Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Ağustos '21

 
Kategori
Kültür - Sanat
 

1942'DEN GÜNÜMÜZE FIDELIO

1942’DEN GÜNÜMÜZE FIDELIO’NUN TÜRKİYE ÖYKÜSÜ

Fidelio operası Bethoven'in en fazla sevdiği eserleri arasında bulunan ve büyük besteciyi en çok uğraştıran bir eser olmuştur. Besteci, Fidelio'nun üzerinde çok durduğunu ve kendisini çok yorduğunu söylemiştir. Beethoven’in müzikli sahne eseri sahasında yazdığı tek eser olan bu güzel opera, ilk olarak 1805 yılında Viyana Tiyatrosu’nda oynanmıştır. Eserin ilk temsil edildiği gece, orkestrayı bizzat Beethoven yönetmek istemişse de sağırlığından yönetmeyi bırakmaya zorunlu olmuştu. Beethoven Fidelio ile başarı kazandıktan sonra, başka operalar da bestelemek istemiş ancak, bunlar gerçekleşmemişti. Sanatçı büyük senfoni üstadı olarak sonsuzluğa tek bir opera bırakarak dünyadan göçmüştür.

Fidelio’nun Türkiye macerası ise şöyle. Orijinal metni Almanca olan Fidelio operası, Necil Kâzım Akses ile Ulvi Cemal Erkin tarafından müzik üzerinde başarıyla dilimize çevrilmiş, konservatuar opera repertuarına alınmış, yine aynı yıl 14 Şubat 1942’de Ankara’da ilk olarak oynanmıştır.

O dönemde Devlet Konservatuarı tiyatro ve opera şubeleri şefi olan Prof. Carl Ebert tarafından sahneye konulan Fidelio operası, ilk temsilinde Cumhurbaşkanlığı Filarmoni Orkestrası şefi Dr. Praetorius tarafından yönetilmişti. Daha sonraları Konservatuar Festivali bünyesinde verilen üç Fidelio temsilini yine Cumhurbaşkanlığı Filarmoni Orkestrası şefi Ferit Alnar yönetmişti. Devlet Konservatuarı Tatbikat Sahnesi atölyelerinde bu eser için hazırlanan dekor ve kostüm ve dekor tasarımını ise ressam Turgut Zaim hazırlamıştı. Kostümler ayrıca Tatbikat Sahnesi terzi atölyesi uzmanlarından Gültekin Aldemir ve Memduh Akın tarafından uygulandı.

Bu eserde çok önemli rolü olan korodur ve bunu Devlet Konservatuarının korosu icra etmiştir. Fidelio operasının korosunu ise konservatuar öğretmeni G. Markoviç çalıştırmıştır. Eserde solistlik düzeyindeki rolleri olan ses sanatçılarını ise kurumun koro repetitörlerinden G. Markoviç ile W. Schlösingen çalıştırmıştır. Teknik donanım ise Hami Uybadın’ın yönetimindeydi. Devlet Konservatuarı opera metinleri yayınlarının ikinci sayısı olarak basılan Fidelio operasının tam librettosunu ve ayrıca Devlet Konservatuarı temsil ve konserleri yayınının 3 sayılı broşürü olan Fidelio açıklama metnini Milli Eğitim Bakanlığı yayınevlerinden basılarak yayınlanmıştı. Konservatuarın bu 3 numaralı broşüründe Devlet Konservatuarı piyano uzmanı Ferhunde Erkin tarafından Fidelio’nun nasıl bestelendiği hakkında bir yazı da yer almaktaydı. Bununla birlikte Ülkü dergisinin 11 sayılı Mart 1942 sayısında da Fidelio hakkında iki makale de yer almıştı.

