Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Ocak '07

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

4/B' liler için bir umut!

4/B' liler için bir umut!
 

Türk Sağlık-Sen Genel Merkezi, sözleşmeli personellerin sorunlarının tespit edilerek gerekli adımların atılması amacıyla oluşturduğu“Sözleşmeli Personel Platformu”nun çalışmaları doğrultusunda hizmet sözleşmesinin 9. maddesinin yürütmesinin durdurulması ve iptali amacıyla dava açtı.

Sözleşmeli Personellerin tespit edilmesi ve tespit edilen sorunlar hakkında gerekli girişimlerin yapılması amacı ile 07.12.2006 tarihinde oluşturulan “Sözleşmeli Personel Platformu” ilk çalışmalarını tamamladı.
Platformun yürüttüğü çalışmalar neticesinde tespit edilen ve öncelikle çözülmesi amaçlanan hususlar şöyle:

1- Sözleşmeli personellere becayiş hakkının tanınması,
2- Vatani hizmetin ve doğum izninin bitiminde göreve başlayabilme imkanının tanınması,
3- Sözleşmelerin Sağlık Bakanlığı tarafından yapılması,
4- İş güvencelerinin sözleşme hükümleri ile sağlanması,
5- Eş durumu tayinlerinin yapılması,
6- Aynı unvan ve branşla ilgili yüksek okul intibakının yapılması,
7- Sosyal haklardan yararlandırılması,
8- İş güvencesini ihlal eden hükümler hakkında dava açılması,
9- Aynı unvan ve branşta görev yapan personeller arasında statü farklılığının giderilmesi ve sözleşmeli personellerin kadroya geçirilmesi için dava açılması,
Tespit edilen hususların 8. maddesinde yer alan İş güvencesini ihlal eden hükümler hakkında dava açılması için 2007 yılı itibariyle 4/b statüsünde görev yapan personelin hizmet sözleşmelerinin yenilenerek fiili bir durumun ortaya çıkmasını bekleyen Türk Sağlık Sen, çalışmalarını tamamlayarak 22 Ocak 2007 tarihinde Danıştay nezdinde dava açtı.
Açılan davada özetle şu hususlara yer verildi.
Sözleşmenin idarece keyfi ve tek taraflı olarak fesih edilmesinin hukuka, hakkaniyete ve normlar hiyerarşisine aykırı olduğu,Devlet memuru statüsünde bulunan sözleşmeli personellerin 657 sayılı DMK’nun 18. maddesinde belirtilen kanunlarda yazılı haller dışında Devlet memurunun memurluğuna son verilemez hükmüne riayet edilmediği, Sözleşme metninde, sözleşmenin hangi hal ve şatlar altında fesih edileceğinin ayrıntılı olarak belirtilmesine rağmen idareye ayrıca keyfiyet tanınmasının hukuka aykırı olduğu, Anayasanın 48 ve 49,uluslararası sözleşmelerden 158 sayılı İLO sözleşmesi,Avrupa Sosyal Şartının 24. maddesi ve AB Temel Haklar Şartının 30. maddesi ile çalışanların iş güvencesinin teminat altına alındığı ve benzeri gerekçelere dayanılarak “Ücretleri Döner Sermayeden Karşılanmak Sureti ile İstihdam Edilen 4/B Sözleşmeli Personele İlişkin Hizmet Sözleşmesinin” davalı idareye tek taraflı ve keyfi olarak fesih yetkisi tanıyan 9. maddesinin (d) bendinin yürütmesinin durdurularak iptaline karar verilmesi istenmiştir.
Konu ile ilgili bir değerlendirme yapan Türk Sağlık Sen Genel Başkanı Önder Kahveci şöyle konuştu: Sağlık Bakanlığının izlediği personel politikasının Sağlıkta Dönüşüm Projesinin bir parçası olduğunu biliyoruz. Bakanlığın özellikle aynı unvana sahip, aynı fiziki mekanda ve aynı çalışma şartlarına tabi olarak görev yapan personeller arasında statü farklılığı yaratarak farklı özlük haklarına sahip personel istihdam etmesi kamu hizmetlerine ve kamu çalışanlarına bakışını ortaya koymaktadır. Statü farklılığı uygulaması ile çalışma barışını bozan Sağlık Bakanlığı, istihdam ettiği sözleşmeli personelin iş güvencesini de elinden almaktadır. Açtığımız dava ile sözleşmeli personellerin iş güvencesinin sağlanacağını ümit etmekteyiz. Ayrıca, eş durumu nedeni ile tayin haklarının verilmesi için sözleşmelerin bakanlık tarafından yapılması, becayiş hakkının tanınması, Vatani hizmetin ve doğum izninin bitiminde göreve başlayabilme hakkının tanınması ve yüksek okul intibaklarının yapılması için yasal düzenlemelere ilişkin çalışmalarımız devam etmektedir. Bu çalışmalara paralel olarak söz konusu personellerin kadroya geçirilmesi için açacağımız davanın hazırlıkları Genel Merkezimiz bünyesinde oluşturduğumuz Sözleşmeli Personel Platformu tarafından yürütülmektedir. Sözleşmeli personellerin, yürüttüğümüz bu çalışmalara destek vermeleri başarıya ulaşmamıza önemli bir katkı sağlayacaktır.

