Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

02 Eylül '09

 
Kategori
Blog
 

300. YAZI: Milliyet Okurlarına Armağan

300. YAZI: Milliyet Okurlarına Armağan
 

Sevgili dostlar,

Bu yazı sizlerle paylaştığım 300. yazı. Bir kez daha "dalya" diyorum. Daha kaç kez dalya derim inanın hiç bilmiyorum!

Zaman su gibi akıp geçiyor, bloglar ve yazılar da öyle! Milliyet Blog’ta yazmaya başlayalı 3 yıl oldu ve bu yazı 300. yazım. Hobi olarak yazdığım yazılar dev bir ARGE’ye, data havuzuna ve veri tabanına dönüştü.

Bu yazıyı yazarken, altı yıl süren tezimi tamamlayıp ilk halini McGill Üniversitesi’ne teslim etmenin de mutluluğu içerisindeyim.

300 yazı oldu, okumaktan bıkmadınız. Sizlere çok teşekkür ederim.

300 yazının analizini kısaca yapmak istiyorum. Bu köşenin ismi biliyorsunuz “Yaşama Dair Küresel Perspektifler”. Ağırlıklı olarak yönetim, liderlik, işletme ve organizasyon konularına dair makaleler kaleme alıyordum. Ancak 100. yazıdan sonra sivil toplum, teknoloji ve eğitim konularına ağırlık vermeye başladım. İşletme ve yönetim konuları dolu dizgin devam ediyor, ancak farklı alanlarda Türkiye’nin önünü açabilecek inovasyon fikirleri beni şu aralar daha fazla meşgul ediyor.

Hemen her yazıda onlarca farklı kaynağı sentezlemeye çalışıyorum. Yazdığım, yazmakta olduğum ve yazacağım kitapların içeriğini hiç çekinmeden sosyal sorumluluk hissiyle sizlerle paylaşıyorum. Her bir yazı için saatlerce uşraştığımı söylemeliyim. Her yazı orijinal bir serüvenin özeti. Her yazı yaşadığım nice öğrenme heyecanlarını özetliyor. Her yazıyı severek yazdım. Her yazıyı ilmek ilmek dokudum. Her yazıyı yazarken inanılmaz heyecan duyuyorum. Kendimden geçtiğim, coştuğum, içinde bulunduğum yeri ve zamanı unuttuğum yazılarım çoktur. Her satırda nice dert, umut, sevgi, coşku ve hüzün gizli. Bir yazım dahi siz dostlarımın hayatına ufacık bir katkı sağlasa ben çok mutlu olacağım ve de oluyorum.

Sürekli, her gün, dolu dolu yazmak gerçekten çok zor. Yenilenmek için mola vermek gerekiyor. Bu yüzden 2007 ortasında tamamen doktora çalışmalarıma ve İngilizce araştırmalarıma ağırlık vermek için blog yazmaya ara verdim. Epey uzun bir ara oldu (Sabbatical:) Bu süre içinde ciddi bir yenilenme imkanı buldum.

2008’den bu yana Dünya 2.0, İşletme 2.0, web 2.0, inovasyon, vikinomi, teknoloji üretimi konularına ilgim arttı; son 50 yazımda bu konuları derinlemesine ele almaya çalıştım.

İyi bir lider, küresel bir perspektife sahip olmak zorunda. İyi bir lider, bilimde son gelişmeleri takip etmek zorunda. Geleceğin altın yakalı profesyonelleri sürekli öğrenmek ve kendilerini geliştirmek zorunda. Her ay İşletme, Liderlik, Organizasyon, Yönetim, Psikoloji ve Sosyal Bilimler alanlarında binlerce yeni makale ortaya çıkıyor. Dostlarımdan okuduklarımı, düşündüklerimi ve fikirlerimi paylaşma konusunda sürekli ricalar alıyorum. Doktora ve bilim yolculuğunda her gün yepyeni konular öğrenmeye ve öğrendiklerimi siz dostlarımla paylaşmaya bir süre daha devam edeceğim. Yazmak, paylaşmak ve dostluk demek. İstanbul’dan ve Türkiye’den uzakta olmanın getirdiği yalnızlık, yalıtılmışlık ve gurbet hislerimle baş etmenin benim için en güzel çözümü de size mektuplar yazarak her bilgiyi paylaşmak. Milliyet Blog gibi saygın, çoğulcu, profesyonel, kurumsal ve demokratik bir platformda yazmak çok güzel.