Tüm bu bilgilerden sonra, Türkiye Prömiyeri olan bu temsildeki sanatçı kadrosuna göz atalım:

Leonore, diğer adıyla Fidelio, hapishaneye uşak kılığında giren ve mahkûm Florestan’ın eşi olan kadın: Soprano Saadet İkesus Altan

Don Pizarro, hapishane komutanı: Bariton Nurullah Şevket Taşkıran

Rocco, zindancı: Bas Ruhi Su

Florestan, mahkûm, Fidelio’nun kocası: Tenor Nihat Kızıltan

Don Fernando, bakan: Bariton Orhan Günek

Marzelline, zindancının kızı: Soprano Rabia Erler

Jaquino, kapıcı ve Marzelline’nin âşığı: Tenor Esat Tamer

Birinci mahpus: Tenor Aydın Gün

İkinci mahpus: Bas Süleyman Tamer

Bir subay: Nuri Altınok

Nöbetçiler, mahpuslar ve halk

Olay 17. Yüzyılda İspanya’nın Sevilla kenti civarındaki hapishanelerden birinde geçer.

 

 1942’de Türkiye Prömiyeri yapılan opera dönemin basınında çok önemli yer almış, gazeteler 1. sayfa haberi yapmışlardı. Türk gençlerinin opera sanatına karşı ilgi ve sevgisi sayesinde başarılarının gittikçe arttığı gözleniyordu.

Devlet Konservatuvarı öğrencileri bu operayı tam 5 yıllık bir çalışma sonucunda Halkevi’nde son derece başarılı bir şekilde icra etmişlerdi. Açılış gecesi Cumhurbaşkanı İsmet İnönü yanlarında eşi ile birlikte ve Büyük Millet Meclisi Başkanı Doktor Refik Saydam, Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel ile Halkevi Tiyatrosu’ndaki locada yerlerini almışlardı.

Leonora rolünü oynayan soprano Saadet İkesus Altan, tatlı, hoş sanatını herkese takdir ettirmiş ve haklı başarılar kazanmıştı. Marzellina rolündeki Rabia Erler, sesi ve son derece doğal oyunculuk yeteneği ile seyircilerin takdirlerini kazanmıştı.

Birinci perdedeki aryaları Rabia Erler’den dinlemek gerçek bir zevk olmuştu. Bariton Nurullah Şevket Taşkıran Don Pizzaro rolünde son derece başarılı bir karakter sergilemişti. Don Ferrando rolündeki Orhan Günek ile Florestan rolündeki tenor Nihat Kızıltan da başarılı sanatçılar arasındaydı. Orkestranın başarılı eşliği ile dekor ve kostümdeki başarı da dönemin basını tarafından övgüyle karşılanmıştı. Seyirciler, son derece dar bir sahnede bile böyle başarılı bir dekor tasarımını övgüyle karşılamışlardı. Operadaki koronun çok büyük övgüler aldığı oyunda, özellikle birinci perdedeki mahkumların hüzünlü, üçüncü perdedeki şevk, heyecan ve sevinç dolu şarkıları ile harika mimikleri sayesinde çok büyük beğeni toplamıştı.

Halkevi Tiyatrosu’nda oynanan Fidelio operası büyük memnuniyetle karşılanmıştı. Bütün seyircilerin hayranlıklarını heyecanla ifade etmekten kendilerini alamamışlardı.

Türkiye’de ilk oynanışı olan 14 Şubat 1942’de Ankara Devlet Konservatuvarı Halkevi Sahnesi’nde, daha sonra 23 Mayıs 1943 Ankara Halkevi’ndeki temsilinde ise Cumhurbaşkanı İsmet İnönü, Başbakan, Milli Eğitim Bakanı, bakanlar, generaller ve diğer yetkilerle izlemişti.

Ankara Devlet konservatuvarının genç sanatçılarının büyük başarıları diye başlık atılan gazete haberleri. ‘’Büyük besteci Ludwig V. Beethoven’in Fidelio adlı biricik operasını icra ettiler. Böyle mühim bir sanat hadisesini alkışlamak her münevvere bir borçtur. Memleketimizde sanat hareketlerinin gün geçtikçe inkişaf etmesi iftihar edilecek bir olaydır. Devlet konservatuvarı, Opera şubesi geçen yıl Tosca, Madama Butterfly operalarını oynadığı zaman opera sanatının birde ilk hareketi olduğu sevilerimizi, ruhlarımızı rahatlatmıştık. Puccini ile başlayan genç sanatkarlarımız bugün Beethoven'e varabildiler. Beethoven'in bu biricik operasının opera sanatının mı yüksek abidelerinden biri olduğu şüphesizdir. Böyle bir eseri temsil etmeye karar vermek başlı başına bir cesarettir. Ve be cesareti, Devlet Konservatuvarı kendinde buldu, bu işle takdire layıktır.

