Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

11 Şubat '10

 
Kategori
Futbol
 

91. dakika: biri gitti, geriye kaldı iki

91. dakika: biri gitti, geriye kaldı iki
 

Çekişmeli, sürprizli, heyecan dolu maçlardan oldum olası büyük keyif alırım. Bu sebeple dün geceki maçtan büyük keyif aldım. Futbolda bir kaide var; maç oynanmadan, 90 dakika tamamlanmadan kimin kazanacağı belli olmaz. Hele de kupa maçlarında. Antalyaspor' un pek de favori gözükmediği bu maçta, böylesine ciddi bir mücadele sergilemesini herhalde kimse beklemiyordu. Şunu söylemek gerek ki, turu Galatasaray kaybetmedi, Antalyaspor kazandı. Diğer türlüsü Antalyasporlu futbolcular ve Mehmet Hoca' ya haksızlık olur.

Mehmet Özdilek futbol felsefesi ve bilgisi olan bir teknik adam. Çalıştırdığı takımlarda, bu felsefeyi görebiliyorsunuz. Asla defansif oyunu tercih etmiyor. Dün takımı her gol yediğinde, eliyle onları takım olarak ileri çıkmaları ve rakibi ileride karşılamaları konusunda yönlendirmeye çalıştı. Takımı gol attğında, onları geriye çekmedi. Turu garantilemek için oyuna defansif oyuncular sokmadı. Böyle hocalar oldukça futbolumuzun kalitesi, seyir zevki artacak. Tebrikler Mehmet Hocam.

Gerçekten de Antalyaspor, sınırlı yeteneklere ve mütevazi bir kadroya sahip. Ellerindeki tek silah olan mücadeleyi çok iyi yaptılar. Özellikle de Yalçın, Sedat, Veysel, Ertuğrul ve Necati fiziksel kapasitelerinin de üstünde koştular. Galatasaray' da ise sadece Mehmet Topal ve Mustafa Sarp gayret içindeydi. Arda bu maçta lig performansının biraz üzerinde bir futbol sergiledi. Elano GS' daki en iyi maçını oynadı. Ama yetmedi. Antalyaspor maça rakip ile kora kor mücadele düşüncesi dışında bir taktik anlayış ile çıkmadı. Bir noktadan sonra hoca, strateji taktik, stad, taraftar anlamsız hale gelir; geriye kalan tek şey mücadeledir. İşte Antalyaspor' un iyi yaptığı şey bu oldu.

Gelelim Galatasaray' a. GS Yönetimi anlaşılmaz işler yapıyor. Transfer politikalarını hep takdir ettiğim Sayın Polat, Fenerbahçe başkanı Sayın Yıldırım ve Beşiktaş Başkanı Sayın Demirören gibi hatalı transfer yapmaya başladı. Baros yerine gelen Jo gerçekten iyi oyuncu ancak santrafor değil. Yani ihtiyacı karşılamaz. Santos ise ülkemiz koşullarında yumuşak bir oyuncu. Daha yorum için erken, ancak sinyaller bu ligin oyuncusu olmadığı yönünde. GS' ın ileride top tutan rakibi yıpratacak Baros tarzı bir oyuncuya veya daha iyisi Baros' un kendisine ihtiyacı var. GS' ın son transferi Lucas Neill, ise oyunu okuyabilen, sakin ve bilinçli bir defans oyuncusu. Servet ile düzenli oynarsa, takıma ve Türk futboluna kısa sürede adapte olur.

Galatasaray, santraforsuz pek yol alamaz. Defans iyi, orta alan dirençli, kanatlar iyi çalışıyor; ancak binbir çaba ile kazanılan toplar ileride olumlu kullanılamıyor. GS Jo ve Santos yerine sıkı bir santrafor alsa idi lgiin tartışmasız en büyük favorisi olurlardı.

Bir parantez de Necati Ateş' e açalım. Necati gibi bir oyuncunun, dört büyüklerde rahatlıkla forma giyebileceğini düşünüyorum. Guiza, Gökhan Ünal, Bobo ve Umut Bulut' tan eksiği yok fazlası var. İyi çalışır, motive edilir ise önemli bir silah. Ayağında top tutabiliyor, pasları isabetli, hızlı ve fırsatçı.

Şimdi kupa gitti, kaldı UEFA Avrupa Ligi ve Turkcell Super Lig. Yani elde kaldı 2. Atletico maçı GS için zor geçecek. Ancak GS' ın bu maçlarda iyi futbol sergileyeceğini düşünüyorum. GS Avrupa' da bir başka performans gösteriyor. Üstelik kupayı da unutturmak isteyecekler. Ligde ise FB karşılaşmasına kadar olabildiğince fazla puan almak durumundalar. Bu maçta yaşanabilecek bir travma, ligi de kaybettirebilir.

 
Toplam blog
: 575
: 567
Kayıt tarihi
: 10.05.07
 
 

İlgi alanları ekonomi, para politikası, siyaset, edebiyat, futbol, Türk ve Ortadoğu Tarihi, AB ve..