Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

27 Nisan '11

 
Kategori
Ekonomi - Finans
 

5 tane 8 1.4 milyar eder mi?

5 tane 8 1.4 milyar eder mi?
 

Nick Leeson'ın polis eşliğinde mahkeme çıkışındaki fotoğrafı Time dergisine kapak oldu.


Tarihte, bankacılık faaliyetlerinin başlamasıyla farklı risk kavramları ortaya çıkmıştır. Bu kavramlardan bir tanesi de operasyonal risk kavramıdır. Operasyonal risk Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulu (BDDK) tarafından “Banka içi kontrollerdeki aksamalar sonucu hata ve usulsüzlüklerin gözden kaçmasından, banka yönetimi ve personeli tarafından zaman ve koşullara uygun hareket edilememesinden, banka yönetimindeki hatalardan, bilgi teknolojisi sistemlerindeki hata ve aksamalar ile deprem, yangın ve sel gibi felaketlerden veya terör saldırılarından kaynaklanabilecek zarar olasığı” şeklinde tanımlanmıştır. Basel Komitesi ise operasyonel riski tanımlarken “yetersiz veya başarısız dahili süreçler, insanlar ve sistemlerden veya harici olaylardan kaynaklanan kayıp riski” ifadelerini kullanmıştır. Bu tanımlardan da anlaşılacağı üzere operasyonel riskin 4 temel etkeni vardır. Bunlar; insan, süreç, sistem ve dış etkenlerdir. 

1995 yılında iflas eden Barings Bank, operasyonel risk kavramının önemini gösteren önemli bir örnek olarak karşımıza çıkmaktadır. Barings Bank olayı, Nick Leeson isimli bir dealer ın bankanın Singapur’daki bir iştirakine future işlemler genel müdürü olarak atanmasıyla başlıyor. Bay Leeson, 20.000£ luk bir hatayı yönetimden gizlemek için banka adına yetkisiz işlemler yapıyor ve zararı kapatmak bir yana önemli karlar elde ediyor. Fakat; 1995 yılında Japonya’da yaşanan Kobe depremi ile birlikte Asya piyasalarındaki dalgalanmalar Nick Leeson ‘ın ve Barings’in sonunu hazırlıyor. Tüm bunların sonucunda İngiltere’nin ilk yatırım bankası olan Barings Bank 1£ karşılığında ING Bank’a satılıyor. 

Barings Bank olayını operasyonel risk süreçleri ile açıklamaya çalışalım. Bunlardan ilki insan faktörü. 

Nick Leeson, 1967 de İngiltere’de doğmuş, Coutts ve Morgan Stanley gibi bankalarda çalıştıktan sonra 1989 yılında Barings Bank’ın Singapur’da future işlemleri yapan bir iştirakine genel müdür olarak atanmıştır. Leeson, bir muhasebe hatası sonucu oluşan 20.000£ luk bir hatayı yönetime açıklamıyor. Çünkü, böyle bir hata sonucunda personelin iş arkadaşlarına karşı küçük düşmesini, sicilinin bozulmasını, primlerin bu hatadan etkilenmesinin ve bu zararın kendisinden tahsil edilmesini istememektedir. Bu tür küçük hataları gizlemek için yeni bir hata hesabı (Error Account) açmaya karar veriyor. Arkadaşına bir hesap açmasını ve bunu Singapur’da tutmasını istiyor. Böylece, bu hesap Londra tarafından denetlenemeyecektir. Görevli arkadaşı hesabı açtığını ve buna hangi numarayı vermek istediğini Leeson’a soruyor. Nick, uğurlu bir numara olsun der ve bunun sonucunda çok şanslı bir Çin rakamı olan 8’de karar kılınır. Hesabın 5 haneli olması gerektiğinden hesap numarası 88888 olur. Leeson, müşteri karşılıklı işlemler yapması gerekirken banka adına bu zararı kapatmak için yetkisiz işlemler yapıyor. Sadece zararı kapatmakla yetinmiyor yüksek karlar elde ederek birimini ve kendisini kar ettiriyor. Zararları da bu hesapta biriktiriyordu. Leeson’ın stratejisi, durgun Asya piyasalarındaki arbitraj olanaklarına dayanıyordu. Arbitraj genel olarak, bir malı aynı anda ucuz olan yerde alıp pahalı olan yerde satmak anlamına gelir. Dolayısıyla risk içermeyen bir stratejidir. 

Her şeyin bu kadar yolunda gitmesi Leeson’ın bankadaki poziyonu ile de ilgiliydi. Bu da operasyonel riskin süreç faktörünü ortaya koymaktadır. 