“Fidelio„ da rol alan bariton Orhan, Nurullah Şevket Taşkıran, Nihat Kızıltan, Süleyman Tamer, Rabia Erler ve sair genç arkadaşlar tebrike layıktırlar.’’

 

Beethoven’in 125. Ölüm yılı nedeniyle 1952 yılında Ankara Devlet Tiyatrosu Opera Bölümünde Fidelio operası Vedat Gürten’in rejisi ile sahnelenmişti. Orkestrayı Dr. Hörner’in idare ettiği operada Fidelio’da Saadet Alp, Rocco rolünde Ruhi Su, Don Pizzaro rolünde Vedat Gürten başarılı bir etkinlik çıkarmışlardı. Bu oyunda özellikle Ruhi Su’nun büyük başarısı nedeniyle seyircinin çok büyük alkışlarıyla ödüllendirilmişti. Bu temsile dönemin Cumhurbaşkanı Celal Bayar da gelmiş ve fuayede onlala birlikte fotoğraf da çektirmişti.

 

Ankara’dan sonra da İstanbul’da da Fidelio operası seyirci ile buluşmuştu. 1 Ekim 1970’de İstanbul Devlet Opera ve Balesi, yangından önce Kültür Sarayı’nda Aydın Gün’ün rejisi ile sahnedeydi. Beethoven’in ölümünün 100. Yılı nedeniyle sahneye konulan temsilin orkestra şefliğini Robert Wagner, koro şefliğini Gustav Kuhn, dekor ve kostüm tasarımı Seza Altındağ, ışık tasarımını Ertekin Kulan yapmıştı. Bu oyunda şu sanatçılar rol almışlardı:

Don Pizarro:   Özcan Sevgen, Don Femando: Nurhan Rüçhan, Florestan:   Manfreid Schmidt

Rocco: Mustafa İktu, Marzelline:   Oya Tekin, Ayşe İktu, Jaquino:   Bedros Kuyumcu

Leonore:   Meral Alper, ı. Mahkum:   Kevork Boyacı, 2. Mahkum:   Ümit Toksöz

 

Bütün Dünya’da olduğu gibi İstanbul Operası da Beethoven yılı nedeniyle Fidelyo’yu sahnelemişti. Ancak bu kez daha büyük sahne, teknoloji ve konfor vardı. Aydın Gün gibi bir ustanın sahnelediği opera bu kez tam göz doyurmuştu. Temsilin birinci perdesi biraz sönük olsa da ikinci perdesi oldukça başarılı idi. Bunda en önemli etken, Leonora rolündeki Meral Alper’in dramatik soprano olmaması nedeniyle biraz zorlanmasının dışında her şey mükemmeldi. Florestan rolündeki Manfreid Schmidt, Rocco rolündeki Mustafa İktu, Marzelline’de Oya Tekin (Atay), Don Pizzaro’da Özc Sevgen, Jaquino’da ise Bedros Kuyumcu da görevlerini yapmışlardı. Daha uzun süre oynanması planlanan Fidelio Kültür Sarayı yangını sonrasında kaldırılmıştı.

 

Son olarak İstanbul’da AKM açıldıktan sonra 11 Ekim 1978 tarihinde yine bu eser sahneye konuldu. Yine Aydın Gün’ün rejisi ile sahnelenen operanın orkestra şefi Michel Anguelev, koro şefi Gökçen Irmak (Koray), dekor ve kostüm tasarımı Seza Altındağ, ışık tasarımı Ertekin Kulan’dı.

