Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

08 Mart '09

 
Kategori
Gündelik Yaşam
 

Türkiye’de Kadının Adını kim koyacak?

Türkiye’de Kadının Adını kim koyacak?
 

Doğu'da kadın olmak çok zor..


<ı>Türkiye'de kadına karşı şiddet oranı gelişmiş devletlere oranla oldukça yüksek. Özellikle varoşlarda ve kırsal kesimlerde şiddete maruz kalan kadınların oranı %97'lere kadar çıkıyor. Bu oran kadın nüfusunun neredeyse tamamı demek.

Dünyada birçok bölgede, kadınların eş seçme, evlilik, boşanma ve diğer temel medeni haklarının tanınmaması, fiziki şiddet ve psikolojik baskının en çağdaş ülkelerde bile tam anlamıyla kırılamamış olması gibi birçok problemleri var. Bu sorun bizim ülkemizdeki kadınları da büyük ve önemli ölçüde kapsıyor. Özellikle, Doğu ve Güneydoğu Anadolu kadını üzerinde yapılan bir araştırmaya göre, eşine "itaat etmeyen" evli kadına, burun ve parmak kesme, kezzap damlatma gibi işkencelere maruz kaldığı belirtilmiş. Bu araştırma raporunda, evli kadınları cezalandırmak için kocaları ve akrabaları tarafından kullanılan korkunç yöntemlerde, burun ve parmak kesme, saç kazıma, cinsel organ dağlama, aç bırakma, duyu organlarına kezzap damlatma gibi yaygın cezaların kullandığı hala bilinmekte ve gözlemlenmekte olduğu belirtilmiş.

Bölgenin sosyo-ekonomik, coğrafik ve kültürel yapısının da çok büyük etkisinin de olduğu açıkça gözlenmektedir. Zamanla bu davranışlar gelenekselleşmiştir. Örneğin, bölgede çok yaygın olan ‘çok eşlilik' durumu !.. Erkekler, ikinci ve diğer eşleri getirmek isteyip de, ilk eşin “kuma istememesi durumunda kadınlar şiddete ve şiddetli fiziksel cezalara maruz kalıyorlar.

Yalnız bu kadarla da kalmıyor. Kadınlar, radyodan şarkı isteme, sinemaya gitme, izinsiz dışarı çıkma, eve geç gelme, kuma kabul etmeme gibi basit nedenlerden dolayı da şiddete maruz kalmaktadır. Belki hatırlayanlar olacaktır. Geçtiğimiz yıllarda, Doğu Anadolulu bir kadın, televizyondaki “kadın programlarından” birine katılıyor. Bunun sonrasında, aşiret tarafından yada ailenin ileri gelenleri tarafından bunun bir namus kirliliği olduğu varsayılıp, öz oğlu tarfından öldürülmesi ve bu namus kirliliğinin temizlenmesi (!) sağlandı. Oğul şuan hapiste, anne mezarda.. Ya namus? O temizlenmiştir sanırım…


Bu kadar da değil diyeceğiniz birkaç örnek daha ! Mesela, kocasına ve kocasının ailesine karşı çıkan kadınlar, burnu ve parmağı kesilerek cezalandırılabiliyor. Saç kazıma, cinsel organ dağlama, aç bırakma, duyu organlarına kezzap damlatma da yaygın. Bu saç kazıma cezası, özellikle köylerde çok yaygın. Gerdek gecesi bakire olmadığı ortaya çıkan kadın, saçları kazıtılarak baba evine gönderiliyor. Bu uygulamayla, saçlarının kazılmış olduğu görünen kızın bakire olmadığı herkes tarafından anlaşılıyor. Bu gelenek, töre cinayetlerine de zemin hazırlayabiliyor. Bir başka cezada, hakkında dedikodu çıkan kadının cinsel organı dağlanıyor. Kadın, sesini çıkarmadan hayatına devam ediyor. Ailelerinin istemediği bir ilişki yaşayan ya da izinsiz dışarı çıkan kadınlar da bu şekilde cezalandırılabiliyor. Böylece, kadınlar, sosyal hayattan uzaklaştırıldığı gibi, bu örneklerle de aslında bir anlamda diğer kadınlara gözdağı veriliyor."

Bu raporda enteresan sonuçlar var. Mesela, bölgede kadınların % 16.09'u 10 – 14 yaş, % 64.69'u 15 – 19 yaş, % 16.74'ü 20 – 24 yaş, % 2.02'si 25 – 29 yaş, % 0.35'i 30 – 34 yaş arasında evlendiriliyor. Araştırmaya katılanların yüzde 40'ı okuma - yazma bilmiyor. Yüzde 30'unun anadili Türkçe, % 3,1’inin Arapça, yaklaşık yüzde 65'inin de Kürtçe konuştuğu ifade edildi. Ayrıca, Araştırmaya katılan kadınların 5 bin 602'si akrabalarıyla evlendirilmiş.

Birleşmiş Milletler Kadına Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi (CEDAW) denilen sözleşmeyi Türkiye'de imzalamış. Ama bu sözleşmeye ne kadar bağlı kaldığımız tartışılır.

Bu arada, dün 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle Diyarbakır'da düzenlenen mitingde konuşan DEP eski Milletvekili Leyla Zana, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'a övgüler yağdırdı. Zana, <ı>"Kürt halk önderi Abdullah Öcalan kadınları anlayan tek liderdir. O kadınların yaşamıdır. Bir tek o kadınları anlıyor" ifadelerini kullanmış. Bunu gerçekten yürekten mi söylüyor, kendisine sormak isterdim. Ama bir şeyi daha yüzüne bakarak sormak isterdim.

Kadınları en iyi o anlar dediğin kişi, dağlarda, kendisine harem kurunca, kadın teröristleri kendisine köle yapınca, kadın haklarını neden düşünüyordun? O zoraki haremin kadınlarını gerçekten anlıyor muydu? Sen bugün o kadınları anlayabiliyor musun? Doğu’daki kadınların dilini, bölgenin bu sorunlarını en iyi anlayacak, konuya en iyi çözüm getirebilecek ve bu kadınların arkasında durup, onlara reva görülenleri top yekun ortadan kaldırılmasını sağlayabilecek ve çözüm önerileri getirebilecek olanlar, üstelik vekil sıfatını taşıyanlar nelerle uğraşıyorlar.

Yine de tüm Doğu kadınlarının bu gününü kutlarım..

 
Toplam blog
: 671
: 2572
Kayıt tarihi
: 26.06.06
 
 

Anadan doğma bir İzmirliyim ve bu şehirli olmaktan gurur duyuyorum.. Hem bu şehirde doğmuş, hem b..