Nick Leeson, Barings Bank’ta hem alım/satım masasından hem de muhasebe ve kayıt süreçlerinin yönetildiği operasyon masasından sorumluydu. Operasyon masası, alım/satım masası tarafından gerçekleştirilen işlemlerin onayı almak, muhasebe işlemlerini kontrol etmekten sorumludur. Dolayısıyla, bu iki birimin birbirinden ayrı olması gerekmektedir. Barings Bank’ın Singapur’da böyle bir ayrım yapmaması Leeson’ın işini oldukça kolaylaştırmıştı. 

Barings Bank deki sistem hatası da bu olayda çok önemli bir rol oynamıştır. 

Barings Bank’ın Londra’daki finansal kontrolörlerinin 5-8 hesabıyla ilgili dolaylı olarak bilgileri vardı. İşlemler, Londra’ya iletilmese de 88888 hesabını referans eden bir dosya Londra’ya postalanmıştı. Fakat bu dosya ya farkedilmedi ya da önemsenmedi. Sistem şu şekilde işliyordu. Singapur’dan alınan bilgiler Londra daki First Futures adı verilen bir sisteme giriliyordu. Bu sistem, ilk önce, bilinen herhangi bir ana dosyayı ilgilendiren bir referans hesap numarası olup olmadığına bakıyordu. 88888 bu listede bulunmadığından sistem tarafından reddedilmişti ve 88888 hesabını ilgilendiren bilgi askıda kalmıştı. Londra’daki hesaplama birimi çalışanları askıdaki dosyaları tasviye etmekten sorumlulardı. Barings Bank’ın hesaplama birimi başkanı 88888 numaralı hesabı hiç görmediğini söyledi. Yani, Barings’in sistemi o kadar kötüydü ki (ya da Leeson açıkları çok iyi biliyordu) böylesine bir hata dosyası bile banka battıktan sonra farkedilebildi. 

Barings Bank’ın iflasında 17 Ocak 1995 tarihinde Japonya’da meydana gelen 7.2 şiddetindeki Kobe depreminin de etkisi olduğu söyleniyor. Zaten, dışsal faktörlerin de operasyonel riskin bir parçası olduğunu belirtmiştik. 

Deprem, Japonya’ya 10 trilyon yen civarında bir zarar yaşattı. Deprem, piyasalarda büyük bir düşüş yaşatmış ve Leeson’ın şansını döndürerek Nikkei 225 endeksindeki future pozisyonlarını büyük zarara uğratmıştır. 

23 Şubat 1995 tarihinde Nick Leeson, Singapur’dan Kuala Lumpur’a uçtu ve ardında “I’m sorry.” yazan bir itiraf notu bıraktı. Barings Bank denetçileri Leeson’ın işlemleri nedeniyle 1.4 milyar dolarlık bir zarara yol açtığını farkettiler. Bu meblağ, bankanın alım/satım için müsait olan sermayesinin yaklaşık olarak 2 katı idi. İngiltere Bankası başarısız bir kurtarma operasyonunda bulundu. Dünya çapındaki çalışanlar primlerini alamadılar ve sonuç olarak bir Hollanda bankası olan ING 1£ karşılığında Barings’in tüm borçlarını üstlenerek bankayı satın aldı. 

Leeson ise tüm bu olanlardan sonra hapis hayatını Singapur’da geçirmek yerine İngiltere’de geçirmek istedi fakat uçağı kalkmak üzereyken Almanya’nın Frankfurt kentinde yakalndı ve bir Alman hapishanesine atıldı. İngiltere Leeson’ın iadesini istemedi ve Nick Leeson Singapur’da 6, 5 yıl hapis cezasına çarptırıldı fakat kendisine konulan kolon kanseri teşhisi nedeniyle 1999 yazında serbest bırakıldı. Çıktığında işsiz ve parasızdı. Hayatı Rogue Trader adlı bir filme konu edildi. Zamanını şirketlerde risk hakkında konuşmalar yaparak geçirdi. 2007 yılında Galway United Futbol Kulübünün CEO’su oldu. Nick, 2011 yılının Şubat ayında görevinden istifa etti fakat hala futbol klübünün hissederlarından biri. 

 
Toplam blog
: 2
: 742
Kayıt tarihi
: 27.04.11
 
 

18.08.1984 yılında İzmir’de doğdum ve bugüne kadar İzmir’de yaşadım. 2002 yılında İzmir Buca Anadolu..