 

Atatürk Kültür Merkezi tekrar açılmış ve binanın ‘’Altın Yılları’’ başlamıştı. Bu temsilde de Florestan’da Erol Uras, Marzellina’da Mine Mater, Oya Tekin (Atay), Leonara’da Meral Alper ile dönüşümlü Melek Çeliktaş, Pizzaro’da Nejat Boren ve Ömer Sabar, Jaquino’da Songür Ünal, Sami Behar, Ferrando’da Erdem Türkbay, 1. Mahkum’da Leonidas Asteris,

2. Mahkum’da Ferdi Atuner ve Mustafa İktu da Rocco karakteri ile çok başarılı bir performans sergilemişlerdi. Bilindiği gibi, Beethoven, insan sesini müzik aleti sesi gibi kullanmış, bu da solist icralarında oldukça zor partilere yer vermekteydi.

İşte bu yeniden açılış programa sanatseverler yurdumuzun iki opera kurumundan ayrı ayrı iki yapıt izleme olanağı sağladı. İstanbul Devlet Opera ve Balesi belki de yaşadığınız bu dönemde gerekli olduğu düşüncesiyle karı koca sevgisini özgürlük aşkını dostluğun kutsallığını anlatan bir başyapıt getirdi sahneye; Beetheven'in ‘’Fidelio"su... Bu, bestecisini tam bir doyuma iletememiş, türlü düzenlemelerine uğramış, ideal opera tanımına uyumu tartışılagelmiş yapıtını, özellikle şarkıcıları, yer yer güçlüklere düşüren müzik yapısı, genel denge ve hazırlanan özlenen düzey bozulmadan seslendirildi Merkez Sahnesinde. Bas Mustafa İktu, planlara aşırı saygılı oyunu, olgun ve rolüne (Zindancı Rocco) uyarlı sesiyle, soprano Oya Tekin rolüne (kızı Marcellina) yatkın sesi ve sevimli aryalarla işlediği oyunuyla bu sonucun en olumlu puanlarını derlediler. Ayrıca. güç partilerine tecrübeleri ve çabalarıyla eğilerek hançere olanaklarını oturtun iki sanatçıyı, soprano Meral Alper (Leonore) ve tenor Erol Uras’ı (eşi Florestan) bu güç görevlerinde sağladıkları olumlu izlenimden ötürü övgüler almıştı. Bariton Nejat Boren rolüne (Don Pizzaro) uymayan lirik bariton sesiyle istemeden hafif gölge düşürürken, tenor Songür Ünal (Jaquino) ve bariton Erdem Türkbay (Don Fernando) nitelikleriyle operanın yapısındaki iki önemli desteği elde etmişti. Dönemin Genel Sanat Yönetmeni Aydın Gün oyun yönetiminde alışılagelmiş planları uygularken, bir sorunu gene önemsememiş, otuz-kırk yıl önceleri dilini günümüz Türkçesine dönüştürme yolundaki küçük fakat önemli çabayı unutmuştu. Müzik yönetmeni Mişel Anguelev ve yapıtın önemli öğesi olan koroyu çalıştıran Gökçen Iramak, genel sonuçtaki başarıda pay sahibiydiler. Dekorların olağanüstü boyutlu Merkez sahnesine oturmamış görüntüsü son sahne dışında inandırıcı olmaktan uzak kalmıştı. 

      

