Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ağustos '12

 
Kategori
Futbol
 

29 Ağustos 21:45 Zafer mi yakın hüzün mü?

29 Ağustos 21:45 Zafer mi yakın hüzün mü?
 

Zafer sadece inananlarındır.


Dün akşam oynanan Şampiyonlar ligi gruplarına kalma son eleme  ilk maçında Moskova'dan 2-1 lik yenilgi ile dönen Fenerbahçe  umutlarını ve iddiasını Kadıköydeki maça taşıdı.

MAÇ  YORUMU:

Karşılaşmanın ilk yarısında Spartak Moskova daha üstün ve topa daha fazla sahip olsa da beklenilen gol pozisyonlarına giremedi. Bunda Fenerbahçenin orta sahayı kalabalık tutması ve daha defansif  yapıda bir kadro ile maça başlaması etkendi. Spartak Moskova daha organize olmasıyla , daha hızlı pas ve verkaçlarla orta sahayı çabuk geçerek ceza sahasına kadar kolayca gelebildi. Kenardan yapılan ortalarda defans hattı ve kaleci Mert dikkatli idi. Müdahale  hatası yapmadılar. Sadece  kornerden gelen pozisyonda Ari 'nin yere doğru vurduğu kafa vuruşu Mert'i az kalsın yanıltıyordu. İlk 45 dakikanın  büyük bir çoğunluğunda topu daha fazla kullanan Moskova takımına karşı Fenerbahçe top kapmakta yetersiz kaldı. Ancak ataklar sonlandığında top Fenerbahçeye geçiyordu. Zaman zaman saman alevi gibi 2-3 dakika topla oynamaya çalışan oyuncularımız kolay top kaybedip zor kazandılar.Oysa bu kadar kalabalık orta saha oyuncuları ile çok daha fazla top rakipten kazanılmalıydı.

Kadro seçimi ise iki maçlı bir elemeye göre deplasman maçına göre düşünülmüştü ve yanlış değildi. Hem gol yememe düşüncesi ve hem de gol bulma isteği Kuyt ve Sow 'un birlikte görev almasından belliydi. Ancak eksik kalan uygulama bu ikiliye top atacak oyuncuların olmamasıydı. Gerek Topal ve Topuz gerekse Selçuk ve Christian bunu yapamadılar. Rakip  oyuncular Fenerbahçeli oyunculardan daha agresif bir pres yaptılar ve daha çok top kazandılar. Böyle olunca ilk yarıda Fenerbahçenin gol pozisyonu bulması tesadüfi ve beklenmedik rakip hatalarına kalmıştı. Bu da gerçekleşmedi.Bir karambol pozisyonunda Topuz'un kale önünde topla buluşmasından başka  ayağa kalktığımız bir pozisyon olmadı. Topla daha fazla oynayan rakip takım olunca Fenrbahçe'nin orta saha ve forveti ile defansı da çok fazla koşmak ve enerji sarfetmek zorunda kaldılar. Birkaç pozisyonda Sow defansa gelerek yardımcı olmaya çalıştı. Oysa onun enerjisini maça yayması ve dinç kalması gerekirdi. Ancak oyuncular  bu maçın Fenerbahçe için ne kadar önemli olduğunun bilinciyle var güçleri ile mücadele etmeye çalıştılar. İlk devre heyecanlı , dikkatli ve konsantrasyonu  yüksek seviyede tutmaya çalıştılar. Bunda başarılı oldular demek yanlış olmaz.

İkinci devre aynı kadro ile devam eden Fenerbahçe'de artık oyuna daha fazla ısınmış iki takım ve gelecek gollerin habercisi olan pozisyonlar daha ilk on dakika içinde geldi. Önce Mc Geady ve Emenike nin pozisyonuna Fenerbahçe  Christian 'ın süpriz kafa vuruşu ve kalecinin uzun boyu avantajı ile çıkardığı pozisyon ile cevap verdi. Maçın en  gole yakın pozisyonu bu dakikaya kadar bu olmuştu. Ancak Spartak öyle bi takımki çok çabuk pozisyona girebiliyorlar. Bir anda hızlı bir hücümda golü buldular. Kombarow 'un sağ taraftan, yerden kavisli asisti tam da Emenike için bir pozisyondu. Bu pozisyonda Hasan Ali 'nin oyunu süzmekte geç kalması gole neden oldu. Oysa kendi sırtı kaleye dönük olan Hasan Ali 'nin  Emenike gibi bir oyuncuyu kaçırmaması gerekiyordu. Zaten en az bir saniye dönme ve hızlanma süresi vardı . Bu süre Emenike  ile ikiye katlanınca skor da kolayca değişiyordu. Emenike' yi tanıyan tarzını, deparını bilen bir oyuncunun  biraz daha derinlik yapması ve Emenike 'yi önüne alması gerekiyordu. Çünkü arkasından koşarsanız yakalayamazsınız.

