19 Mayıs 1919 Kurtuluşa açılan kapıdır.

19 MAYIS ATATÜRK'Ü ANMA GENÇLİK VE SPOR BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN. 

19 Mayıs 1919 Ulusal Kurtuluş Savaşımızın başladığı gündür. Kurtuluşa açılan kapıdır. Bugün vatandaşın gündeminde bu bayramın coşkusu vardır. Vatandaş çocuklarına bugünü unutturmamak , önemini anlatmak ister. Her tarafı Atamızın resimleriyle, bayraklarımızla donatmak ister. Fakat imkanları sadece kendi penceresine yeter. Eskiden Atamızın özlü sözleri süslerdi meydanları, caddeleri, şimdi ise vatandaşın astığı bayraklar süslemektedir. Bugün Eminönü meydanından geçtim , etrafımda ATAMIZDAN bir şeyler aradım. Sadece bir sözü yeterdi vatandaşa bulabilseydi. Hüzünlendi vatandaş , baktı etrafına sessizce. Yinede umutlandı vatandaşların pencerelerine astığı bayraklarımızla. Neden diye sordu vatandaş kendi kendine. Topraklarımıza , tarihimize sahip çıkmak hepimizin vazifesi değil mi? 19 Mayıs ta birlik olmuşuz , etnik, dini, siyasi ayrım olmadan işgalden kurtuluşa ulaşmışız. Atamızın gençliğe hitabesini okuyalım ve okutalım. Unutmamak için . 

Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen, Türk istiklâlini, Türk Cumhuriyetini, ilelebet, muhafaza ve müdafaa etmektir. Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegâne temeli budur. Bu temel, senin, en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahilî ve haricî bedhahların olacaktır. Bir gün, İstiklâl ve Cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkân ve şerâitini düşünmeyeceksin! Bu imkân ve şerâit, çok nâmüsait bir mahiyette tezahür edebilir. İstiklâl ve Cumhuriyetine kastedecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın, bütün kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler. Hattâ bu iktidar sahipleri şahsî menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr ü zaruret içinde harap ve bîtap düşmüş olabilir. Ey Türk istikbalinin evlâdı! İşte, bu ahval ve şerâit içinde dahi, vazifen; Türk İstiklâl ve Cumhuriyetini kurtarmaktır! Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur!

Mustafa Kemal Atatürk
20 Ekim 1927

Atamız Türkiye Cumhuriyetini gençliğe emanet etmiştir. ATAMIZIN EMANETİNE SAHİP ÇIKACAĞIMIZA SÖZ VERİYORUZ.