Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

26 Mart '16

 
Kategori
Tarih
 

Unutulan veya Unutturulan Tarih; 1938 Sonrası

Unutulan veya Unutturulan Tarih; 1938 Sonrası
 

Türkiye'de hemen herkes, 1900 ve 1938 yılındaki her olayı kronolojik olarak bilir ve bun tarihler Türk Eğitim sisteminde önemli bir yer tutarken nedense 1938 yılından sonrasını neredeyse kimse bilmez. Aslında biliyormuş gibi, yapar. Bu konuda belli başlı yıllar vardır. Hatay'ın Türkiye'ye bağlanması, Darbeler, Kıbrıs Harekâtı, Türkiye'nin Nato'ya katılması, Birleşmiş Milletlerin kurulması, Kore Savaş ve gazileri. Tamamı bu kadar. Birçok üniversite mezunu birçok kişi hiçbir şey bilmez. Adeta silinmiştir. Yoktur. Neden, niçin soruları resmi olarak sorulmaz, sordurulmaz. Kayıp yıllardır, özellikle 1938 yılından sonrası.

Türkiye'de iki önemli dönem vardır. Birincisi Atatürk zamanı ve ikincisi de Atatürk sonrası. Atatürk zamanının her noktası aşağı yukarı resmi ideoloji tarafından harf harf öğretilirken, Atatürk sonrasının hiçbir şekilde eğitim sisteminin konusu olmaması ilginçtir. Özellikle, Halk Partisi ve 1950'lerden sonra ortaya çıkan ve adı uzun süre Adnan Menderes ile anılan Demokrat Parti. Bir kısım halk kitlesi, Adnan Menderes'i göklere çıkarırken İsmet İnönü'nün ihanetlerini, sağırlığından dem vururken ve darbelerdeki rollerini konuşurken, diğer kesim ise İsmet İnönü'nün özellikle Türkiye'yi 2. Dünya Savaşına sokmayarak "Çocuklarınızı babasız, kadınlarınızı kocasız, anaları evlatsız koymadım" sözünü söylediğini savunurlar. Nasıl olmuştur, neler olmuştur, ciddi anlamda herhangi bir bilgiye dayanmaksızın ortaya konan ideolojiler özellikle bu dönemlerde ilerleme aracından çok, ikna ve korkutma araçlarına dönmüştür. Halk Partisi ve Demokrat Parti ile başlayan süreç, 1960'ta ihtilal ile kesintiye uğramış, 1950'lerden sonra kimilerine göre bazı dini tarikat ve cemaatlerin de bittiğine tanık oluyoruz. Özellikle ataerkil toplum olmamız, babamızdan gördüğümüz ve babamız gibi olma isteği, tüm demokrat, sağcı, solcu, kesimlerin deden solcu, deden sağcı, deden yağcılık! gibi ilginç bir pozisyonları oluşmuştur. Özellikle bazı kesimlerin "Varlık Vergisi" uygulamasından dolayı İnönü ve sülalesine gıcık kapsalar da solcu olmayı ihmal etmemeleri, aynı şekilde hayatında emek gücüyle bir gün dahi çalışmamış solcular, dedelerinin Atatürk tarafından katledildiğini iddia eden Atatürkçülerle dolmuştur.

Tarihlerin sadece magazinsel bir dille anlatıldığı ancak gerçekte asla derinliklere inilmeden yazıldığı özellikle yeni nesillere uygulanan karartma tarih aslında sanayileşemeyişimizin, sahte sağcılığımızın, sahte solculuğumuzun, kendiyle milletiyle çelişen kurumlarımızın, kapatılan uçak fabrikasının, duran demir yolu projelerinin benzini unutulduğu için çalışmayan otomobil hülyamızın sona erişinin şu anki iç bunalımlarımızın, toplumsal yozlaşmamızın, daha birçok hanemize yazılan eksi değerlerin sebebi olmalı. Ancak insan bilmediğini sormaz. Az bildiğini belki sorar. Görünüşe göre ona da uzun süre cesaret gerekti. Zira bu ülke, soru sormanın yasak olduğu, devletin baba, bekçinin yanına desturla girildiği, asker, okul, polis, kamu kurumu, gibi yerlerde çalışanların aslında halk adına o görevi yaptığını daha belki yeni yeni kavramaya çalışan bir milletiz. Halkının memurundan korktuğu, halkının seçimi, vekiline hizmet sandığı bir toplum olmaktan çıkamamış bir toplumuz. Seçimleri hizmet ve hizmetin niceliklerinden çok, kimin yaptığını önemsediği bir toplumuz. Bizler, adaletten çok haksızlık yapma hakkı sırasını sözde dört gözle bekleyen bir toplumuz. Sahi nasıl oldu da böyle oldu?

Türkiye birçok yönden insana dikkat dağıtmak için sürekli kavga eden, sahiden de insanların dikkatini ve dağıtan, akıllarını, gündemlerini başka yöne çevrilmesine benzeyen bir arena ya da tiyatro sahnesi gibi. Ama gerçekte neler olduğundan çok insanlar, sözde taraf oldukları kişilerin kazanmasını istiyorlar. Tuttukları takıma bahis oynadıklarından bir miktar kazanmaları doğal. Ama gerçekte her zaman oynatan kazanıyor, oynayanlar değil!

 

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..