Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

30 Aralık '11

 
Kategori
Güncel
 

35 sivil öldü. Yazıklar olsun!

35 sivil öldü. Yazıklar olsun!
 

35 sivilin öldüğü Uluderedeki bugünkü hava operasyonu neticesinde yine aynı kanıya vardım. Türkan Saylan ve Muhsin Yazıcıoğlu öldüğü zaman ya da Van depremi sonrasında vardığım kanıya! İster sağcı ister solcu olsun, ister ateist ister dindar ya da her ne olursa işte, önce insan olmalı insan...

Türk ve müslümanım. Kimliğimi söylerken ise önce insanım diyorum. Türk ve müslüman olanla olmayana bakarken fark göremeyecek kadar insanım. Çocuk yetiştirecek anne babalar, sizin ideolojinizde, hayat görüşünüzde bir prototip yetiştirmeden önce bir insan yetiştirin! Ölümün her türlüsüne üzülsün mesela, empati kursun. Acıyı başkası çektiğinde de acı diyebilsin. Dedik ya, önce insan olsun. Çünkü o insan ki, kendi cinsinden olmayan bir varlığın bile acısına, hele ki ölümüne, bir çiçeğe, bir hayvana üzülür. Kaldı ki kendi türünden birinin ölümüne sevinsin...

Muhsin Yazıcıoğlu öldüğünde, hem de buz gibi bir ayazda yardım dilene dilene öldüğünde tüylerim ürpermişti. 12 Eylül geçmişi nedeniyle gözümde asla makbul bir yere sahip olamayacak olan bir insan dahi olsa ölümü içimi burktu. Üstelik arama çalışmaları yapılırken annesinin konuşması karşısında ağlamamak kalp taşıyan çoğu insanın yapabileceği iş değil diye düşünüyordum. Fakat zamanla farkettim ki bu ölüme bayram edenler vardı etrafımda. Tüylerim ürperdi.

Türkan Saylan öldüğünde ise, yaradandan ötürü yaradılanı seven nice hoşgörü dini mensubu, onun başındaki boneye atıfta bulunarak 'hayatı boyunca başörtüsüyle uğraştı, Allah da ona başörtüsü giydirdi' diyordu. Türkan Saylan gerçekten bu ithamları hakediyor ve Allah da bu kadar intikamcı olsaydı bile önce senin o içindeki canavarlaşmış, nasır tutmuş yüreğinden, ölüm döşeğindeki acı çeken bir insanın mağduriyetinden prim yapmaya çalışan beyninden intikam alırdı bence diyordum ben de içimden.

Ve Van depremi. Evinde çocuklarını severken bir anne, bina sallanıyor ve beton bloklar, gözünden sakındığı yavrusunun başına çarpıp tarumar ediyor her yanı. Belli bir zaman sonra canını kurtaranlara kahrediyor, çocuklarının dönemeyecekleri yoldan onu döndürdükleri için. Ve bir çok pkk sempatizanıyla aynı şehri paylaşıyor diye ona reva görüyor bu acıyı ülkenin geri kalan bir çok kesimi. Acıyla kavrulan insanlara Türk bayrağı yolluyor. O bayrağı kirleten bir el varsa o da senin onu yollayan elindir ey insan. Benliğini hatırlamayan insan. Ölümden bile prim yapma derdinde olan, başkasının dünyası başına yıkılmışken bunu sofrasına meze yapmaktan çekinmeyen insan.

Ve bugün 35 sivil öldürüldü. Bir çok evde şimdi ölüm sessizliği var. Ama mecazi anlamda değil, kanlı canlı bir ölüm sessizliği. Parçaları bulunamayan cesetlerin babaları ve oğulları var belki. Belki sevgilisi hala haberdar değil, aramıyor diye kırgın mesajlar yolluyor delikanlıya. Ve iletilmiyor. Diyorum ki, orada bir hayat yaşanıyordu saatler önce. Senin ve benim hayatım kadar değerli ve sahici belki de. Belki senden ve benden çok daha ışıl ışıldı kalbi bir çoğunun. Ve bir yanlışlık neticesinde şu an yoklar. Kabul edelim ya da etmeyelim, düzenli ya da düzensiz savaşın acı tarafı işte tam da bu zaten. Bu yanlışlığın büyük sorumluluğu üzerine çok yorum yapıldığı için bu konu değil girmek istediğim.

35 sivil öldü. Peki buna sevinen kişi ne için sevinir? Bunun bir insanı mutlu edebilmesinin sebebi nedir? Kadınlar, çocuklar, delikanlılar ölürken bu kime yarar sağlıyor? Çok şey söylemek istiyorum size ama 35 hayat söndüğünde kalplerinizin üzerinden kalkmayan karayı ben bir kaç cümleyle kaldıramam. Yazıklar olsun. Aynı havayı soluduğum için utandığım siz insancıklara yazıklar olsun.

 
Toplam blog
: 63
: 793
Kayıt tarihi
: 28.08.10
 
 

Spor, edebiyat ve farkında olan bir vatandaş olmak için elbette ki gündem, ilgi alanlarım. ..