Skor 1-0  olduğunda Spartak ikinci golüde bulmak için hızlandı. Bu dakikalar önemli idi. Ancak oyunun gidişine göre   o anda beklenmeyen Fenerbahçe'nin golü Selçuk'un çabuk ve isabetli ortasına depar atan Sow 'un  kaleye vurmak yerine akıllıca bir hareket yaparak Kuyt 'a alda al dercesine kafa pasını vermesi skora beraberliği getirdi. Sow bu pas ile bir kaleci ve iki defans oyuncusunuda boşa çıkarırken oyuncu kalitesini de gösteriyordu. Kuyt ise soğukkanlılıkla yeniden üzerine hamle yapan oyuncuya rağmen  golü ustaca yaptı. Golden sonra Sow 'a giderek onun zekasını ödüllendirecek kadar da alçak gönüllü idi. Gol vuruşunu Kuyt yapsa da Sow 'un katkısı çok fazla idi. Skor 1-1 e gelince oyunda da dengeyi sağlamış görünen Fenerbahçe daha fazla topla oynayıp gol ve pozisyon bulabilecek izlenimini haklı olarak yarattı. Ancak yine Hasan Ali 'nin ceza sahasında çok daha erken basması ve topu kapması gerekirken Emenike 'nin vuruş yapmasına engel olamadı. Engel olmayı bırakalım müsade etti. Çünkü arasında mesafe bıraktı. İlk goldeki gibi yine yavaş kaldığını da söyleyebiliriz. Oysa Emenike 'ye yaklaşarak onun bu vuruşunu engelleyebilecek zamanı vardı. Çaprazdan sert bir şut çıkartan Emenike 'nin  vuruşunu Mert kısa mesafe olmasına rağmen güzel bir refleksle kornere gönderirken sadece golü bir dakika sonrasına ertelediğinin farkında değildi. Kornerden gelen topa bu defa ceza sahası içindeki adam paylaşma hatası eklenince Kombararov 'un tek hamlelik sert ve güzel vuruşu Moskova 'yı 2-1 öne geçirdi.

Skor 2-1 olduktan sonra da yine gol ve goller olabilecek heyecan ve bekleyiş vardı. Ancak olmadı. Bu skor golsüz beraberlikten kötü ancak 1-0 lık yenilgiden  avantajlıdır.

Elazığspor maçında kadro seçimi ve skor için eleştirilen Aykut Kocaman 'ı  anlamak isteyen yok. Fenerbahçe  iki değil beş puan kaybetsin, yeterki Spartak Moskovayı eleyebilsin ve Şampiyonlar Ligi'ne girebilsin.  İçerideki ligde puan kayıplarının telafisi her zaman mümkün. Ancak iki maçlık bul elemenin başka bir telafisi yok. Hem maddi kazanç hem prestj hemde reklam için Şampiyonlar ligi maçı çok daha önemli. Oyuncularında bu maçı düşünerek Elazığspor maçına konsantre olamamaları oldukça normal. Bu beraberlikten sonra acımasızca eleştirilen Aykut Kocaman asla bu eleştirileri haketmiyor.  Aykut Kocaman 'ın  Süper Kupa maçında da görüldüğü gibi  gerek saha kenarındaki tavrı giyimi duruşu Fenerbahçeye ne kadar  yakıştığının bir göstergesidir. Bir tarafta Aykut Kocaman 'ı diğer tarafta rakip takımın hocasını her haliyle görünce Aykut Kocaman 'dan bir kez daha ve fazlasıyla gurur duymalı Fenerbahçeliler. Bir iki kötü sonuçtan sonra teknik adam değişikliği asla çare ve gereklilik değildir. Taraftarlarımız dünyanın en deneyimli tecrübeli hocalarının hiç te başarılı olamadığını unutmasınlar. Bir Hiddink  bir Aragones yılların tecrübesi. Ama onların karneleride ortada. İki yılda bir şampiyonluk ve bir son 90 dakikada kaçan şampiyonluk başarı değilmidir.  Başarı eğer saha dışı olaylar, hakemler,devlet birimleri ile kazanıldığında başarı sayılacaksa bu tür şampiyonluklar ancak o takımların tarihine kara leke olarak geçer. Bu gün o başarılara haklı olarak  imza atan oyuncular ancak itirafta bulunuyor ve bunu kara leke olarak görüyorsa o leke o kişide değil  o formadadır. Bizler  her şeyi dışardan gören yorumlayan kişileriz. Oysa oyuncular ve teknik yönetim için bu konu çok daha önemlidir. Bizlerden  daha fazla ne yaptığını bilen bir kadromuz var. Onlara her zaman destek olmak gerekir. Taraftar için transfer bitmez.. Daha düne kadar M. Topal transfer edildiğinde alkışlayan taraftarın Elazığ maçı beraberlikle bitti diye sorumlu araması transfer istemesi doğru değildir. Messi bile transfer edilse bütün maçların galibiyetle biteceği garantisi olabilir mi? Futbolda bunlar olabilir. Normaldir. Olmalıda. Ancak 17 milyonluk Elazığspor 300 milyonluk Fenerbahçeden puan aldı diye Fenerbahçeye haksızlık edenler takımlarımızın Barcelona, Real Madrid yada maddi olarak daha değerli klüplerle karşılaştığında yenilmişmi olacaklar.

