Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Aralık '10

 
Kategori
Yurtdışından Bildiriyorum
 

2011 Yılı Dünyada kin ve intikamın olmadığı, barış ve sağlık dolu bir yıl olsun.

2011 Yılı Dünyada kin ve intikamın olmadığı, barış ve sağlık dolu bir yıl olsun.
 

Muhammed Rahmani, USA'dan sizleri sevgiyle selamlıyor.


Sevgili Dostlarım,

Sizlere bizim ellerde kuşaktan kuşağa anlatılan bir “Babanın Evladına Öyküsü” nü yeni yıl armağanı olarak aktarmak istiyorum.

Rivayet edilir ki Türkmen aşiretinde bir bilge babanın oğluna verdiği nasihati içerir bu öykü.

BİR BABA EVLENMEK ÜZERE OLAN OĞLUNA TAVSİYELERDE BULUNUR:

Baba, "-Ey oğul; Son tavsiyemi sana mutfakta anlatmak istiyorum" demiş.

Mutfakta hiç yemek yapmamış daha doğrusu yemek yapmayı bilmeyen delikanlı, "Olur" demiş çekine, çekine.

Baba, ocağa aynı büyüklükte üç kap koymuş, hepsini suyla doldurup üçünün de altını yakmış.

"Şimdi, istediğim her şeyden iki tane vereceksin bana" demiş oğluna.

Sırasıyla havuç, yumurta ve kavrulmamış kahve çekirdeği istemiş...

Oğlu hepsinden ikişer tane vermiş babasına. Adam iki havucu birinci kaba, iki yumurtayı ikinci kaba ve iki kavrulmamış kahve çekirdeğini üçüncü kaba koymuş.

Her üçünü de yirmi dakika süreyle kaynatmış.

Daha sonra kapları indirip yemek masasına buyur etmiş oğlunu.

Yemek masasında üç tabak duruyormuş. Kaplarda kaynayan havuçları, yumurtaları ve kahve çekirdeklerini büyük bir özenle tabaklara yerleştirmiş.

Sonra oğluna dönüp sormuş: "Ne görüyorsun?" Oğlu düşünürken açıklamaya başlamış.

"Havuçlar haşlandıkça aslını kaybedip yumuşamış.

Yumurtalar görünüşte baştaki gibi sert duruyorlar ama içleri katılaşmış.

Kahve taneleri ise olduğu gibi duruyor, başta neyseler sonunda da öyleler.. "

Sonra asıl tavsiyesine sıra gelmiş:

EVLİLİKTE AŞK VE ŞEFKAT BİRLİKTE OLMALIDIR.

Aşksız bir evlilikte her iki eş de şu gördüğün havuçlar gibi birbirlerini tüketirler, eskitirler, pörsütürler.

Şefkatsiz bir evlilikte ise eşler birbirlerine ne kadar tahammül etseler de, şu gördüğün yumurtalar gibi içten içe katılaşırlar, birbirlerinden uzaklaşırlar.

Aşkın da şefkatin de olduğu bir evlilikte ise, şartlar ne olursa olsun, eşler tıpkı şu kahve taneleri gibi, birbirlerinin yanında kalırlar, kendi kişiliklerini yitirmezler.

Kahve tanelerinin tekrar kaynatılmaya hazır olmaları gibi, onlar da birbirleriyle baş başa uzun yıllar geçirmeye isteklidirler.

Oğlu aldığı bu dersten tatmin olmuşa benzer.

Fakat, "Asıl ders bu değil!" demiş baba.

Oğlunun elinden tutup onu ocağın üzerinde bıraktığı kapların içinde kalan suları gösterir.

“-Havuçlardan ve yumurtalardan arta kalan suya bak... İkisinde de bir tat yok "

Kahve çekirdeklerini çıkardığı kaptaki suyu yavaşça bir fincana boşaltır.

Mis gibi taze kahve kokuyordur. Fincanı oğluna uzatır, “içmek istersin herhalde" der.

Oğlu kahvesini yudumlarken konuşmasını sürdürür.

"Kahve çekirdekleri gibi birbirlerini tüketmeyen eşlerin paylaştığı yuva da işte böyle olur. Mis gibi, temiz ve huzur verici bir tattadır.”

Başka herkesin fincanına koyup yudumlayacağı taze bir kahve gibi...

Baba devam eder, ; “Çünkü onlar birbirlerini harcamayarak, birbirlerine aşkla ve şefkatle davranarak, hayata kendi tatlarının, kokularının ve renklerinin özünü birbirlerine katmayı başardılar."

Kahve taneleri gibi olabileceğimiz bir yaşam geçirmemiz dileğiyle…

Dileğim odur ki; 2011 yılı Dünya insanlarına barış, huzur ve sağlık getirsin.

Türkiye’ye selam ve saygılarımla.


....

...

...

Muhammed RAHMANİ

26.12.2009 Illinois – ABD

TEKSAS - ABD

e-posta: muhammedrahmani@hotmail.com

http://blog.milliyet.com.tr/Blogger.aspx?UyeNo=2291978

 
Toplam blog
: 25
: 4253
Kayıt tarihi
: 11.12.10
 
 

Muhammed Rahmani, İran'lı baba ve Türkmen annenin çocuğu olarak, Hazar Denizi kıyılarındaki, (Bandar..