Akyaka gezisi

6 Eylül 2014 Cumartesi günü öğleden sonra Denizli’ de Tavas ve Kale ilçelerini geride bırakıp Muğla il sınırına girdikten sonra Sakar geçidinden aşağıya inişte Akyaka tabelasını görünce sağa sapıp ağaçların arasında doğa harikası bir yoldan kısa sürede Akyaka merkezine varıyoruz.

Akyaka, küçük, şirin ve doğal güzellikleri ile Marmarise sadece 30 km mesafede harika bir sayfiye yeri. Cumartesi günü olması sebebi ile oldukça kalabalık. Yerel halkın da hafta sonu tatili için tercih ettiği bir yer Akyaka. Gökova körfezinin eşsiz güzelliği, Kadın Azmağı ve dağlardaki yeşil örtü görülmeye değer.

Bu güzel manzara eşliğinde Mevsim Apart’a yerleşip 3 gün bu doğaya kendimizi teslim etmek istiyoruz ancak rezerve ettğimiz Apart oda oldukça kötü ve pis bir vaziyette bize teslim edilince tadımız kaçıyor. Anahtarı Mevsim Apart yetkilisine temizliğin tekrar yapılması için bırakıp Kadın Azmağında tekne turuna çıkıyoruz. 1 saatlik tekne turu bize Apart ile ilgili sıkıntılarımızı unutturuyor.

Kadın Azmağı tekne turu, dolmuş tekneler ile kişibaşı 7 TL ücret karşılığı geziliyor. İsteyen kısa yüzme molasında kendisini serin sulara bırakabilir. Ancak su adeta buz. 12 derece imiş. Azmakta balık tutmak yasak. Azmağın dibi ise çok çeşitli bitki örtüleri ile kaplı. Görülmeye değer.

Kadın Azmağı tekne gezisi sonrası Aparta döndüğümüzde durumda bir değişiklik olmadığını görünce etrafta yeni bir Apart veya Otel arayışına giriyoruz ancak hafta sonu olması nedeniyle aramalarımız netice vermiyor.

Mevsim Apart/Otel sayesinde Akyaka’da 3 gün tatil planımız suya düşüyor. Gece gönülsüz olarak burada kalıyoruz.

Sabah kalktığımızda ilk iş denize girmek. Akyaka’da tek plaj var. Ancak Kadın Azmağı plajı ikiye bölüyor. Soldaki kısım daha sakin gibi. Biz de orada yüzüyoruz. Deniz çarşaf gibi. Tabii öğlene kadar. Genelde öğleden sonra aşırı dalgalı oluyor. Deniz çok sığ ve kum. Denizin ortasına kadar gidilmesine rağmen su hala dizlerinizi geçmiyor. Çocuklar için güvenli. Deniz sıcaklığı ise çok ilginç bazı yerlerde ılık, bazı yerlerde ise çok soğuk. Bu da Kadın Azmağının denize karışmasından sanırım. Kaynak suları da deniz sıcaklığına etki ediyormuş. Kıyıdan uzaklaştıkça deniz suyu sıcaklığı artıyor. Kahvaltıdan önce  güzel bir yüzme keyfi yaptık. Sonrasında Kadın Azmağına doğru yürüyoruz. Uygun bir yer bulup burada da yüzüyoruz. Su çok soğuk ama çabuk alışıyoruz. Sodalı su olduğu için cildinizi de yumuşatıyor. Ancak 3 dk.’dan fazla su da kalmak iyi değil diyor yerli halk.  Kas ağrılarına sebep oluyormuş. Ara ara birkaç dakikalık yüzme molaları ile buranın tadını çıkarmak en doğrusu. Biz de 1 saat boyunca bu şekilde yapıyoruz.

Öğlen öncesi Apartı boşaltıp bir restoranda kahvaltı ediyoruz. Akyaka’da yeme-içme fiyatları makul. Popüler tatil beldelerine kıyasla fahiş fiyatlar yok.

Ahşap ve tek tip evler ile dizayn edilmiş bir kasaba Akyaka. Genelde alt katlar restoran veya kafe, üstleri ise otel veya pansiyon.