Her ne kadar basın gerek Emre gerekse Alex olayını her puan kaybında işleyerek Fenerbahçe yönetimi ve Aykut Kocaman 'ı zor durumda bırakmaya çalışsa da Fenerhahçeli taraftarın bu oyunlara artık hazırlıklı olması gerekir. On yıldır bu takımı zirvede tutan Alex 'in artık takımda olmaması gerektiğini yazmaya  çalışan ve her basın toplantısında artık Alex konusunu açmayın diye belirtmesine rağmen her gün basında Alex ile ilgili olumsuz durumlar yaratıp Fenerbahçeyi yıpratmaya çalışan basına artık tarafsız ve doğruyu yazan basın diyemeyiz.. Daha Vaslui ilk maçındaki beraberlikten sonra sanki turu kaybetmiş gibi Aykut Kocaman başta olmak üzere bir çok olumsuz konuyu  manşetlere taşıyan basın ( Vaslui nin kendi evinde kaybetmemesi, Aykut Kocaman 'ın Avrupa maçlarında galibiyet almamış olması, transferin güya erken yapılamaması vs .gibi) gerekli cevabı rövanş maçında fazlasıyla aldılar. Bu hafta da yılların spor yazarının ALex Hagi kıyaslaması ve ALex 'e önemsiz diyebilmesi spor basının da bunu manşet yapmasını nasıl izah edebiliriz.. Geçen yıl 3 Temmuzdan beri Fenebahçe'ye karşı bilinçli yapılan yıpratma ve yok etme politikasının hukuki ayağından şimdilik sonuç çıkaramayan taraflar bunu yazıları aracılığıyla yapmaya devam ediyorlar. Gerçekleri olduğu gibi değil oldukça agresif yorum yaparak, zaman zamanda taraftarı isyana yönlendirebilecek ,taraflı ve yanlış açıklamalarıyla amaçlarına ulaşmaya çalışıyorlar.

