Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

24 Haziran '12

 
Kategori
Siyaset
 

4+4+4 teklifini 28 Şubat’ın rövanşıyla açıklarken yanıl(tıl)ıyor olmayalım?

4+4+4 teklifini 28 Şubat’ın rövanşıyla açıklarken yanıl(tıl)ıyor olmayalım?
 

4+4+4 Teklifini 28 Şubat’ın Rövanşıyla Açıklarken Yanıl(tıl)ıyor Olmayalım?


4+4+4 teklifine eleştirel yaklaşılırken sıkça kullanılan; “4+4+4 teklifinin 28 Şubat’ın rövanşı olduğu” şeklindeki beyanatlar, artık neredeyse sorgulanmaksızın kabul edilen bir peşin hüküm halini alsa da, acaba burada cambaza mı baktırılıyoruz sorusunu gelin hepbirlikte soralım.

4+4+4 teklifi içerisinde getirilmek istenen bazı değişiklikler, 4+4+4 teklifiyle keşke sadece 28 Şubat’ın rövanşı alınıyor olsa dedirtecek türden, kime, neye hizmet ettiğini tekrar tekrar düşünmemiz gereken değişikliklerdir. Bu nedenle, 4+4+4 teklifini 28 Şubat’la açıklamanın, aslında 4+4+4 teklifini açıklamama aracına dönüştüğünü düşünüyoruz.

Bunun için öncelikle, bizi bu teklif ile yapılmak istenen değişiklikleri sorgulamaya iten değişikliklerden birini birlikte düşünerek başlayalım. Buna göre, 4+4+4 teklifi ile hakikaten 28 Şubat’ın rövanşını almak istense, ilköğretime getirilmek istenen kesintili eğitimin 4+4+4 şeklinde değil, 5+3+4 şeklinde gelmesi beklenebilirdi. Çünkü 28 Şubat döneminde zorunlu eğitiminin herkes için 8 yıla çıkarılması değil, İmam-Hatip Liseleri’nin orta kısımlarının tüm diğer meslek liselerinin orta kısımlarıyla birlikte kapatılması bir itirazla karşılaşmıştır. Oysa ki şimdi 4+4+4 teklifi, hep zorunlu eğitimin 12 yıla çıkarıldığı ifadesiyle birlikte sunulmak istense de, fiilen aslında herhangi bir zorunlu eğitim artışı getirmediği gibi, bilakis ülkemizin sosyo-ekonomik gerçekleri nedeniyle, alt gelir gruplarında yer alan dezavantajlı yurttaşlarımızın çocuklarının 8 yıllık zorunlu eğitim ile elde ettikleri eğitim kazanımlarını 4 yıla düşürebilecektir. Bu ise, değil 28 Şubat’ın, 1930’lu yıllarda getirilen 5 yıllık zorunlu eğitimin bile altındadır.

* * *

Bir diğer konu da Kur’an Kursları’dır. Öyle ki, 28 Şubat döneminde, bu kurslara gidebilmek için getirilmiş olan ilköğretimi bitirme şartının toplumda zorunlu eğitimin 8 yıla çıkarılması gibi ittifakla benimsenmediği ortadadır. Bu nedenle, 4+4+4 teklifi hakikaten 28 Şubat’ın rövanşı olsa, sadece isteyen velilerin çocuklarının daha erken yaşta dini bilgiler alabilmesini sağlayacak bir yol aranabilirdi. Halbuki bunun yerine 4+4+4 teklifinde, ilköğretim 2. kademeden sonra örgün eğitime açıköğretim seçeneği getirilmek istenmektedir. Bunu yaparken, daha erken yaşta dini bilgiler verilmesi şeklindeki taleplerden yola çıkılmadığının işareti, ilköğretim 2. kademeden sonra örgün eğitime açıköğretim seçeneği getirilmesinin bunu zaten sağlamayacak olmasıdır.

Bilakis 4+4+4 teklifiyle, kız olsun erkek olsun daha lise çağındaki gençlere getirilen açıköğretim seçeneği, özellikle alt gelir gruplarının çocuklarının liseyi “çalışarak okuması” şeklinde sonuçlanabilecektir. Bu ise sadece, ucuz işgücü arayan kesimlere 16 yaş altı asgari ücretle çalıştırabilecekleri binlerce dar gelirli genç sağlayabilecek bir düzenleme arayışıdır.

Ayrıca, 4+4+4 teklifiyle artık liseyi çalışarak okuma hakkı tanınan bu dar gelirli ailelerin çocuklarından üniversitede okumayı isteyenler, açık lisenin üniversite sınavına öğrencileri ne kadar hazırlayabileceği tartışmalı olacağından, çareyi dershanelerde arayacaklardır. Üniversitede okuyabilmek için, kazandıklarını da dershanelere aktarsalar bile, muhtemel çalışma koşulları nedeniyle örgün eğitimde okuyan akranları karşısında üniversite yarışında baştan kaybedebilecekleri aşikârdır. Üstelik, liseyi çalışarak okuyup üniversiteye gidemeyebilecek olan bu gençler, evlenip çocuk sahibi olduklarında, çocuklarına sağlayabilecekleri olanaklar da çocuklarının da liseyi çalışarak okumaları düzeyinde kalabilecektir. Bunun adı, sadece kast sistemidir. İşte 4+4+4 teklifini 28 Şubat’ın rövanşıyla açıklama çabaları, Cumhuriyet’in daha en baştan reddettiği, Osmanlı eğitim sisteminde alt gelir gruplarının çocukları için sıbyan mekteplerinde yalnızca biraz okuma biraz din bilgisi vermeyi yeterli gören anlayışı 2000’li yıllara uyarlama arayışını gözden uzak tutmaktadır. Dolayısıyla 4+4+4 teklifinin 28 Şubat’ın rövanşı olduğu ifadesinde, sadece rövanş ifadesi doğru, 28 Şubat ifadesi yanlıştır, bu ifade sadece hedef saptırmaya yöneliktir. Çünkü aslında,

4+4+4 teklifi,yoksul yurttaşlarımıza sadece “işçiysen işçi kal” demektedir.

