Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Mart '09

 
Kategori
Seçim
 

2 Milyon 65 Bin 729 kişi

Bundan 5 sene önce 28 Mart 2004 tarihindeki yerel seçimlerde İstanbul'da 2, 065, 729 kişi, Ankara'da da yaklaşık 600, 000 kişi oy kullanmamıştı. Diğer şehirleri de hesaba kattığımızda oy kullanmayanların sayısı yaklaşık 13 milyon gibi büyük bir sayıya ulaşmıştı. Bu insanlar oy vermek yerine ne yaptılar acaba?

Hafta sonu partisi, doğumgünü partisi, çoluk çocuk bruncha mı gidildi dersiniz? Pekiyi bu neye çözüm oldu? Kime ya da kimlere yaradı? Sonra da çıkıp siyasetçileri eleştiriyoruz?

Sanırım burada "Çözüm kültürü" konusunda toplumumuzda gözlemlediğim bazı davranış biçimlerinin önemli katkısı var;

Şöyle ki, sorunların çözümü hayatın her diliminde karşımıza çıkan bir problemdir. Her çözüm girişimi ve deneyimi, dünyayı ve hayatı biraz daha iyi bir şekilde anlamamızı sağlar. Bu arada başarısızlıklardan ve hatalarımızdan da öğreniriz. Aslında, "Hayat Problem Çözmektir" felsefesi üzerine kurulmuştur diyebiliriz.

Türkiye'de kişisel ve gündelik sorunlara, pratik çözümler bulma kültürü epey gelişmiş bir düzeydedir. Sorunlara kestirme çözümler bulmak bize çekici gelir. Kalıcı iyileşmeye yönelik çözümlerin gerektirdiği zahmetten çoğu kez kaçarız.

Mazeret üretiminde üstümüze yoktur. Bir şeyleri hiç yapmamak veya eksik yapılan işleri hoş göstermek için üretilen bahane ve özürler, çözüm üretimine giden yolu kapatır. Aksaklıklar için bir mazeret bulduğumuzda rahatlar ve suçun hep başkalarında olduğuna inanırız. Suç başkalarında olduğuna göre, sorunlara çözüm bulma görevi de onlara düşer tabii ki!

Bu tip çözümler bizi elimizi taşın altına koymaktan kurtaracağı için işimize gelir. Sonuçta yıllardır yaşadığımız üzere birinin yaptığını diğeri bozar, harcanan emek ve para boşa gider, bu arada birileri zengin olur..

Bu tip yöntemler ile ulaşılan geçici çözümler ise ancak kısa bir süre yararlı olur. Bir süre sonra sorun daha ağırlaşmış olarak gündemin ilk sırasına oturur. Türkiye'deki tüm yatırımı İstanbul'a yapıp, ondan sonra artan nüfusun sonucu olarak artan trafikten şikayet etmek gibi...

Türkiye'de bir sorun ortaya çıktığında çözüm hep başkalarından beklenir. Oysa sorunların çözümü için kendimizde dahil olmak üzere herkesin kendi çapında çabasına ihtiyaç yok mudur? Bir sorunun çözümüne katkımız ne kadar küçük olursa olsun, sorunları azaltır ve çözüm ihtimalini yükseltmez mi sizce?

29 Mart Yerel seçimlerinde seçeceğimiz adaylar bizim yaşantımızın kalitesine önümüzdeki 5 yıl için yön verecekler. Hatta yapacakları inşaatlar belki yaşadığımız kente 100 yıl damgasını vuracak. İsteyelim istemeyelim, kızalım kızmayalım, beğenelim beğenmeyelim elimizdeki adaylardan birini seçmek durumundayız.

Bu adaylar arasından özellikle dürüst, samimi, vizyon sahibi ve çağdaş olanını seçelim ki yaşadığımız şehirler kaliteye kavuşsun. İmarcı/rantçı belediyeler yerine şehirciliği öne çıkartan, şehri binalarla doldurup betonlaşmış fakirlik yaratmak yerine sürdürülebilir bir yaşamı sağlayan kentlere kavuşalım.

Unutmayınız "Namevcut Her Zaman Haksızdır".....

 
Toplam blog
: 115
: 586
Kayıt tarihi
: 29.01.07
 
 

Tarsus Amerikan Lisesi (1984) O.D.T.Ü - İnşaat Müh. (1989) SUNY at Buffalo - Yüksek Lisans (1992) 19..