Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

21 Nisan '10

 
Kategori
Eğitim
 

70 yıl sonra Köy Enstitüleri...

70 yıl sonra Köy Enstitüleri...
 

Köy Enstitüleri 17 Nisan 1940 yılında kurulmuşlardı. Amaçları ise, köy okullarında görev alacak öğretmenler yetiştirmekti.

Açılışları sonrası istenilen amaca ulaşıldı. Ülkede eğitim alanında yeni bir çığır açıldı ve kalkınmaya kırsaldan başlanılmış oldu.

Kısa sürede yurt çapında 21 köy enstitüsü açıldı ve bu okullar giderek kendi zamanlarının vazgeçilmezleri olmaya başladılar.

Çünkü o tarihte ülke nüfusunun yüzde 80’i köylerde yaşıyordu. Okuma, yazma bilenlerin oranı ise yüzde 5’in altında idi.

Süreçte, II. Dünya Savaşı’nın ülkeye faturası ağır olmuştu. Ekonomi çökmüş, zamanın iktidarı yönetimde başarısız olmuştu.

Bir yandan yaşanan ekonomik sıkıntılar, diğer yandan Sovyet lideri Stalin’in talepleri (Kars Artvin ve Ardahan’ın geri istemesi) o günün hükümetini çaresiz bırakmıştı.

Sorunların çözümü için ABD’den yardım istenmiş, ancak Amerika yapacağı yardımları belli şartlara bağlamıştı.

Ülkede çok partili rejime olanak tanınması, seçimlerin serbest yapılması ve Sovyet uygulaması olarak bilinen köy enstitülerinden vazgeçilmesi gibi talepler...

Öte yandan iktidar içindeki “topraksız köylüyü topraklandırma” projesine karşı olanların örgütlü muhalefeti, hükümetin işini daha da zorlaştırmıştı.

Muhalifler verdikleri önergelerle, “köy enstitüleri” uygulamasını bilinçli olarak amacından saptırmışlardı.

Akabinde, yapılan dedikodularla köy enstitüleri yıpratıldı. Örneğin, kız ve erkek yatılı olan bu okullarda fuhuş yapıldığı ileri sürüldü.

Böylece öğrenci velileri enstitülerden soğutulmaya çalışıldı. Kısmen de olsa, bunu yapanlar amaçlarına ulaştılar.

Bir süre sonra oluşan baskılara ve çıkartılan dedikodulara dayanamayan hükümet, çareyi köy enstitülerini kapatmada buldu.

Oysaki “köy enstitüsü projesi” dünyada eşine az rastlanır başarılı ve örnek bir eğitim uygulaması idi.

Köy çocukları okuma-yazmayı, fen bilimlerini, sanatı ve modern tarım tekniklerini bu okullarda öğreniyorlardı.

Mezunları, gittikleri köylerde önce kendi okullarını inşa ediyorlardı, sonra bilgi ve deneyimlerini köy çocuklarına aktarıyorlardı.

Derken ülkede okuma-yazma bilenlerin sayıları hızla artmıştı. İşlenmemiş geniş tarım arazilerinde tarım yapılmaya başlanmıştı.

O günün bilinçli ve sorumluluk üstlenmiş “köy öğretmenleri”, toplumda yarattığı derin etkiler sayesinde, günümüzde hala özlemle yâd edilmekteler.

Ancak tüm güzel değerlerimiz gibi, bu kurumlarımızı da bilinçsizce cehalete ve dedikodulara kurban verdik.

Kim bilir, belki yıllar sonra bu günün güzel değerini de bir, bir yitireceğiz! Ve onlara özlem duyup, yeniden hasretle anacağız.

Ne çare ki, o günün pişmanlığı artık fayda etmeyecek. Olan yine çaresiz ve yoksul insanımıza olacaktır.

 
Toplam blog
: 251
: 447
Kayıt tarihi
: 29.12.07
 
 

Emekli; Öğretmen, Yönetici ..