Bu köşe, 21. yüzyılda Türkiye’nin önünü açabilecek yetkinlikler, atılımlar, vizyoner bilgiler ve projeler üzerine odaklanıyor. 21. yüzyıla hazırlanmak her zaman bu köşenin en önemli amaçlarından biri. Artık bilgi çağından anlam çağına girdik. Geleceğin profesyonelleri, bilgiyi çok iyi süzebilen ve anlamlandırabilenler olacak.

Bu köşedeki amacım, Türk iş dünyasındaki, sivil toplum kuruluşlarındaki, eğitim kurumlarındaki yöneticiler ve liderler için bütüncül ve küresel perspektifler sunarak onların geleceği ve çağı okuyabilmelerine ve bilgiyi anlamlandırabilmelerine katkıda bulunabilmek.

Bilgi verirken aynı zamanda umut vermek istiyorum. Pozitif değişim başlatmak istiyorum. Hayallerimi paylaşmak istiyorum. Türkiye’mizin küresel platformda en iyi yeri almasını istiyorum. Gelişim ve değişimin motorunun iş dünyasından, eğitimden, üniversitelerden ve sivil toplumdan geçtiğine inanıyorum.

21. yüzyılı yakalamak için toplumsal bir okuma, bilim, eğitim, araştırma, teknoloji ve yenilik seferberliği başlatmalıyız. 21. yüzyılı yakalamak bilim ve teknolojide yeni atılımlar yaparak, patentler kazanarak, ARGEye yatırım yaparak, sosyal bilimlerde kendi modellerimizi ortaya koyarak, eğitim sistemimizi yenileyerek, kurumlarımızda kalıcı reformlar yaparak, uzun vadeli vizyon ortaya koyarak olur.

Bizler, Türkiye’nin genç, idealist, ülkesini seven profesyonelleri; ümitle, azimle, gayretle, can havliyle Türkiye’miz için ve bu topraklar için çalışacağız. Bu ülke için idealist olacağız. Kışın ortasında bahar hayaliyle yaşayacağız. Yılmayacak ve ümitsizliğe kapılmayacağız. Yeter artık demeyeceğiz. Sabırla yazmaya ve iğne ile kuyu kazmaya devam edeceğiz. Ülkemiz için hayallerimizle oturup kalkacağız. Gözümüzde gönlümüzde, kafamızda ruhumuzda hep ideallerimiz ve hayallerimiz olacak. Kalemimizi kullanarak dünya ile hesaplaşacağız. Alanımızda en iyi olacak ve çığır açacağız. Bilimde, teknolojide, inovasyonda, ARGEde, sosyal bilimlerde Türkiye’nin bayrağını küresel platformda dalgalandıracağız. Kendimizi sürekli yenileyeceğiz. Yeni okyanuslara yelken açacağız. Yeni limanlara yolculuk yapacağız.

Bu köşe bir süre daha Türkiye’nin profesyonellerini 21. yüzyıl’a taşıyabilecek nitelikte, evrensel kalitede, ufuk açıcı, vizyon sağlayıcı ve yepyeni bilgiler sunmaya devam edecek.

Saygılarımla,

Fahri Karakaş

 
Toplam blog
: 279
: 2488
Kayıt tarihi
: 09.09.06
 
 

Dr. Fahri Karakaş, Londra’da University of East Anglia’da görev yapmaktadır (Norwich Business Sch..