Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

25 Mart '16

 
Kategori
Güncel
 

Baba Seçimi ve Anneler

Baba Seçimi ve Anneler
 

Bu yazıya, bir kaç soru ile başlamak istiyorum. Biri ya da birileri çıksa dese ki, sizi bu zamana kadar her konuda kandırdık. Aslında gerçekler bunlar değildi. Bunu söyleyen kişi ya da kişiler, delilleri ile de bu durumu kanıtlasalar ne hissederdiniz?

İnsanoğlunun kurduğu bir takım düzen veya düzenler tamamen insan yapımı olduğundan bunların yanlışları ve doğruları tartışılabilir. Tartışılmalıdır. Bilindiği gibi eğitim sistemlerinden tutun, dini yapıların neredeyse tamamı kendini üstün diğerinin ise hatalı olduğunu kanıtlama çabası içinde. Kendi insanını Avrupa, Amerika kendi ideolojisine göre şekillendirip, şartlandırabildiği için başarılı iken diğerleri bu konuda başarılı gözükmemektedirler. Bu duruma katı disiplini ile sanırım Avrupa'daki en iyi örnek kuşkusuz Almanya'dır.

2010 yılında bir görev gereği Almanya'da bulunmaktaydım. Almanya dünya kupasında oynuyordu. Almanya'daki Türklerin tamamının İspanya Hollanda maçında İspanya'yı desteklediklerine tanık oldum. Düşündüm Almanya'nın hem komşusu, hemde dilleri dahi birbirine çok yakın. Neden komşusunu desteklemiyor da İspanya'yı desteklerler acaba? Sorunca kısa bir cevap aldım ve sebebini de asla o zaman öğrenemedim. Türkiye'ye dönünce tesadüfen bir belgeselde 2. Dünya Savaşının belgeseli vardı ve anlatılanlara göre Hollanda Almanya'nın ilk işgal ettiği ülkeler arasındaymış. Hollandalılar kayıtsız şartsız teslim olmalarına rağmen anlatılanlar doğru ise Almanlar yaklaşık yetmiş binin üzerinde Hollandalıyı öldürmüş ve binalarına da zarar vermişler. O tarihten bu yana Almanlarla Hollandalılar arasında açık ya da gizli rekabet bulunmaktaymış. Tıpkı Polonyalılarda olduğu gibi. Tarihten gelen düşmanlık ve rekabet 2010 yılına taşınmış ve Alman sistemi Almanya'da yaşayan Türklere potansiyel Hollanda ve Polonya düşmanlığı ya da biraz yumuşatarak ifade edelim, antipatisini kazandırmış. Gerçekte; Almanya'da yaşayan Türklerin ya asimile olmasından, sebebini bilmeden bilemeden hangi duygularla yoğrulduklarını görmek esef verici bir durum.

Almanya'da yaşayan Türkü ikna eden şey nedir? Bu ikna yöntemleri başka ne amaçla kullanılmaktadır?

Almanya kendi sistemini kurarken ne yapıyorsa, özünde kendini diğerlerinden üstün tutmayı becererek, toplumsal birlik inşa ediyorsa bunu yaparken çok karmaşık teknikleri bir arada ya da ayrı kullanarak gerçekleştiriyor. Hiçbir ülke ve sistem özünde, kendi sisteminin diğer sistemlerden kötü iddiasında bulunamaz. Bulunmamalıdır. Eğer bir yönetim, diğer sistemlerin kendi sisteminden daha güzel ve ideal olduğunu iddia ediyorsa o sistemin yaşama şansı yoktur. O sistem eninde sonunda diğerlerinden çok daha önce sistemi çöker. Her sistem inançla kuvvetlenir. Almanya'daki ve Türkiye'deki Türkün Alman sistemine kendi sisteminden çok daha fazla inanması ve güvenmesi egemen bir devletin altındaki koymakla eşdeğerdir. Milletin kendine ve devletine güvenmemsi, frensiz arabayla yolculuk yapmaya benzer. Hangi uçuruma sürükleneceğini Allah bilir. Sistemi yapısı ne kadar kötü olursa olsun bireylerin sistemlerine inançları ve birlikte hareketleri sistemin ömrünü uzatırken,  sistemi ne kadar güzel olursa olsun, sisteme inanmayanlar çoğunluktaysa sistemin yürümesi mümkün değildir. Bu arada sistemlerin sistemin içinde bulunan insanları ikna etmesi, çelişki yaşatmaması esastır. Adam Müslüman ancak işe gittiği için, o saatlerde çalışmak zorunda olması, ama kiliseye havraya gitmek isteyen bir kişinin ise böyle bir zorlukla, çelişkiyle karşılaşmaması sistemi kötü dahi olsa çelişki ile karşılaşmaması ülkesine sistemine inancını ve imanını tazelerken, diğer Müslüman'ın sistemine ah vah etmesi sistemi delinmesi, uyulmaması gereken bir konuma sürükler ki, bu sistemin felaketidir.

Pekâlâ, en mükemmel sistem dahi olsa bir sistemin eksikleri yok mudur? İdeal suç, ceza, adalet, ekonomi,  insan için, doğa için, savaşların olmaması için ideal olan sistem nedir.  Tüm bilim adamları kabul ediyor ki,  eko sistem batıyor. Ekonomi sistemini bilenler ifade ediyor, bu sistemin sanal para sistemi ile ayakta durduğunu, sadece güven esaslı bir sistem olduğunu, aslında sistemin özünde kâğıt ve teoriden ibaret olduğunu kabul ediyorlar.

Günümüz sistemi, huzur yerine savaş, insan yerine, insan yiyen bir canavar, sistem kendisi sorun üretme pratiği ile yaşıyor. Gündem çok hızlı değişerek, ya da değiştirilerek,  adeta insanların düşünmesi, arkaya yaslanıp da sorgulamaları önlenmek isteniyor.

Herkes özellikle de medeniyetten dem vuranlar;

"İnsanlar annelerini, babalarını seçebilir mi, doğdukları yerleri ve tarihlerini seçebilir mi, rengini seçebilir mi, düşmanlarını seçebilir mi, dinlerini seçebilir mi, İnsanlar daha çok şeye sahip olunca daha mı mutlu olur, yoksa hırs tüm bedenini ve ruhunu tüketir mi" Daha birçok soru sorulabilir ve bu soruların hepsinin en güzel cevabı toplanabilir.

Ancak bu soruları ne soracak cesaret, ne de arzu var. Günlük düşün, nefsini doyur. Balık gibi oltaya gel, tavada meze ol. Koyun gibi ağıla kapatsınlar seni, sağsınlar, kırpsınlar, etini yesinler. At gemlesinler, binsinler.

Sahi biz kimiz? Siz Kimsiniz? Bana, aileme ve çocuklarıma neden düşmansınız? Tüm uluslar bu soruyu soruyor?

 
Toplam blog
: 2271
: 163
Kayıt tarihi
: 15.10.14
 
 

Bugünün doğrusu yarının eğrisi, dost görünenler düşman ve herşey aslında zıddı olabilir. Büyük ih..