DAVA DİLEKÇESİ

DANIŞTAY İLGİLİ DAİRESİ SAYIN HAKİMLİĞİ’NE

Yürütmenin Durdurulması Taleplidir.

DAVACI : Türk Sağlık –Sen [Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kolu Kamu Görevlileri Sendikası] Dr. Mediha Eldem sok. No: 85 6640 Kocatepe / ANKARA

VEKİLİ : Av. Murat BAHADIR

Dr. Mediha Eldem sok. No: 85 6640 Kocatepe / ANKARA

DAVALI : Sağlık Bakanlığı/ANKARA

DAVA KONUSU : “Ücretleri Döner Sermayeden Karşılanmak Suretiyle İstihdam Edilen 4/B Sözleşmeli Personele İlişkin Hizmet Sözleşmesinin” davalı idareye tek taraflı ve keyfi olarak fesih yetkisi tanıyan 9.maddesinin( d ) bendinin öncelikle ve ivedilikle yürütmesinin durdurularak iptaline karar verilmesi talebimizin sunulmasından ibarettir

AÇIKLAMALAR :

1-) Türkiye Sağlık ve Sosyal Hizmetler Kolu Kamu Görevlileri Sendikası, 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikası Kanununun 19. maddesinin ‘ f ‘bendi uyarınca; “ Üyelerin idare ile ilgili doğacak ihtilaflarında, ortak hak ve menfaatlerinin izlenmesinde veya hukuki yardım gerekliliğinin ortaya çıkması durumunda üyelerini veya mirasçılarını, her düzeyde ve derecedeki yönetim ve yargı organları önünde temsil etmek veya ettirmek, dava açmak ve bu nedenle açılan davalarda taraf olmak hakkına sahiptir.”Ayrıca Danıştay İçtihatları Birleştirme Kurulu, 18.06.2006 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan 2005/1 E. ve 2006/1 K. Sayılı kararıyla 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları Kanunu'nun 19'uncu maddesinin (f) bendi uyarınca kamu görevlileri sendikaları ve üst kuruluşlarının üyeleri hakkında tesis edilen bireysel (subjektif) işlemlere karşı üyelerini temsilen dava açma ve bu nedenle açılan davalarda taraf olma hakkının bulunduğu yönünde hüküm tesis etmiştir.

2-) Ücretleri Döner Sermayeden Karşılanmak Suretiyle İstihdam Edilen 4/B Sözleşmeli Personele İlişkin Hizmet Sözleşmesinin” 9.maddesinin ( d ) bendinde:”Taraflar, bir ay önceden ihbar etmek şartıyla, sebep göstermeksizin sözleşmeyi her zaman feshedebilir.”hükmü yer almaktadır.Bu hüküm davalı idareye tek taraflı ve keyfi olarak fesih yetkisi tanıyarak 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun 4/B maddesine tabi olarak görev yapan üyelerimizin iş güvencesini ortadan kaldırdığından hukuka ve hakkaniyete aykırı olan ilgili hükmün iptali amacıyla işbu davayı açma zarureti hasıl olmuştur.