Güzel bir kahvaltı sonrası valizler arabada, biz ise Orman Kampı önünden geçerek Çınar Plajına varıyoruz. Pazar günü plaj çok kalabalık. Akyaka merkeze 1 km uzaklıkta olan Çınar Plajı derin ve taşlı, suyu ise berrak. Yol kenarına zorda olsa park edip birkaç fotoğraf çekiyoruz. Aslında 3 günlük planımızda burada yüzmek de vardı ama kısmet değilmiş. Akyaka merkezden Çınar Plajına giden yol tek şerit ama harika. Ağaçların altında, kuş sesleri eşliğinde araba kullanmak çok zevkli. Buraya bir sabah kiralık bisiklet ile gelmeyi de düşünmüştük ancak olmadı.

Geri dönüp Orman Kampı önüne geliyoruz. İçerideki taş evler güzel gözüküyor ve fiyat soruyoruz belki 2 gün daha kalabiliriz diye ancak 300 TL gibi günlük fiyat pahalı geliyor ve Akyaka maceramızı artık burada noktalıyoruz.

Akyaka’da yapılması gerekenleri kısaca belirtmek gerekirse, Akyaka Plajında yüzmek, Kadın Azmağı tekne turu, Çınar Plajında yüzmek, biz gidemedik ama 25 km uzaklıktaki Akbük koyuna gidip yüzmek ve son olarak günübirlik tekne turları ile güzel koylar ve Sedir adasını ziyaret etmek. 3 gün kalabilseydik bu saydıklarımızı tamamlayabilecektik ancak olmadı. Bisikletseverler için kiralık bisiklet noktaları da var. Bisiklet ile gezi için güzel rotalar mevcut.

Akyaka’da tek can sıkıcı şey sivrisinekler. Doğal yaşam ortamı bozulmasın diye ilaçlama yapılmadığı için sivrisinekler ile mücadele etmeniz gerekiyor. Akyaka’ya gelirken sivrisinekler için tedbirinizi alın. Akşam 18.00 civarı ortaya çıkıp tüm gecenizi zehir edebilirler. Burada sivrsinekler çok cesurlar.!  Yolda yürürken ayağıma dadanan sivrisineği ayağımı silkeledğim halde uzaklaştıramadım. Elle müdahele şart. Isırdıkları yerlerde hemen şişikler oluşuyor.

Akyaka’dan ayrılıp Didim’e gitmek üzere yola koyuluyoruz. Yatağan’ı geçitkten sonra önce “Aman Ormancı” türküsünün doğduğu yer olan Belen Kahvesini ziyaret ediyoruz. Ana yoldan 9 km içeri kat edip burayı ziyaret edebilirsiniz. Belen Kahvesinde yapılacak fazla birşey yok. Duvarlarda dönemin hikayesini okuyup çayınızı yudumlayabilirsiniz. Biz fazla vakit kaybetmiyor ve buradan Bozüyük köyüne yöneliyoruz. Köy bağlantı yolunu kullanıp tabelasız güzergah’da sorunsuz bir şekilde 15 dk. içinde Bozüyük köyüne varıyoruz. Star TV’de yayınlanan Güzel Köylü dizisi çekimleri sebebiyle köy çok kalabalık idi. Çekimleri kızımız da kısa bir süre merakla izliyor. Köy meydanı, Kahvesi ve Muhtarlığı da gördükten sonra köyden ana yola çıkış güzergahında bulunan Pınarbaşı Restorana giriyoruz.

Pınarbaşı Restoran bölgenin meşhur yeme içme duraklarından sayılır. Farklı konsepti burayı ziyaret etmeye değer kılıyor. Ayaklarınız buz gibi suyun içinde, ördekler masaların arasında yüzerken siz yemeğinizi yiyorsunuz. Fiyatlar yine fahiş değil. Lezzet olarak ise Sac tava, Köfte ve Salatası çok iyi idi. Akşam üzeri keyifli bir yemek sonrası buranın tadı damağımızda kalırken Didim’e gitmek için yola koyuluyoruz.