Bu ise, kendilerini toplumun zencileri olarak takdim ederek yoksul yurttaşlarımızdan oy alıp iktidar olanların, 4+4+4 teklifiyle artık hep kendilerini yukarıda, alt gelir gruplarını aşağıda tutacak bir toplum mühendisliğine giriştiklerini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla bu teklif 28 Şubat’ın rövanşı değil, fakirden alıp zengine verme, yani alt gelir gruplarının eğitim yoluyla üst toplum tabakalarına çıkabilme gibi, belki en az oy vermek kadar önemli olan demokratik haklarından birini kısıtlayıp, kendi seçkinlerinin önünü açma arayışıdır.

Dahası, 4+4+4 teklifinde ucuz işgücü arayışlarının izlerini görebileceğimiz tek konu sadece lise düzeyinde getirilen açıköğretim hakkı değildir. Ayrıca işyerlerinde çalışabilecek stajer sayısında yapılan değişiklik de bu kaygıları arttırmaktadır. Buna göre, Mesleki Eğitim Kanunu’nun 12. maddesinde yapılan değişiklikle, bir işyerinde çalışanların en fazla onda biri kadar stajyer meslek lisesi öğrencisi çalıştırabilmesindeki bu onda bir sınırı kaldırılarak, on çalışanı olan bir işletmeye ucuz işgücü olarak dilediği kadar stajyer meslek lisesi öğrencisi istihdam etme olanağı sunulmuştur. Buysa, 4+4+4 teklifinde geniş toplum kesimlerinin çıkarının değil, daha çok ucuz işgücü arayan çevrelerin çıkarlarının gözetilmiş olduğunu ortaya koymaktadır.

4+4+4 teklifiyle örgün eğitime açıköğretim seçeneği getirilmesi ile açık lise ve ev okulsisteminin önünün açılmanın toplumsal arka planı olarak gösterilen nedenlerinden bir diğeri de, özellikle Güneydoğu Anadolu’da kız çocuklarını karma eğitim nedeniyle ergenlik sonrasında okula göndermekte tereddüt eden velilerin bu tereddütleridir. Ancak bu velilerin tereddütlerini kız çocuklarını örgün eğitim içerisinde kalmalarını sağlayarak gözetmek mümkünken1, dershane sektörüne özel okula dönüşmeleri ve bu ev okul sistemine de entegre olmaları durumunda devlet olarak özel okullardan- tıpkı sağlık sektöründe olduğu gibi- hizmet satın alınabileceği müjdelenmektedir.

Halbuki, devlet okullarında kalite ve kapasiteyi arttırma seçeneğinin gözardı edildiği 4+4+4 teklifi, özel sağlık sektörüne yapılmakta olan devlet katkısı şeklindeki modelin eğitim sektörüne de taşınmasına yöneliktir. Milli Eğitim Temel Kanunu’nun 22. maddesinde yer alan ve ilk teklifte “ilköğretimin kız ve erkek bütün vatandaşlar için zorunlu, devlet okullarında ve parasız olacağı” ifadesinin çıkarılmak istenmesi, sağlık alanında olduğu gibi eğitim alanında da özel sektörden hizmet satın alma yoluna gidebilmek içindir.

Bu nedenle, 4+4+4 teklifiyle örgün eğitime açıköğretim seçeneği getirmek bir hak değil, hak gasbı arayışıdır. Çünkü, kamu kaynaklarının kamuya ait olan okulların kalitesini ve kapasitesini arttırmak için kullanılmayıp, özel sektörü finanse etmek için kullanmanın yolunu açmak istenmektedir.

Dolayısıyla, paralı eğitim ve ucuz işgücü arayışlarının gölgesindeki bu 4+4+4 teklifi 28 Şubat’ın rövanşı olarak sunulmaya çalışılırken gözlerden kaçılmak istenen bunlardır.

* * *

Son olarak bitirirken, 4+4+4 teklifi ile getirilmek istendiğimiz noktayı daha doğru bir şekilde görebilmemiz için, Şeyh Edebali’nin Osman Gazi'ye verdiği meşhur nasihatinin bir bölümünde söylediklerinin sadece iki harfini değiştirerek; artık kendini Bey, halkı oğul olarak gören 4+4+4 teklifini verenlerin, Şeyh Edebali’nin nasihatinden ne kadar uzaklaştıklarını görmemiz mümkündür:

Ey oğul, artık Bey'iz 

“bundan sonra; öfke bize, uysallık sana;
gücenmek bize, gönül almak sana; 
suçlamak bize, katlanmak sana; 
acizlik bize, hoşgörmek sana; 
anlaşmazlıklar bize, adalet sana; 
haksızlık bize, bağışlamak sana düşer…”

Faruk Özcan

twitter.com/farukkozcan

NOT:

1- Bu konuda dünyada başarılı olmuş ve ülkemizde de uygulanabilecek olan bir modeli, yazarın kısa bir süre sonra Toplumsal Yayıncılık’tan çıkması beklenen “Tüm Tartışmaların Odağı Okul: 4+4+4 İmam-Hatip” isimli kitabında tüm detaylarıyla bulabilirsiniz.

 
Toplam blog
: 16
: 583
Kayıt tarihi
: 11.06.12
 
 

1980, Bursa doğumlu. Balıkesir Lisesi'nin ardından Uludağ Üniversitesi Sosyoloji bölümünde lisans..