3-) Öncelikle, sözleşmenin tarafları ve söz konusu hüküm diğer maddelerle birlikte değerlendirme kapsamına alındığında görülecektir ki, dava konusu hizmet sözleşmesinin tesisinde tamamen İdarenin Keyfiliği ve İdari Hakimiyet söz konusudur.Dolayısıyla Borçlar Hukukunda geçerli olan Sözleşme Özgürlüğü ilkesi, taraflardan birinin İdare olmasından dolayı gerçekleştirilememekte ve İdarenin tek taraflı zorlayıcı uygulamaları sonucu atanması gerekli kamu görevlileri sözleşme imzalamakla yükümlü kılınmaktadırlar. Durum bu olunca; baskı ve korku içinde imzalanan sözleşmelerin hukuki geçerliliği de tartışmalı hale gelmektedir.Diğer taraftan İdarenin, sebep göstermeksizin sözleşmeyi her zaman keyfi olarak tek taraflı feshetme yetkisinin olması, özel hukuk kişilerinden olan kamu hizmeti ifa eden memurların geleceğe güven içinde bakmalarını engellemektedir.Zira bu durumdaki kamu görevlileri sürekli hizmet sözleşmelerinin feshedileceği endişesini taşımaktadır.Bu durum kamu hizmetinin verimliliği ve kalitesini de olumsuz yönde etkileyecektir.Zira, söz konusu hizmet sözleşmesinin muhik ve zorlayıcı sebepler gösterilmeden gerekçesiz ve keyfi olarak feshedilmemesi gerekmektedir.Bu bakımdan “Ücretleri Döner Sermayeden Karşılanmak Suretiyle İstihdam Edilen 4/B Sözleşmeli Personele İlişkin Hizmet Sözleşmesinin” davalı idareye tek taraflı ve keyfi olarak fesih yetkisi tanıyan 9.maddesinin ( d ) bendinin iptalini talep etmekteyiz.

4-) 657 Sayılı Devlet Memurları Kanununun 18.maddesinde:‘’Kanunlarda yazılı haller dışında Devlet memurunun memurluğuna son verilemez, aylık ve başka hakları elinden alınamaz.’’hükmü yer almaktadır. Dava konusu ettiğimiz hizmet sözleşmesinin ( d ) bendi hükmü gereği her ne kadar sözleşmeli personel sıfatı sona erdirilmeyip sözleşme sona erdiriliyor gibi gözükse de kanun uyarınca sözleşmenin sona erdirilmesi ile sözleşmeli personelin görevine son verilmektedir. Diğer taraftan memurluğa alınırken 657 sayılı Devlet Memurları Kanununda yer alan kariyer ve liyakat ilkeleri gözetilerek işlem tesis edilmesi gerekmektedir.Dava konusu hizmet sözleşmesinin 9.maddesinin ( d ) bendi uyarınca gerekçesiz olarak fesihten söz edilmektedir.Dolayısıyla tamamen idarenin takdirine bırakılmış sözleşme hükümleri eşitsizliğe sebebiyet vermektedir.Bu itibarla, normlar hiyerarşisine, hukuka ve hakkaniyete aykırı olan “Ücretleri Döner Sermayeden Karşılanmak Suretiyle İstihdam Edilen 4/B Sözleşmeli Personele İlişkin Hizmet Sözleşmesinin” 9.maddesinin ( d ) bendinin iptali gerekmektedir.

5-) “Ücretleri Döner Sermayeden Karşılanmak Suretiyle İstihdam Edilen 4/B Sözleşmeli Personele İlişkin Hizmet Sözleşmesinin” 9.maddesinin ( a ), ( b ), ( c ), ( e ) , ( f ) bentlerinde sözleşmenin hangi hal ve şartlar altında fesih edileceği belirlenmiştir. Son derece kapsamlı olan bu belirlemelere rağmen sözleşmenin ( d ) bendinde idareye bir ay önce ihbar etmek şartı ile sebep göstermeksizin sözleşmeyi fesh etme yetkisinin tanınması Normlar Hiyerarşisine aykırılık teşkil etmektedir.Sözleşmenin feshine yönelik hususların metinde ayrıntılı olarak belirtilmesine rağmen, idareye keyfi ve sınırsız bir yetki tanıyan dava konusu Hizmet Sözleşmesinin 9.maddesinin ( d ) bendi hukuk normlarına ve insan haklarına aykırıdır ve bu bakımdan iptali gerekmektedir.

