Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '13

 
Kategori
Güncel
 

29 Ekim’e mi yanarsın yoksa denizin altından dalıp giden o koca tünele mi?

29 Ekim’e mi yanarsın yoksa denizin altından dalıp giden o koca tünele mi?
 

ilgiliforum.com


 Valla aslında o koskoca iki olay birbirlerini harcadı gibi… Ama hangisi hangisini harcadı ona siz karar verin.

Koca 29. Ekim Cumhuriyet Bayramı, 1923’de Ankara da Cumhuriyet Yönetimi’nin ilan edilmesinden beri kutlanan bir Milli Bayramımızdır. Bu yıl ne kadar olmuş: 90 yıl mı? Dalya demeye 10 yıl kalmış… Hiçbir şey değil. Her şey eskiyor be..

Biz Cumhuriyeti çok severiz. Her yıl alanlarda, yollarda toplanır; geçit töreni yapan, gençlerimizi, ordu mensuplarımızı seyreder, alkışlar ve Cumhuriyet’imizin kurucusu büyük Mustafa Kemal Atatürk’ü yeniden yeniden anarız.

Daha doğrusu anardık. Bu yıl ne yapacağız. Büyük bir ala-yı vala ile Boğaziçi'nin altından delip geçen o muazzam Marmaray Tünel’inin açılışını kutlayacağız… Bağırış çığırış, nutuklar, demeçler… Artık sabahtan akşama kadar Büyük Recep Tayip Erdoğan’dan açılış türküleri, şiirleri ve marşları dinle… Adam haklı… Bu kadar büyük; hayalleri bile süsleyecek; hayallerden, düşlerden bile büyük bir olay oluyor bugün… 29 Ekim 2013 günü. .. Ne kadar kutlansa, ne kadar bağırıp çağırılsa azdır. Böyle olaylar ancak yüzyılda bir olur.

Artık Avrupa ile Asya gerçekten birbirine resmen bağlanmıştır. Londra’dan biletini alan bir kişi Demiryollarındaki vagonuna girecek taa Ankara'da treninden inecektir. Herhalde bir süre sonra aynı tren kimbilir taa Şangay’a kadar gidebilecektir. Arada hiçbir engel kalmayacaktır. Boşuna mı büyükler  “dünya küçülüyor,”  diyorlar. Mesafeler giderek azalıyor, araçların hızı artıyor ; kimbilir  İstanbul-Ankara  arası bir süre sonra 2  saatlik bir zaman sürecine sığabilir. Bu artık mümkün. Bunlar hayret edilecek çok büyük, çok güzel olaylar. Demek ki dünyada daha başarılması mümkün daha bir çok olay, aşılması gereken bir çok engel var.

Acaba, bir gün de bulunduğum kasaba olan Bandırma’dan bir trene binip onbeş dakika sonra Yenikapı’dan çıkabilir miyim? Yok artık deve… be adam sen kaç yaşındasın? Hele hele, sana öteki dünyada haber ederler bunu. Merak etme. Dünyada her şey mümkündür, Büyük Atatürk’ü geçmek ve unutturmak bile…

Niye bu büyük günü, yani denizin altından Marmara’yı geçip, Üsküdar’a çıkmak işini 28 Ekim’e .. veya 1 Kasım’a rastlatmadılar da, 29 Ekim’e aldılar… Herhalde millet aynı günde çifte bayram yapsın diye… Bir de 28 Ekim’e alacak olsalar, o zaman çifte Bayram olacak.. Haydi bakalım, okullar tatil, her yerde millet salkım sepelek yollarda… Bir avarelik… Ne olacak bu işin sonu.

Memlekette her gün bir eser yapılıyor, o zaman her gün bir bayram olsun. Her gün bir büyük olayı kutlayıp, yollarda göbek atalım… Ordumuz her gün geçit törenlerinde. Askerlerimiz, tank sırtlarında İstanbul sokaklarında dolaşsın dursun. Olur mu be? Ona para mı yetişir.. Aslında bütün bu Resmi Bayramları : 23 Nisan; 19 Mayıs, 30 Ağustos, 29 Ekim .. filan aynı güne alınsa ve sadece o bir tek günde, millet sokaklarda alkışlayıp şamata yapsa; diğer günler, milletin de devletin erkanın da başı dinç olsa iyi değil mi… Ne öyle, hop Bayram… Yine tanklar, askerler filan… Sonra yine yürüyüşler, bağırış çığırışlar… Böylesi daha kontrollü ve medeni olmaz mı? Hop bir günde bütün şamata biter… Sen sağ, ben selamet! Hadi herkes işine..! Aklımdan deli gibi bunlar geçiyor ama…

Bilmem millet buna ne der?

