Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Eylül '08

 
Kategori
Sosyoloji
 

24 saat sorumluyuz olan bitenden...

24 saat sorumluyuz olan bitenden...
 

Armut nereye düşer?

Dibine.. İyi de zavallı armut niye dibine düşer?

Poposu büyüktür de ondan.. 'Lönk' diye oturuverir toprağa, yuvarlanmayı beceremez...

'E, küresel ısınma var...'
'Of, yok hocam, ne küresel ısınması, bizim köyü sel aldı geçen hafta, bilmiyo'sun sen'

Bu lafı eden, mahallemizin bakkalı... Evet bizim bir mahalle bakkalımız var. Vardı daha doğrusu. Daha doğrusu yarı yarıya var artık zira iki kardeşten biri sizlere ömür!

Zavallı adamcağız uyurken, komşusu bangır bangır kapısını vuruyor! Kadıncağız panik içinde... Bizimki de uyku sersemi fırlıyor... Nedir; alt katta içeride kalan ve feryat figan ağlamakta olan minik yavruyu 'kurtaracak', anahtar da içeride kalmış, çocuk da...

Bir sürü şey denediği halde miniğe kapıyı açtıramayınca çareyi ne yapmakta buluyor dersiniz?

Eve geri çıkıyor. Balkondan, miniğin olduğu dairenin balkonuna geçecek çünkü, olay hallolacak... Bu arada kendini sağlama almayı da ihmal etmiyor elbette; biiiir, kendi kızının elinden tutuyor, ikiiiii beline bir çamaşır ipi bağlayıp, ipin diğer ucunu da balkonun kapısının koluna bağlıyor.

Salıyor kendini aşağıya...

Sonuç?

'Tahmin edene bir armut' şeklinde abuk subuk bir cümle yazarmışım buraya...

Sonuç; binanın çevresindeki, o bahçe korkulukları mıdır her ne naneyse, ona saplanıyor... 'Kazıklı Voyvoda (Prens Drakula)' modeli..

Keskin üslubumu affedin; üzüntü ve kızgınlığı bir arada yaşayarak yazmaktayım çünkü...

Yok Deniz Feneri imiş, yok Ergenekon'muş... Ve tabi isimlendirilmeden, yıllardır yapılan diğer şeyler...

Biz farkında olduğumuz halde sustuğumuz için, yukarıda anlatılan olayların kahramanları olan ve onlar gibi olan çççoookkk sayıda vatandaşımız, herşeyi kendi algıladıkları gibi yaşamaya ve maalesef topluma yön vermeye devam ediyorlar.

Çünkü armut dibine düşüyor.

Herşey karşındakinin anladığı kadardır tamam, ama kardeşim, memlekette herkes herşeyi başka başka anlıyor!

Çünkü zaten birileri bunun böyle olmasını istiyor!

Yoksa kim tutar içinden bir Atatürk çıkarmayı becermiş halkı? Sonra dünyada söz sahibi olurlar falan, aman Allah korusun!

Niye bu beyinleri; eğitimi, eğitenleri ve diğer tüm koşulları, milli ve güzel ve kaliteli ve onurlu ve bilinçli ve esaslı bir hale getirmemize izin vermiyorlar? Bir de buna göz yumuyorlar, bir de üstüne yardım ediyorlar?

Bu nasıl bir hainliktir, bu nasıl bir algılayamama sorunudur, bu nasıl bir bilgisizlik, nasıl bir kendini haklı görebilme durumudur?

'Müslümanlık' ile 'hainlik' nasıl yanyana varolabiliyor? Hiç mi korkmuyorlar sonraki sorgudan sualden?

'Allah'tan bulsun', böyle durumlar için söyleniyor olmalı...

Ama yetmiyor... Çok şey bulmak, buldurmak lazım, çok!

Of içim şişti gecenin bir vakti. Kabus gibi, karabasan gibi... Bir türlü uyanamıyorsun, ve başkalarının da 'gaflet uykuları'ndan uyanamadıklarını sürekli seyretmek zorundasın...

Aşağı tükürsen sakal, yukarı tükürsen bıyık, e karşıdan da rüzgar esiyor ama...

 
Toplam blog
: 61
: 937
Kayıt tarihi
: 20.09.08
 
 

Yazmak sorumluluk istiyor. Zor iş, başka bir alem. Yaşamın ta kendisi gibi. ..