6-) Ayrıca dava konusu ettiğimiz husus üzerinde durulması gereken en önemli unsurlardan biri de “İş Güvencesi”dir.İş güvencesi kavramı, temelinde geçimlerini emekleri ile sağlayan bağımlı çalışanların, haksız nedenle idarece hizmet sözleşmesine son verilmesi halinde, idarenin fesih işlemini sınırlayan ya da engelleyen böylelikle hizmet sözleşmesinin çalışan açısından zayıflığını gideren ve koruyucu yönü ağır basan normatif düzenlemeleri kapsamaktadır.
Günümüzde çalışma hakkı sadece bir işçi hakkı değil, temel bir insan hakkı olarak değerlendirilmektedir. Bu anlamda çalışma hakkının korunması sosyal barış açısından da önem taşımaktadır. Şöyle ki, çalışanlar hiçbir sebep gösterilmeksizin işten çıkarılıyorsa toplumsal düzenin korunması ve huzurun sağlanması da o kadar güç olabilecektir. Gerçekten de iş güvencesi, tüm çağdaş toplumlar açısından yaşamsal öneme bir sahip konu olarak ele alınmakta ve sorunun sadece kişisel değil siyasal ve sosyal bir boyutu olduğu da kabul edilmektedir.Zira işsiz bir kişinin ekonomik ve psikolojik baskılar altında kalarak giderek çalışma isteğini, gücünü kaybettiği, yaşayabilmek için her çareye başvurduğu, bu arada suç işlemekten dahi çekinmediği herkesçe bilinen gerçeklerdir. Şu halde işsizlik tehlikesi sadece bireyleri ilgilendiren bir sorun olmaktan çıkmış, toplumsal düzeni yakından etkileyen bir nitelik kazanmıştır. Bu anlamda işsizlik tehlikesinin giderilmesi hususunda iş güvencesi büyük önem taşımaktadır.

Öncelikle, iş güvencesi, çalışanın hakkını, açıkçası, kanunun kendisine sağladığı herhangi bir menfaatini arayabilmesi olanağını sağlar.Öte yandan iş güvencesinin olduğu, yani çalışanın keyfi denilen fesihlere karşı korunduğu bir hukuk düzeninde, sadece bireysel haklar değil, kollektif hak ve özgürlükler de gerçek işlevini görebilir.Bunların yanı sıra, iş güvencesinin çalışılan kurumdaki çalışma veriminin ve üretim kalitesinin artmasına yardımcı olması da söz konusudur. Şöyle ki, geçerli bir neden olmadan işten çıkarılamayacağının yani hizmet sözleşmesinin idarece keyfi olarak feshedilmeyeceğinin bilinci ile çalışan personel, bu güvence dolayısıyla daha huzurlu çalışacak ve bu da üretkenliğe olumlu yansıyarak daha etkin ve kaliteli bir hizmet sunumunun ortaya çıkmasını sağlayacaktır.

İş güvencesi sağlanması, çalışanın geleceğine güvenle bakması, işini kaybetme ve buna bağlı olarak kendisinin ve ailesinin geçimini sağlayan gelirinden yoksun kalma kaygısının olmaması, çalışma hayatında çalışanın ihtiyaç duyduğu en önemli güvenceler arasında yer almaktadır.Bu bağlamda Anayasamızın “Çalışma ve Sözleşme Hürriyeti” başlığını 48.maddesinde yer alan:”Herkes dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir.” ve “Çalışma Hakkı ve Ödevi” başlığını taşıyan 49.maddesinde yer alan:” Çalışma, herkesin hakkı ve ödevidir.Devlet, çalışanların hayat seviyesini yükseltmek, çalışma hayatını geliştirmek için çalışanları ve işsizleri korumak, çalışmayı desteklemek, işsizliği önlemeye elverişli ekonomik bir ortam yaratmak ve çalışma barışını sağlamak için gerekli tedbirleri alır.” Hükümleri de iş güvencesinin teminatı niteliğindedir.

