olup bitenleri daha evvelinden o da görmüş gibi yazmış yangını mısralarında.

Demek ki vicdan sahipler, olayı kadere bırakmıyor. Allah'ın dediği olur demiyor. Tedbir alırsan, neden olsun  böylesi fecaatler.

Kendisi önemli bir bürokrat Ankara’da. Kalemi, bürokratlığını bastırmış. Önde gidiyor daima. İsmi İsa Küçük:

“On sekizinden küçük on yedi çocuk / Yarısı alevler içinde yandı / Yarısı tonlarca beton altında kaldı / Hiç dondurma yememiş / Bisiklete binmemiş / Kurs öğrencisi Alime / Daha bir gün önce / Yatakhaneye giren küçük serçe kuşunu alıp eline /”Azat mezat, yarın ahrette beni gözet” / Deyip uçurmuş penceresinden” böyle diyor kitabında.

Fazla söze ne hacet. Gidenler gitti, birbirlerine sarılarak. Sevgili yazarımız İsa Küçük’ün dediği gibi: “Her sabah susamış kuşlar gelip, konuyor gözlerimize / Ağrıyor canımız…

 
Toplam blog
: 1616
: 918
Kayıt tarihi
: 13.08.06
 
 

Hayatın dikenli yollarından geçmenin  sırrı, aralarından çabuk geçmektir. Ümit, naylon çorap giyd..