Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Mart '14

 
Kategori
Sosyoloji
 

90 yıl yaşasak nolur, 60’ında hayatı bitiriyoruz; bizi Azrail değil anlayışlar öldürüyor

90 yıl yaşasak nolur, 60’ında hayatı bitiriyoruz; bizi Azrail değil anlayışlar öldürüyor
 

Zaten 20 yaşına kadar çocuğuz. 60 yaşında da kenara çekiliyoruz ya da ölüyoruz. Yani aslında 40 yıl yaşıyoruz. Ne yapalım hayat böyle, denilebilir ya ben merak ediyorum hani normalde emekli olup bir kenara çekilen insanlar o tarihten itibaren ölünceye kadar ne yapıyorlar? Parası pulu var, entelektüel, toplantılar, sohbetler, dünyayı geziyor durumları istisna.

Kadın olsun erkek olsun insanlar 60’a 70’e geldiklerinde öteden beri yapmakta olduğu hayatının bir parçası olan hangi istek arzu ve davranışlarından “Artık yaşlandım, bundan sonra olmaz” diye vazgeçiyorlar? Mesela maç tutkunu biri 70 yaşında hala maçlara gidiyor takımı için tezahürat yapıp heyecanlanıyor mu? Örneğin 60 yaşındaki bir erkeğin karısıyla ya da beraber olduğu kadınla ilişkisi cinsellik olmaksızın kuru muhabbete mi dönüşüyor? Arkadaşlarıyla oturup hava durumunu mu konuşuyorlar? En önemlisi denildiği gibiyse bunlar böyle mi olmalı?

Yani gerçekte insanların belli bir yaştan sonra ellerinde olmadan fizik kanunları gereği vücutları, ruhları, kalpleri yapmak istediklerini yapamayacak kadar yavaşlıyor, tükeniyor mu? Özellikle belli bir yaştan sonra hayaller bitiyor, istekler azalıyor mu? Var mı böyle bir şey? Kadın ve erkek vücudu normalde kaç yaşından sonra sevişilemeyecek hale gelir? Eğer bilimsel olarak bu durumlar böyleyse biz 90 yıl yaşasak bile 60 yaşında ölüyoruz demektir.

Yaptığımız şeyleri artık yapamayacak hale geldiğimizde ya yapabildiklerimizle devam ediyor ya da bunların yerine yapabileceğimiz şeyleri ikame ediyoruz. Yani ilişki yerine öpüşme, oynaşma, o da olmadı muhabbet, şiir okuma. Ve doğa yürüyüşü yerine parkta torun gezdirme.

Ya ben şimdi düşünüyorum, kendine bakmayanlar hariç 60’ında insanlar henüz sağlıklılar. 60’ında hala taş gibi kadın, 70’inde aslan gibi erkekler görüyoruz. Bunların normal yaşlarda yaptıklarını şimdi de yapmaları mümkün. 70’lerde sağlıklı bir erkek ve kadın cinsellik yaşayabilir, âşık olabilir, giyinip süslenip sinemaya gider, gezmelere gider, sevdiği bir sanata yönelebilir, STK’larda gönüllü çalışabilir falan.

Peki niye böyle değil? Burada yaş geldiği için bazı şeyleri yapamama değil mevcut anlayışlar etkili. 70 yaşında adamın sinemada ne işi var? Boyunuz kadar torunlarınız var, size aşk meşk yakışır mı? Yaşlı adam/kadın parkta oturur, torunlarına bakar, televizyonun karşısında uyur, halk ekmek kuyruğuna girer, kendi gibi yaşlılarla kahve içip dedikodu eder…

Ama şimdi yaşlı dediğimiz bu insanlar daha bu yaşlarda (60’ında,70’inde) kenara çekilmek için erken olduğunu, hayatın devam etmesi gerektiğini, öteden beri yaptıklarını/yaşadıklarını biraz yavaşlamayla da olsa yapabilecek ve mutlu olacaklarını bilmiyor olabilirler. Ve toplum onlara bilinçsiz ve acımasızca her şeyden elini eteğini çekmesi şeklinde bir yaşamı dayatıyor olabilir. İnsanlarımız o kadar cahil ki 60’ında cinselliğin bittiğini bile düşünürler.

Yani şimdi bu durumdaki birini düşünün. 60 yaşında ve daha önce yaptıklarını yaşlandım diye bıraktı. Ve bu adam/kadın 90 yaşında öldü. 30 yıl hiçbir şey yapmadan bir kenarda oturdu. Yani bu insan şimdi ömrünün üçte birini boşa geçirmiş olmuyor mu? Ama elbette kişinin hayali huzur, dinlenmek olup parkta oturur, torunlarına bakar, televizyon karşısında uyursa denecek şey olamaz. Ama bu dahi böyle 30 yıl sürmez. Ara sıra bunları da yaparsın. Asıl söylemek istediğimiz 60’ına 70’ine gelince daha önce zevk aldığın şeyleri artık yapamam, yaşlandım bana yakışmaz ya da el ne der gibi saçma sapan nedenlerle bırakmamak lazım. Evlenme programlarından 70’inde bir adam hatırlıyorum. Talibinin 50–60 yaşlarında olmasını istiyor ve “Ben sağlıklı bir erkeğim” diyordu. Budur işte!

 
Toplam blog
: 6332
: 653
Kayıt tarihi
: 21.09.08
 
 

Sadece sayfalarda kalan yazılar şaheser olsalar bile önemsiz ve anlamsızdır. İnsanlara ulaşan ve ..