Bunlar boşuna çabalardır.  Spor basınının taraflı çarpık ve üç ay önce yazdıklarıyla çelişen ve zaman zaman belli bir birimin sözcülüğünü yapması pahasına yanlış yalan ve tahrik edici söz ve yazılarına ileriki bir blogumda değinmek istiyorum. 3 gün önce Fenerbahçeyi lige hazır olmamakla yorumlayanlar Hasan Ali'nin biraz  daha dikkati oynaması ile Moskovadan 1-0 lık galibiyetle dönülse idi bu  taraflı yandaş basın yalancı methiyelerini düzmeye hazırlanıyorladı. Fenerbahçe  nasıl oluyorsa 90 dakikada hazır hale geliyordu.. Sadece skora odaklı ve  hakarete varan eleştiriler futbol camiasına da basınımıza da kaos tan başka bir şey kazandırmaz. İki yıl önce bir Milli maçtan sonra Ceyhun Gülselam için milli takım çok iyi bir şutor kazandı diyerek sadece o maça göre yorum yapan spor yazarı U. Meleke nin herhalde Şenol Güneş yada Fatih terim yada Abdullah Avcı veya Hiddink ten daha fazla bildiği yada gördüğü bir şey vardı. Aynı Ceyhun ( Milli takımın harika şutörü)  geçen yıl Galatasarayda ancak hazırlık   maçlarında on birde çıkmabilmiş ve toplam bir elin parmağı kadar maçta bile görev alamamıştır. Geçen yıl Galatasarayın orta saha oyuncuları arasında  bir Xavi  bir Gerard bir İniesta olmalıki bu eniyi milli şutör görev alamamış  yedek kalmış olsun. ( Burada Ceyhun'un kalitesiz bir oyuncu olduğunu söylemiyorum)  İşte değerli spr basını bir oyuncuyu haksız bir şekilde göklere çıkararak lanse edebileceği gibi maalesef yetenekli olanlarıda kendi işlerine ve amaçlarına uymadığında kolayca taraftarların önüne yem olarak atabilmektedirler. Bu yüzden  futbolseverlerin bu yazarlara ve onların provokasyonlarına  karşı dikkatli olması takımlarının kötü sonuçlarında bunun bir oyun olduğu gerçeğini unutmadan desteğe devam etmelerini öneririm. Bu ve benzeri oyunların şimdide   oynandığını görmekteyiz Belli bir grup lehine bütün olumsuzluklar olumluya çevrilmiş durumda.. Bu konuyu başka bir yazıya bırakmak iyi olacak. Yinede köşesinden girmiş bulundum. Çünkü çok yazılacak şey var bu konuda.

RÖVANŞTA NELER OLABİLİR.

İstanbul'da her halükarda gol bulması gereken Fenerbahçe bunu yapabilecek güçte ve kalitede. Ancak şu unutulmamalıdır ki Spartak Moskova İstanbul'da daha  kolay pozisyon bulabilecek bir  tehlikeli bir takım. Çünkü deplasmanda ve ilk maç olması nedeniyle daha kontrollü ve dikkatli oynayan Fenerbahçe'nin kendi evindeki çoşkusu ve seyirci desteği turu geçme arzusu ile oyuncularımızın daha duygusal oluşu  konsantrasyon  eksikliğine yol açabilir. Rakip takım tam da bu fırsatları değerlendirebilecek özellikte. Her ne kadar zor olsa da rövanş maçını  ilk maç oynanmamış ve tek maçmış gibi düşünmesi gerekir Fenerbahçeli oyuncuların  ve teknik kadronun. Fenerbahçe gol ve goller bulacaktır. Buna şüphe yok. Çünkü rakip kaleci ve defans bu konuda bizi ilk maçta ümitlendirdi. Yerden yere vurduğumuz ve iki  maçta hatalı gol yedi diye çok eleştirdiğimiz Mert rakip kaleci Dikan 'dan çok daha yetenekli bir kaleci oldığunu düşünüyorum. Tek eksiği tecrübesi. Bu da maç oynamakla, hata yapmakla oluyor. Bunu kabul etmek ve Mert 'e her zaman hata yapsa da sahip çıkmak desteklemek gerekir. Çünkü bir çok yeteneği tecrübesinin çok çok üzerinde. Ona tecrübeyi kazanacak maçları için şansı tanımak zorundayız. Bundan hem Fenerbahçe hemde Milli takımımız kazançlı çıkacaktır.  İkinci maçta özellikle maçı ve turu getircek oyuncular defans oyuncuları olacaktır. Her şeye rağmen Mertten endişem yok.