Siz bugün memleketin birinde kopacak kıyameti görün, bugün Vallahi Azizim RTE günüdür. Her yerde onun resimleri ve veciz sözleri açılacak; Marmara Treninin koltuğunda vatman mevkiinde çekilmiş fotoğrafları asılacak ve  RTE gittikçe büyüyecek, giderek büyüyecek ve artık Milli Şef mi (o bitti..) , Ebedi Şef mi (o da bitti..) ; kimbilir nasıl bir ŞEF olacak? Ona bir ad bulmak gerekir artık. Yani adam İstanbul’a 3 üç İstanbul daha katmaya hazır ve nazır. Hiç şakası yok.

Bugün 15 milyon olan, İstanbul’un nüfusu 10 yıl sonra acaba  kaç milyon olacak? Acaba Anadolu halkının tümü de İstanbul’a gelip yerleşecekler mi?

Belki artık Suriye ve Irak da olmayacak… Ne yapsınlar o çöl memleketlerini, sıcağı, susuzluğu… Bizde her şey var… Belki Afrika’nın yarısı da koşa koşa İstanbul’umuza gelir yerleşir. Yok duyduğuma göre, Suriyeliler şimdilik İzmiri, İzmir’in parklarını tercih ediyorlarmış. Hele seçimler bir olsun, onlar da oylarını bir versin, ona göre bir muamele yapılır … Suriyeliler artık pek de yabancı değil, onlar da bizim mümin kardeşlerimizdir. Bundan böyle, o Suriye’de oturulacak hal kalmadığına göre, İzmir’e kilimi serip oturabilirler. E bir de orada AKP kazanırsa, değme keyiflerine; artık ebedi İzmirlilerdir ha biline…

Peki, şimdi , 29.Ekim Cumhuriyet Bayramı’na ne oldu? Ne olacak ki; 29 Ekim, yine 29 Ekim… Millet çıksın sokaklarda, istediği kadar bağırsın, bayraklarını sallasın.. Yaşasın Atatürk, desin … Kim ne diyebilir?

Ama bugün asıl Bayram denizin altında; Maramaray'da… Hop biniyorsun… Üsküdar’dasın, hop oradan biniyorsun, on dakika sonra, hop Yenikapı’dasın… İşe bak be!

Bu Bayram değil de nedir…

Artık ben onu bunu bilmem… Alın size aynı günde iki Bayram… Meşrebinize göre, anlayışınıza göre, hangisini kutlarsanız kutlayınız.

Ama birinden biri biraz buruk kutlanacak gibi… Keşke şunu 28 Ekim alsaymışsınız birader. Olmaz … Aynı günde çifte Bayram. Hadi bakalım Marmaray’da göbek atalım…

Ama unutmayalım, İstanbul’un nüfusu böyle artacak olursa; her yıl bir tane Marmaray yapacak da olsak… Yine de yetmez. Yine de millet bağırır : “Ne olacak bu trafiğin hali..!” diye. Tabii , Sayın Başbakanımız da  onlara çatacak, “Ne bağırıyorsunuz, durmadan metro yapıyoruz ya…” diyerekten…

Peki arabalar filan ne olacak. Fabrikalar durmuyor ki… her yıl belki 100 bin araba trafiğe katılıyor. Ne yapacağız onları? Şu İstanbul’un hangi yollarına koyacağız.

Bence şu İstanbul’un trafiğini çözeni, Türkiye’ye Cumhurbaşkanı yapsınlar, ne dersiniz? Bakalım o zaman kim Cumhurbaşkanı oluyormuş! Görürüz…

Yaşasın 29 Ekim. Yaşasın Atatürk. Yaşasın Cumhuriyet.

 
Toplam blog
: 2579
: 848
Kayıt tarihi
: 24.10.10
 
 

Mesleğim eğitimcilik… Şimdi artık emekli bir vatandaşım… biraz şairlik, biraz hayalcilik, biraz s..