Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Ekim '09

 
Kategori
Bayramlar
 

29 Ekim

29 Ekim
 

Bursa Nutku


Bu sene daha mı bir güçlü kutlandı 29 Ekim, daha mı bir coşkuluydu? Bana mı öyle geldi bilmiyorum. Bu sene sanki daha fazla insan Cumhuriyetine sahip çıkmak için ellerinde bayrakları, elerinde yanan meşalaleri en küçük organizasyondan, en büyük organizasyona kadar içindeydi. Sanki bu sene biraz daha fazla bayrak asılıydı evlerde, caddelerde. Bu da mı bir politikaydı? Bilmiyorum. Benim etrafımda daha coşkuluydu herşey geçen seneye göre. Ben daha coşkuluydum.

Cumhuriyet'in 86. yılını kutladık. Ellerimizde bayraklar, bulduğumuz tüm grupların peşine takılıp alkışlarla yürüyüşler yaptık. Oğluma sordum. Bugün ne bayramı diye. "29 Ekim Cumhuriyet Bayramı" dedi. Neyi kutluyoruz dedim. "Atatürk'ün yurdumuzu teröristlerden ve düşmanlardan kurtarışını" diye cevap verdi. Bağrıma bastım. Farkında olmasına, canı gönülden cevap veriyor oluşuna sevincimle.Oğlumun elinden tutup, kutlamaların olduğu yerlere gittik. Bayram resimleri yaptık birlikte.

Kandil mesajlarını birbirine gönderen sevgili halkım, 29 ekim bayramında birbirinin bayramını kutlamıyor. Ben bayram kutlama mesajları paylaştım herkesle. Mailime de hem Atatürk'ün bursa nutkunu, hemde günümüze çok uyduğunu düşündüğüm bir sözünü ekledim. Sizlerle de paylaşıyorum.Çağdaş uygarlık yolunda atılan ilk adım olan Cumhuriyetimizin 86. yılı kutlu olsun.

Atatürk Diyor ki; Bugünkü hükümetimizin, devlet teşkilatımızın doğrudan doğruya milletin kendi kendine, kendiliğinden yaptığı bir devlet ve hükümet teşkilatıdır ki onun adı Cumhuriyettir. Artık hükümet ile millet arasında geçmişteki ayrılık kalmamıştır. Hükümet millet ve millet hükümettir. Bursa Nutku

Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, “Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır” demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.

Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, “Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir” diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, “demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek”

Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, “ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir.”

İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği...

 
Toplam blog
: 91
: 1012
Kayıt tarihi
: 24.02.09
 
 

Yazmak bir tutku benim için. Yıllardır yazmayı seven biri olarak, bilgisayarın icadı ve gelişen t..