Ayrıca iş güvencesinin sağlanması başta 158 sayılı İLO sözleşmesi olmak üzere değişik uluslararası sözleşmelerde de açıkça düzenlenerek hüküm altına alınmıştır.Bu meyanda geçerli bir nedene dayanmayan işten çıkarmaya (unjustified dismissal) karşı çalışanların korunması ve işten çıkarmalarda geçerli neden (valid reason) zorunluluğu Avrupa Sosyal Şartının 24. maddesinde açıkça yer almaktadır.İş güvencesi diğer deyimle keyfi işten çıkarılmaya karşı korunma AB'nin kendi belgelerinde de temel bir hak olarak kabul edilmiştir. Aralık 2000’de AB Nice Zirvesi'nde kabul edilen AB Temel Haklar Şartı'nın (Charter of Fundamental Rights of the European Union) 30. maddesinde, "Her işçi geçerli bir nedene dayanmayan işten çıkarmaya karşı korunma hakkına sahiptir" ifadesine yer verilmektedir.

Sonuç olarak, Hizmet Sözleşmelerinde yer alması istenilen güvence hükümlerinden maksadımız, hizmet sözleşmesinin sebepsiz ve sınırsız olarak feshedilme olanağının sınırlanarak feshin objektif ve geçerli bir nedene dayandırılmasıdır.Bu itibarla objektif ve somut kriterler esas alınmadan idareye keyfi ve sınırsız bir yetki tanıyan dava konusu Hizmet Sözleşmesinin 9.maddesinin ( d ) bendinin iptali gerekmektedir.

7-) Malumları olduğu üzere, 2577 sayılı Kanunu’nun 27. maddesinin 2.fıkrası gereğince “İlgili işlemin uygulanması halinde telafisi güç veya imkansız zararların doğacağı ve işlemin açıkça hukuka aykırı olması şartları birlikte gerçekleştiği” taktirde ilgili işlemin yürütmesinin durdurulmasına karar verilir. Davamıza konu işlem de sebep ve maksat unsurları yönünden açıkça hukuka aykırı olduğundan ve söz konusu işlemin uygulanması halinde dava konusu hizmet sözleşmesine istinaden istihdam edilen sözleşmeli personel bakımından telafisi güç veya imkansız zararların doğacağı aşikar olduğundan mezkur işlemin yürütmesinin durdurulması gerekmektedir.

HUKUKİ SEBEPLER : Anayasa, 657 sayılı DMK, 4688 sayılı Kanun, 2577 sayılı İYUK ve sair mevzuat.

HUKUKİ DELİLLER : “Ücretleri Döner Sermayeden Karşılanmak Suretiyle İstihdam Edilen 4/B Sözleşmeli Personele İlişkin Hizmet Sözleşmesi ve her türlü yasal delil.

NETİCE VE TALEP : Gerek yukarıda arz ve izah olunan ve gerekse resen gözetilecek nedenlerle;

1-) Davaya konu “Ücretleri Döner Sermayeden Karşılanmak Suretiyle İstihdam Edilen 4/B Sözleşmeli Personele İlişkin Hizmet Sözleşmesi”nin 9.maddesinin ( d ) bendinin öncelikle ve ivedilikle yürütmesinin durdurulmasına ve müteakiben İPTALİNE,

2-) Muhakeme masrafları ile ücreti vekaletin davalı idare aleyhine hükmedilmesini saygılarımla arz ve talep ederim. 22.01.2007

DAVACI VEKİLİ
Av.Murat BAHADIR

 
Toplam blog
: 20
: 2861
Kayıt tarihi
: 09.01.07
 
 

1984' ün soğuk aylarından biri olan Eylül ayında doğmuşum. Çocukluğum Konya'da geçti. Taa ki Memu..