8 Mart’ta Kadının Adı Yok !..

Öncelikle tüm dünya kadınlarının bugününü kutlarım. Bugün 8. Mart Dünya Kadınlar günü ya, şimdi birkaç kelam etmesek, kadınlara ayıp olur diye düşünüyorum.

Önce kısa bir tarihi bilgi verelim. 1857 yılında, ABD'de dokuma işçisi kadınların daha insanca bir yaşam isteğiyle, eşitsizliğe ve ayrımcılığa, uzun ve insanlık dışı çalışma koşullarına karşı mücadeleye başladıkları 8 Mart, ilerleyen süreçte, tüm dünya kadınlarının kutladığı bir gün haline geldi. 1857’den beri dünyanın birçok ülkesinde kutlanan bu gün 1977 yılındaki Birleşmiş Milletler genel toplantısında Kadın Hakları ve Uluslararası Barış günü olarak kararlaştırılmış ve kadınların haklarının verilmesinin dünya barışını güçlendireceği kabul edildi. Böylece 8 Mart Birleşmiş Milletlere üye ülkelerde 'Uluslararası Kadın Günü' olarak kutlanmaya başladı. Bundan sonra, kadınların daha eşit ve daha yaşanılır dünya için başlattığı mücadele, toplumların her kesiminde yankısını buldu ve destek gördü. Günümüzde uluslararası insan hakları belgelerinde her insanın eşit ve özgür doğduğu, herkesin insan haklarına ve temel özgürlüklerine hiçbir ayrım gözetilmeksizin fırsat eşitliği çerçevesinde sahip olduğu ve cinsiyete dayalı ayrımcılığın kabul edilemezliği ilkeleri benimsendi.

Ama ne yazık ki, her toplumda, kadınlar genellikle toplumun gerisinde düşünülür. Bazı toplumlarda ise kadın ikinci sınıf vatandaştır. Bu bir bakıma da kırılamayan bir zincirdir aslında. Bu zinciri kırabilen çok az kadın da toplum nezdinde önemli yerlere gelebilmiştir. Peki, bu kadınlara hak görülmeyen bir durum mudur?

Aslında günümüzde “kadın hakları” denilen şey, kadınların erkeklere eşit şekilde sahip olduğu sosyo-ekonomik, siyasi ve yasal hakların tamamına verilen isim. Ama yüzlerce yıldır, kadınların toplum içindeki önemi ve kadınların problemleri hep tartışıldı. Bunun için onlarca dernek kuruldu. Bu derneklerin çoğu kadınların yanında, birer şemsiye ve koruyucu unsur olmaya çalışıyor.

Günümüzde dünya’nın % 49.7’si kadın. Bu neredeyse 3 milyarın üzerinde bir kitle demektir. Ama maalesef her yıl, 1 milyona yakın kadın, gebelik veya doğum sırasında hayatını kaybediyor. Dünya kadınlarının 3'te 1'i hayatlarında en az bir kez evde şiddete maruz kalıyor. Bu şiddetin kaynağı genellikle eş veya sevgili oluyor. Türkiye'de kadına karşı şiddet oranı gelişmiş devletlere oranla oldukça yüksek. Özellikle varoşlarda şiddete maruz kalan kadınların oranı %97'lere kadar çıkıyor. Dünyada birçok bölgede, kadınların eş seçme, evlilik, boşanma ve diğer temel medeni haklarının tanınmaması, fiziki şiddet ve psikolojik baskının en çağdaş ülkelerde bile tam anlamıyla kırılamamış olması gibi birçok problemleri var.

Bu maddelerin yanı sıra, hemen hemen her toplumda ön plana çıkan bir madde var. O da, iş ve çalışma hayatında kadınlara yönelik negatif ayrımcılık. İş ve politik süreçte kadın hep arka planlarda tutulmuş. Bir diğeri, Dünya çapında kadınların eğitim ve öğretim hakkından yoksun veya ikinci planda bırakılması. Birçok devletin hukuki düzenlemelerinde kadın erkek ayrımı yapılması ve bilhassa miras hukuku ve medeni hukuk düzenlemelerinde kadınlara negatif ayrımcılık uygulanması gibi hala halledilememiş problemler var. Ama bu kadarla da sınırlı değil. Örneğin, kısa bir istatistikî bilgi verecek olursak, bu problemlerin kökenine inebiliriz sanıyorum.

- Dünyada kadınların en çok şiddet gördükleri ülke İsveç
- Dünyada her 3 kadından 1'i hayatının bir döneminde muhakkak şiddete maruz kalıyor.
- Kadın cinayet kurbanlarının yüzde 70'i eşleri ya da sevgilileri tarafından öldürülüyor.
- Her 5 kadından 1'i hayatının bir döneminde tecavüz veya tecavüz girişimi kurbanı oluyor.
- Dünyada, ağırlıklı olarak Afrika kıtasında 135 milyondan fazla kadın sünnet ediliyor.
- Dünya genelinde mültecilerin yüzde 80'i kadın.
- Gelişmekte olan ülkelerde okur-yazar olmayan her 3 kişiden 2'si kadın
- 280 milyonluk Arap dünyasında her 2 kadından 1'i okuma yazma bilmiyor.
- Suudi Arabistan'da kadının oy hakkı yok, araba kullanması yasak.
- Dünyada 54 ülkede kadınlara yönelik ayrımcı yasalar bulunurken, 'namus savunması' Peru, Bangladeş, Arjantin, Ekvator, Mısır, Guatemala, İran, İsrail, Ürdün, Suriye, Lübnan ve Venezuella'nın ceza yasalarında yer alıyor.
- İran'da çok istisnai durumlar haricinde kadının boşanma hakkı yok.
- İslam Şeriatıyla idare edilen ülkelerde bazı durumlarda zina yapan kadın ve erkeklere recim cezası uygulanmaktadır.
- ABD'de her 90 saniyede 1 kadın tecavüze uğrarken, Irak'ta Nisan 2003'ten bu yana savaş sırasında ve sonrasında, en az 400 kadının tecavüze uğradığı İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün raporlarında yer alıyor

Bu resimde kadınların “dünya kadınlar gününü” kutlamak ne kadar doğru ve dürüstçe olur?