Özellikle Gökhan Gönül bu haftaki Gaziantep lig maçında dinlendirilmelidir. Hasan Ali ise çok daha dikkatli oynamak zorunda. İlk maçtaki hatalarını bu maçta asla yapmamalı. Bu kalitesi var. Sadece ilk maçı bir kaç defa izlemeli  ve rakip oyuncuları çok iyi analiz etmelidir. Rakip forvet sizden hızlı ise onunla yan yana değil derinlik yaparak ama kontollü oynamanız  ve bir an bile konsantrasyonu kaybetmemeniz  gerekir. Ancak böylece sıradan oyuncu olmaktan  üst düzey oyunculuğa geçebilirsizin. Egemen ve Yobo ikilisi de değişmeyecek ve her zamanki oyunlarını oynayacaklardır diye düşünüyorum. Ancak Egemen in ilk müdahalelerde geç kalması ve zaman zaman yaptığı eksik zamanlama penaltı ve hatta kırmızı kart tehlikesinide beraberinde getirmekte. Bu maçta orta sahanın değişebileceğini umuyorum. Hafta içi Krasiç 'in Gaziantep maçında uzunca bir süre yer alması , gerek maç eksiğinin azalması ,gerekse takıma uyumu için olumlu olacaktır. Topuz 'dan yine enerjisinin tamamını koşmaya ,rakip oyunculardan top kapmaya ve zaman zamanda iyi işler yapmaya harcayacaktır.Topuz 'un enerjisine ihtiyaç var. Ben ilk maçta Christian'ı etkisiz buldum. Görevi ve pozisyonu maçın adamı olabilecek şansı ona verdi. Ancak top kullanma ve oyun okuma, oyunu yönlendirmedeki sınırlı yeteneği buna izin vermedi. Selçuk ise maalesef seyirci baskısı nedeniyle yeteneği olmasına rağmen topu ileriye değil geriye oynayarak zaten iyi top kullanamayan defans oyuncularını zaman zaman zor durumlarda bıraktı. Halbuki kendine güvenerek ve baskı hissetmeden oynadığında pas yüzdesi oldukça yükselen bir oyuncu.  Defans ise baskı yiyince uzun ve şişirme top kullanarak kazanılan topu kolayca kaybetmeye neden oldu. İşte burada defanstan orta sahaya alınan topları tekrar defansa değil ilk pozisyonda rekipten kutrulma ve boş alan yaratıp rakip kaleye daha yakın olma adına geriye oynayacak Selçuk yerine ileri oynayacak Alex 'e ihtiyaç var. Çünkü bu atak başlangıcı en  önemli an ve ancak oyun zekası üstün oyuncuların yapabilceği bir iştir. Çünkü Alex 'in dediği gibi futbol ayak ile oynanan bir beyin, zeka oyunudur. Forvet hattı Sow ve Kuyt elbette kesindir. Onların kalitesinden performansından endişemiz yok. Bize gol ve goller hediye edeceklerdir. 30 Ağustos Zafer Bayramını Fenerbahçeliler olarak bu yıl iki gün üst üste kutlama imkanını bize vereceklerdir. Alex oynarsa diğer 9 oyuncu onun  koşma eksikliğini kapatmak zorundalar. Sadece bu maçta herkes koşabildiği performansının yüzde on üzerine çıksa yeterlidir.

O zaman hem Alex 'i izlemenin keyfini hemde Şampiyonlar Ligine katılmanın mutluluğunu yaşayabiliriz. Bu fazla enerji sarfetme, birlik beraberlik ve oyuncular arası arkadaşlığın üst seviyede olduğu takımlarda ancak olabilir. Vaslui maçında Volkan'ın  kurtardığı penaltıdan sonra daha bir aylık Fenerbahçeli olan Kuyt 'un Volkana sarılma anını bir daha izleyin. Moskovadaki Sow asistinden sonrada doğruca Sow 'a koşmasını bir daha izleyin. Bu arkadaşlık bu paylaşma bu alçak gönüllülük ile teknik kadronun birlik olması bize zaferi getirecektir. Fenerbahçe turu geçecek yada kaybedecektir. Herşey kendi elindedir. Ancak ve ancak olağanüstü ve futbolda çok nadir görünen olaylar( maç başında kırmızı kart veya penaltı yada müthiş hakem hatası, seyircilerden kaynaklanabilecek olumsuzluklar vs.. olmadığı takdirde) Fenerbahçe gol yese bile tura daha yakındır. Çünkü bu takıma iki veya daha fazla gol atabilecek potansiyeli ve gücü vardır.  Teknik yönetim olarak Aykut Kocaman 'ın Unai Emery 'den daha soğukkanlı olduğunu söylemek mümkün. Emery daha aceleci bir tavır sergileyerek maçın kaderini daha çok oyunculara bırakmakta. İlk yılında üstün  başarı sağlamayı düşünen bir yapıda. Rusların futbola büyük yatırım yapan zenginleri yıllarca beklemeyi sevmezler. Genç ,idealist ve başarıyı derhal isteyen bir yapı görünümü ile Emery 'nin  hatalarının bu maçta fazlaca olmasını umuyor ve bekliyoruz. Ancak Fenerbahçe rakip hatalarını beklememeden biraz şans ve sıfır hata ile turu geçebilecek güçtedir.

 
Toplam blog
: 96
: 648
Kayıt tarihi
: 12.08.08
 
 

Karadenizliyim. İzmir' de yaşıyorum.  Dünyanın tek bir ülke  olduğuna inanarak  bütün insanların ..