29 Ekim tartışmaları-Statükoculuk yer değiştirdi!

AKP sözcülerinin, Atatürkçü Düşünce Derneği öncülüğünde gerçekleştirileceği açıklanan “29 Ekim Yürüyüşü” hakkında yaptıkları açıklamalar, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin’in yaptığı çıkışla doruk noktasına ulaştı. Şöyle diyor Mehmet Ali Şahin; “ 88 yıl boyunca Ankara’da Cumhuriyet bayramları hep aynı törenlerle, halkın katılımıyla hipodromda veya başka mekânlarda, devlet töreniyle kutlanmıştır. Bu sene ilk kez bir siyasi partimizin öncülüğünde alternatif Cumhuriyet törenleri yapılacağını duyduk. Bu ülkenin bir vatandaşı olarak her şeyden önce bundan üzüntü duydum. Bu, bizi bir araya getirme, bütünleştirme amacına hizmet etmez. Bizi ayrıştırır...”

Çok fazla değil, 10-15 yıl geriye gittiğimizde bugün AKP’li, geçmişte “Milli Görüşçü” olan hemen hemen bütün muhafazakâr siyasetçiler; Mehmet Ali Şahin’in söylediklerinin tersini söyler; resmi bayram ve kutlamalara mümkün mertebe katılmaz, merkez sağda ve merkez solda siyaset yapan siyasetçileri, devletçilik ve statükoculukla suçlarlardı.

Hatta birçoğu, bayram törenlerinin yapılacağı günlerde, izinli ve raporlu olurlardı.

2010 yılında, “Ulusal ve Resmî Bayramlarda Yapılacak Törenler Hakkında Yönetmelik” değiştirilerek, olumlu bir adım atılmış, törenlerdeki kutlama komitelerinin sivilleştirilmesi sağlanmış ve kutlama törenlerinin resmiliğinin bir nebze olsun önüne geçilmişti.

Bu adımın devamı olarak, bayram törenlerinin halka açılması ve daha geniş halk kitleleri tarafından kutlanabilmesi için düzenlemeler yapılması beklenirken, 29 Ekim Yürüyüşü tartışmaları ile tam tersi bir durum yaşanmış, daha önce devlet törenlerini, resmiyeti ve statükoculuğu eleştiren muhafazakâr siyasetçiler; bugün eleştirdikleri statükonun ve resmiyetin esiri olmuşlardır.

Garip bir durum!

Daha düne kadar, devletçiliği, resmi törenleri ve devlet kutlamalarını “statükoculuk” olarak adlandıran ve halkın otoriyete karşı olan masumane duygularını manipüle ederek sömüren ve bu yolla halkı örgütlemeyi başaran siyasetçiler bugün, bayramları halkla birlikte sivil bir yürüyüşle kutlamak isteyen dernek ve partileri “bölücülükle” suçlayabiliyorlar.

Daha dün, 19 Mayıs kutlamalarının stadyumlarda yapılmasını üç büyük il dışında yasaklayan irade, bugün Cumhuriyet Bayramı kutlamalarının “Hipodrom”da yapılmasını istiyor.

Allah aşkına, bu nasıl bir çelişkidir?

Bu nasıl bir akıl tutulmasıdır?

Bu ülkenin kuruluş gününü, isteyen istediği şekilde kutlayamaz mı?

Sözgelimi, resmi devlet törenlerinin yanında, her ilimizde en geniş meydanlarda, konserlerle, halk oyunu gösterileriyle, yarışmalarla, film gösterileriyle, tiyatro gösterileriyle, spor oyunlarıyla, yürüyüşlerle ve değişik eğlencelerle kutlanamaz mı ülkenin kuruluş günü?

Bu ülkenin insanlarının, bu ülkenin başkentinde, bu ülkenin kurucusuna saygı ve minnet duygularını ifade etmek üzere Anıtkabir’e gitmek için resmi izin almaları mı gerekecek?

Bu nasıl bir anlayıştır?

Gerçekten anlamak mümkün değil!

Son söz olarak, Ankara’da olsaydım, Cumhuriyet kutlamalarına, anlamına uygun olarak, halkın yanında katılırdım.

Tabii ki Ulus’ta, eski meclis binasının önünde…