19 Mayıs

Bu gün 19 Mayıs...
Ülu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının Samsuna çıktığı ve Kurtuluş Savaşının ilk meşalesini yaktıkları gün.
Bu günün bir diğer önemi de; Bu günün gençliğe armağan edilmesi ve "Gençlik ve Spor Bayramı" olayark kutlanması.
Ne diyordu; Ulu önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Gençliğe Hitabesinde:
Ey Türk Gençliği! Birinci vazifen Türk İstiklalini, Türk Cumhuriyeti'ni ilelebet muhafaza ve müdafa etmektir.
Mevcudiyetinin ve istikbalinin yegeni temeli budur. Bu temel senin en kıymetli hazinendir. İstikbalde dahi, seni bu hazineden mahrum etmek isteyecek, dahili ve harici bedhahların olacaktır...(Tamamını yazmama gerek yok, nasıl olsa bunu herkes biliyor.)
Ulu Önderimiz Samsun'a çıkıp, yaktığı Kurtuluş meşalesi neticesinde, Cumhuriyetimiz kurulup, kuruluş aşaması ve daha sonraki dönemlerde, her alanda devrimler yapılmış, bazı ilkeler koyulmuştur. Nedir bu ilkeler?
Cumhuriytçilik, Laiklik, Milliyetçilik, Halkcılık, Devrimcilik, Devletçilik.
Şimdi bu ilkelerin ışığında, bu günü değerlendirelim:
Devletçilik; hepsi satıldı, geriye dağlar! ve sular kaldı!..(yakında onlarıda satacaklar)Devletin yönetimini sanki başkaları yapıyor. Müstemleke valilerinin yönettiği bir ülke konumuna geldik.
Cumhuriyetçilik; içini hala oymaya devam ediyorlar. Uygulamaları ile Şeriat özlemi çektikleri her hallerinden belli oluyor.Özellikle ABD ve AB yöneticilerinin yaptığı açıklamalar, Bağımsız Cumhuriyetimizin iyice altını oymaya yönelik. Ülkemizi yönettiklerini zannedenlerden, ses seda yok(!)
Milliyetçilik; Adamlar resmen Türk ulusunun kimliğine düşmanlar.(Her nedense Milliyetçilik denilince akıllarına kafatascılık geliyor.Asıl kendileri Arap milliyetçisi)
Halkçılık;Ortada halk kalmadı!.. Yandaş olanlar ve olmayanlar ile Sadaka Ekonomisinden nasiplenip, oylarını verenler mevcut.
Devrimcilik;Yapılan tüm devrimlerin içini boşaltmaya devam ediyorlar. Ama bitiremediler, bitiremiyecekler de...
Laiklik; İşte en büyük tehlike. Ne diyordu; Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan olmadan önce; Laiklik elden gidecekmiş diyorlar, millet isterse tabi gider(!)Laikliğin olmadığı yerde Demokrasi olabilir mi? Demokrasinin olmadığı yerde, özgürlük olabilir mi? özgürlüğün olmadığı yerde ne olur(!) tabiki totoliter rejim.(Gerçi bu günkü iktidarın tüm uygulamaları bu yönde)
Şimdi son günlerde olanlara bir bir bakalım;
En son yapılan Açık Lise sınavındaki resimler, (çarşaflı, türbanlı, takkeli) laikliğin en büyük düşmanı.Laiklik ilkesinden kıdım kıdım koparmak ve Laik Türkiye Cumhuriyetinin temellerini alttan oymak(!)
Türbanla ilgili yapılan Anayasa değişikliği, türbanın Çankaya Köşkünde cirit atması!
Okullarda(bazı ilk ve Orta Öğretim kurumlarını kast ediyorum) türbana gösterilen sempatik yaklaşımlar!
Cuma ve Türban gösterilerine Polisin sempatik yaklaşımı! Buna karşılık, işçi ve memurlara gösterilen tepki! (Polis sanki iktidarın askeri gibi)
Üniversitelerimizdeki Türban kargaşası. (halen tam olarak çözülmüş değil)
Değişik Hükümet yetkililerinin açıklamaları!(Örnek olarak Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin'in yaptığı Cumhuriyet döneminde üç makam aracı vardı, Cumhurbaşbakanının, Genel Kurmay Başkanının ve Diyanet İşleri Başkanının gibi)Ne anlamı varsa!
Ulu Önderimizin, arkadaşları ile kurarak gençlere emanet ettiği bu Cumhuriyet, bu günlerde, büyük tehlike altında. İçten ve dıştan o kadar yoğun saldırılar varki(!) bunu ancak, bizlerin desteği ile gençler önleyebilir.
Haydi gençler Cumhuriyetimize, Atatürk İlke ve Devrimlerine sahip çıkmaya...
Tüm gençlerin ve kendini genç hissedenlerin Gençlik ve Spor Bayramları kutlu olsun...