Ankara ve İstanbul’dan sonra İzmir de Fidelio operasını sahneleyen kurumlar arasındaydı. 1999 yılında Mehmet Ergüven’in epik formatta sahneye koyduğu eserin orkestra şefliğini Ercan Yenal, sahne tasarımını Adnan Öngün yapmıştı. İzmir Devlet Operasında (18 Mayıs 1999'da) sahnelenen "Fidelio", ülkemizde, diyaloglar (konuşmalar) dahil özgün dilinde, yani Almanca olarak gerçekleştirilen ilk "Fidelio" temsilidir. Bir diğer deyişle bir Türkiye Prömiyeridir. Üst yazı olarak verilen ve dergide de yer alan Türkçe metin ülkemizin sayılı birkaç Almanca çevirmeninden biri olan yazarımız Ahmet Cemal'e aittir ve edebî anlamda aslına uygun şekilde (ölçülü, kafiyeli) yapılan ilk çeviridir.  Bu yapım İzmir’de büyük bir cesaret örneği olarak kabul edilerek çok beğenilmiş ve bu nedenle İstanbul’a da turneye gitmişti. 7 Kasım 2000 tarihinde İstanbul AKM’de, 90 yaşında olup 72. Sanat yılını kutlayan Semiha Berksoy’un Fidelio sunumu ile temsil gerçekleşmişti. İstanbul AKM'deki temsili (Ahmet Cemal'in giriş konuşmasından sonra) Semiha Berksoy'un "Fidelio sunumu ile" Leonore'nin aryasını ("Abscheulicher, wo eilst du hin") seslendirdi, akabinde eserin tümü İzmir Operası sanatçıları tarafından baştan sona sergilendi. Eserin solistlerine gelince Leonore’de Ayşe Tek Yenal, Florestan’da Graham Sanders, Don Pizzaro’da Gökhan Koç, Marzellina’da, o dönem İzmir Opera Müdürü olan Aytül Büyüksaraç, Zindancı Rocco’da Alpaslan Mater rol almışlardı. Bu temsilde Ayşe Tek’in Leonore karakterine uygun yorumu, Florestan’daki İngiliz tenorun başarılı icrası, Gökhan Koç’un Pizzaro’daki performansı ile Marzellina’daki Aytül Büyüksaraç’ın son derece temiz sesi ile icrası da o dönemde çok beğenilen sanatçılar arasındaydı. Rocco’daki Alpaslan Mater’in başarısının yanında koro şefi Georg Achim Földes de bol alkış alanlar arasındaydı.

 

İDOB DA FIDELIO İÇİN HAZIRLANIYOR

İstanbul’da en son AKM’nin yeniden açılışı nedeniyle Aydın Gün’ün rejisi ile sahneye konulan Fidelio, o tarihten sonra bir daha oynanmadı. Bunu eksikliği telafi etmek amacıyla İDOB yönetimi, bu eseri tekrar sahnelemeye karar verdi. Sezon açılışı 1 Eylül 2021’de “FIDELIO” Operası ile gerçekleşiyor. Küresel salgın koşulları nedeniyle, orkestra çukurunu kullanayamayan orkestra sanatçıları için sahne üstünde, konser düzeninde seslendirilecek olan eser, Almanca seslendirilecek. Orkestra Şefi Murat Cem Orhan yönetiminde İstanbul Devlet Opera ve Balesi Orkestrası ve koro şefi Volkan Akkoç yönetiminde İstanbul Devlet Opera ve Balesi Korosu sahnede olacak. Konserin kurgusu ise Suat Arıkan’a ait. Sahnenin küçük olması, sahne üstünde aynı anda hem orkestra hem solistler hem de koro ile birlikte dekorun yer alması nedeniyle, bazı orkestra sazlarından feragat etme gereği olmuştur.

Bu arada, sahne üstünde sembolik de olsa, dekor tasarım ve uygulamasını gerçekleştirerek, sanatçıların tüm kostümlerini, kuruma hiç para harcatmadan uygulayan İDOB sahne tasarımcısı Olcay Engin Kaymaz’da da kutlamak gerekiyor.

Konserlerde dönüşümlü olarak; Don Fernando: Utku Bayburt / Alper Göçeri, Don Pizarro: N. Işık Belen / Umut Tingür, Florestan: Ali Murat Erengül /Yoel Keşap, Fidelio (Leonore): Şebnem A.Kışlalı / Mine Kurtoğlu/Ayşe Sezerman,  Rocco: Göktuğ Alpaşar / Kenan Dağaşan, Marzelline: Dilruba Bilgi / Hale Soner Kekeç, Jaquino: Ufuk Toker / Onur Turan rol alacaklar.

Fidelio operası 1,3 ve 4 Eylül’de Kadıköy Belediyesi Süreyya sahnesinde seyirci ile buluşacak.

 

İsmail Hakkın Aksu                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                                               

 
Toplam blog
: 137
: 116
Kayıt tarihi
: 13.09.11
 
 

Ressam, dekoratör, araştımacı yazar. ..