Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '16

 
Kategori
Tarih
 

3. Dünya savaşçıkları tarihin sonunu getirir mi?

3. Dünya savaşçıkları tarihin sonunu getirir mi?
 

google


Şu momentteki durumu, herkes kendine göre yorumluyor. Yine de, herkesin ağzında ‘3. Dünya Savaşı’ deyimi var, medya viralitesi olarak.

Öyle mi acaba?

Tarihe bir bakalım:

2 dünya savaşı, 2 dünya devrimi demek oldu.

Her 2 savaşın çıkaranı da, yenileni de, Almanya oldu ama o bugün hala bir Dünya gücü. (Tarihte bunu yapabilmiş başka bir ülke yok.)

Her 2 dünya savaşında da Çin yoktu ortada. O, 2. Dünya Savaş ertesindeki ikinci dünya devrimi ile tarih sahnesine girdi yeniden, yüzlerce yıl aradan sonra. 1971-Nixon hatası ile de bir dev atılım yaptı. En az 50 yıl erken olarak. Şu anda Çin de var artık global güç olarak.

2 dünya savaşı da AB’nin iç savaşıydı ve AB’yi daha kurulmadan bitirdi. Son 50 yıllık AB tarihçesi de bunu kanıtladı ve açımladı zaten: Başlamadan bitmiş bir birlik hayali veya ölü doğmuş bir çocuk.

Şu andaki 3. Dünya Savaşçıkları ise (3. Dünya Savaşı değil), AB’yi içermiyor, Papa’yı içeriyor. Ortodoksları ve Protestanlar’ı da değil. Haçlı Seferi’nin adını koyan, ‘neo-con’ oğul-Bush idi. O protestan görünebilir ama katolik savaşını ve yöntmlerini kullanıyor ve Haçlı Seferi diyen de o.

Not: Bu ikilem, Weber üzerinden konulan yanlış-söylemli protestan ahlakı söylemini de değilliyor ayrıca.

3. Dünya Savaşçıkları açılımı, 2 grupla 1.-2 Dünya, 2 grupla 3.-4. Dünya ve sonrakiler olarak gidiyor.  Giderek küçülen ama sayıları limit sonsuza giden ama toplamları (kapsamları) sonlu / sınırlı bir dizi bu.

Dolayısıyla, tarihin ilk gerçek Dünya Savaşı bu olacak, eğer olursa:

200 ülkenin pek pek 20’si dışarıda kalabilir bu kaosta. Nüfus ve alan olarak ise, belki %o 1 ederler ancak. Oysa, 2. Dünya Savaşı’nda Hindistan, Afrika ve Amerikalar hesapdışıydı toptan, % 50 nüfus ediyor.

Burada sorun, tarihteki çığ, zemberek ve hacıyatmaz etkilerinden, en çok zemberek durumunun gözlenecek olması. Yani şu anki çekişmeler, yüzyıllarca aktarılarak ve dönüştürülerek sürdürülecek.

Ayrıca:

İnsanlığın sonu bu değil. Asıl tehlike olarak ise, ilk de değil.

1945’teki 2 atom bombası, Hiroşima ve Nagazaki, simgesel olarak, insan türünü bitirdi.

Artı: 1957’deki Sputnik uzaya gidişi, insanın Homo Posterus yolunu açtı.

Bu çizgi, hala aynen baki:

10-15 ülkede nükleer silah var. 10-15 ülkeden astronot / kozmonot / taykonot uzaya gitti.

Bu durumda:

Okumayı, ‘Homo Posterus x Homo Sapiens’ olarak / üzerinden yaparsak, nükleer bombacıklar patlayacak o kesin ama onlar bile, insan türünün sonunu en azından şimdilik getiremez ama insan sonrası yolda, giderek daha çok adım atılmış olacak. Bu savaşçıklarla da, bu savaşçıklarsız da.

1.-2 Dünya kırmaları, yine öyle kalacak. Gerileyebilirler ama üstte kalırlar yine de. Aradaki fark çok büyük çünkü. Kolay kolay kapanmaz. Herkes de Çin değil.

3.-4. Dünya kırmaları ise, kendilerini dibe yollayabilirler. Arap-Müslümanlar yaptı bile bunu çoktan. Pakistan ve Müslüman Hindistan da yapabilir pekala. Endonezya yapmaz, daha doğrusu yapamaz. Yapacak durumda değil çünkü.

Ancak, tektonik mecazında anakaralar ve takımadalar durumu gelgitlerine bakarsak, bu dönemki ‘tarihte giderek artan devlet sayıları’ nedeniyle, takımadalar dönemi olacak, demek olur.

Bu da, merkeziliğin dağılması nedeniyle; bilimin, sanatın, düşünün tarihsel idrar molası alması demek. 100 yıldır da, bilimsel bir kuramsal / paradigmatik / epistemik gerileme / ilerlememe sözkonusuydu. İkisi birleşince, kültür durdu, denebilir.

Gerisi ise, ‘tarih tekerrürden ibarettir’den ibaret görünüyor şimdilik.

Yani, yeni ve farklı hiçbirşey yok, savaş kuramı açısından, bu yeni Dünya savaşçıklarında.

Tarih ise, bitmeden ve kendi içinde yoğrularak tarih-ötesi oldu /   oluyor gibi.

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..