20 Numara

Pazar günkü Fenerbahçe- Beşiktaş derbisinin yankıları sürüyor. Özellikle Emenike olayı ile Emre’nin yaptıkları gündemi meşgul etmeye devam ediyor.

Ben de maç yazımda bu konuya değinmiş ve aynen şunları yazmıştım: ‘’ … Bu arada Fenerbahçe kendi içerisinde bu olayları yaşarken Bilic, kendisini hiç ilgilendirmeyen bu olaya müdahil oldu ve Emre ile gereksiz bir tartışmaya girdi. Elbette burada Emre’ye de sarı kart gerekiyordu ama Fırat Aydınus bunu da göstermedi. Tabii eğer küfür varsa bu kartın rengi kırmızı olmalıydı. Eğer Bilic de küfür etmişse o da tribüne gönderilmeliydi.’’

Hala da bu düşüncelerimin arkasındayım. Ancak ben bu satırları maçın hemen ardından yazdım. İlerleyen süreçte görüntüler tekrar tekrar yayınlandı. Hatta maç sonu soyunma odası görüntüleri de yayınlandı. Bu durumda olay biraz daha açıklık kazandı.

Fenerbahçe, Emenike sorunu ile uğraşıyor. Bu sırada Beşiktaş kulübesine ilk gidip fitili ateşleyen Bruno Alves oluyor. Ardından Caner gelip Alves’i uzaklaştırıyor ve olayları yatıştırıyor. İşte burada orta sahadan koşup gelen Emre olaya müdahil oluyor ve Slaven Bilic’e küfürler etmeye ve el kol hareketleri yapmaya başlıyor. Bunun üzerine İsmail Kartal da dahil olmak üzere araya girip Emre’yi oradan uzaklaştırmaya çalışıyorlar.

İşin öncesinden başlayalım. Bu maç Fırat Aydınus için çok talihsiz bir maç oldu. Fırat Aydınus, öncelikle Emenike olayında çok ciddi bir hata yaptı. Formasını çıkarıp sahayı izinsiz terk eden futbolcuya sarı kart göstermedi. Oysa kural çok açık. Fırat Aydınus, ben görmedim diyemez çünkü görüntülerde Aydınus, formasını çıkarmış Emenike ile aynı karede yer alıyor. Bu nedenle çok ciddi bir hata söz konusu. Hatta burada kural hatasından bile söz edebiliriz.

Fırat Aydınus ikinci büyük hatayı Emre olayında yaptı. Ettiği küfürlerden dolayı kırmızı kart görmesi gereken Emre, sarı kart bile görmeden olaydan sıyrıldı. Oysa sadece rakip teknik direktöre yaptığı el kol hareketleri bile sarı kartı gerektiriyordu. Ancak Emre, bu el kol hareketlerinin üzerine bir de küfür ettiği halde hiçbir kart görmedi. Oysa tekrar belirtiyorum, yaptıklarının karşılığı kırmızı karttı. Maç sonrası yazımda da belirttiğim gibi, eğer Bilic de küfür etmişse o da tribüne gönderilmeliydi. Fakat Bilic’in küfür ettiğine dair hiçbir emare şu ana kadar ortaya çıkmadı.

Fırat Aydınus, Emre olayında da görmedim, duymadım diyemez. Çünkü fotoğrafta da görüldüğü üzere Emre, Bilic’in üzerine konuşarak yürürken yan hakem, dördüncü hakem ve maçın hakemi Fırat Aydınus olay yerinde yer alıyorlar. Üstelik yan hakem ve dördüncü hakem Emre’nin ağzına doğru bakıyorlar. Yani ne söylediğini açık olarak duyup, görebiliyorlar. Ama kırmızı kart çıkmıyor.

Fenerbahçe’nin 20 numaralı futbolcusu Emre, ilk maçta da aynı şeyleri yapmıştı. Bu 20 numaralı futbolcunun vukuatları bildiğiniz gibi yeni değil. Bu 20 numaralı futbolcu yıllar önce bir milli maçta basın tribününe koluyla edep dışı bir hareket yapmıştı. Bunun dışında neredeyse her maçta rakip oyuncular ve hakemlerle girdiği diyaloglar gündeme oturdu. Özellikle her derbi maçında yaptığı etik ve kural dışı hareketlerle ön plana çıktı. İngiltere’de futbol oynarken başı ırkçılıktan dolayı derde girmişti. Ülkemizde de Zokora ile buna benzer bir sorun yaşamıştı. Galatasaraylı Milan Baros’un ise ayak bileğini iki yerden kırarak futbol hayatının bitmesinde etkili olmuştu. Son Galatasaray derbisinden sonra da Fenerbahçe tribünlerine daha önce formasını giydiği Galatasaray’a karşı etik dışı tezahüratlar yaptırmıştı.

Bunlar 20 numaranın hemen ilk anda akla gelen vukuatları. Bu 20 numara ilk eğitimini Galatasaray’da Fatih Terim’in yanında aldı. Futboluna hiçbir şey diyemeyeceğimiz ama saha içinde hakemin yüzüne bile tükürebilen Hagi’den etkilendi. Son olarak Fenerbahçe’de Aziz Yıldırım’ın yanında uzmanlığını yaptı. İşte bu akademik kadronun ortaya çıkarttığı ürün de doğal olarak böyle oluyor!

Bu 20 numara halen milli takım kampında bulunuyor. Üstelik de milli takımımızın kaptanı konumunda. Oysa kendisi Türk futboluna zarar veren kişilerin başında geliyor. Hatırlarsanız, bir ara İspanya’ya gitmişti. O dönemde futbolumuz rahatlamıştı ve bu tür etik dışı olaylar pek yaşanmaz olmuştu. Ancak bu 20 numara Atletico Madrid’de forma şansı bulamadı ve Aziz Yıldırım, o dönemdeki teknik direktörü Aykut Kocaman’a rağmen bunu kolundan tuttu ve devre arasında Fenerbahçe’ye geri getirdi. Daha önce 5 numaralı formasıyla futbolumuza zarar veren bu futbolcu, o tarihten itibaren 20 numaralı formasıyla kaldığı yerden faaliyetlerine devam etti ve futbol ortamımızı tekrar gerdi.

Daha önce de yazmıştım, hala aynı fikirdeyim. Türk futbolunun geleceği için bu 20 numaralı Emre ve arkadaşı Volkan gibi futbolcuların futbolu bırakması gerekiyor. Fenerbahçe belki şimdi yapamaz ama sezon sonunda futbolumuzun geleceği adına bu isimlerle yollarını ayırmalı. TFF de hemen şu anda radikal bir karar alıp bu futbolcuyu milli takım kadrosundan çıkarmalı ve bir daha da almamalı.  Bu 20 numara, bırakın kaptanlığı milli takım formasını giymeyi dahi hak etmiyor.

Temiz futbol istiyoruz. İnsanların eşleri ve çocukları ile maç seyredebilmelerini istiyoruz. Türk futbolunda düşmanlıkların, kavgaların bitmesini istiyoruz. Kaliteli futbol istiyoruz. İşte bütün bunlar için bu 20 numara ve onun gibilerin artık futbol sahalarında yer almamaları gerekiyor.

Kavgasız, gürültüsüz, insanların aileleriyle birlikte maç izleyebildiği bir Türk futbolu dileğiyle…

tolgaersari@hotmail.com

https://twitter.com/tolgaersari

https://www.facebook.com/tolgaersari