2812 yazı bulundu
Sıralama :
Birkaç gündür hiçbir şey yazmak gelmiyor içimden. Belki de sorunlar ve sıkıntılardan bunaldım. Bu gün gazete de okumadım. Fransa’nın "kişisel engizisyon" olarak çıkartmaya çalıştığı yasa tasarısı da sinir katsayımı fazlasıyla artırdı. Biraz müzik din...
Ermeni tasarısının Fransada onaylanması ile aynı günde verilmiş olan Nobel ödülü edebiyatımız için umarım gelecek açısından faydalı olacaktır. Bu ödül belkide bundan sonra yazarlarımıza ilham kaynağı olacaktır. Kimilerine göre edebiyatımız için çok ö...
Bay Pipo ve Beyaz Türklerin Büyük Sırrı/Efendi-1 kitaplarını okuyanlar için; Beyaz Müslümanların Büyük Sırrı/Efendi-2 kitabı artık tipik bir Soner Yalçın klasiği haline geliyor. Konuları ele alış biçiminden kullanılan dile kadar, zengin kaynakça ve v...
Gönül telimizi titretenlere, yürek çırpıntılarımızı dalgalarca coşturanlara ve göz pınarlarımızı bir kere daha çağıl çağıl çağıldatanlara helal olsun. Aşkolsun. Geçtiğimiz hafta piyasaya öyle bir albüm çıktı ki bizim gibi titrek kalpli ve sulu gözlül...
Az önce yaşayan bir insan yok oldu gitti, silindi yeryüzünden... İnsanllar pencerelere döküldü ve kafasından kanlar akmakta olan cesedi bir kaç saat önce koridorda gördüklerini hatırladılar, içleri bir tuhaf oldu... Şimdi halen olay yeri inceleme eki...
Şu anda kulaklığımı ses sisteminin çıkışına bağladım, deli gibi dinliyorum o üç şarkıyı.. Birincisi, Şebnem Ferah' ın Can Kırıkları... İkincisi Sertab Erener- Aşk... Özellikle tavsiye ederim; tüm ışıkları kapatın, son sesi verin kulaklığa ve o iki şa...
Güzellik cana can katan bir özelliktir. Güzeli görmek için güzel bakmak gerekir. Güzellik bakanın gözündedir, yüzünde değil özündedir. Bu nitelik bir manide şöyle dile getiriliyor: “Kuyu dibinde kuyu/ Kuyunun yoktur suyu/ Güzellik neye yarar/ Güzel o...
Kadıköyü'nde yağmurun ince bir rengi vardı. Aşağıda iskelenin oralardan bir deniz kokusu gelir, alırdı aklını adamın. Güz akşamları erken kararan havalarda, rıhtımdaki büfelerde sosisli, döner satan büfelerin kırmızı ışıkları olurdu. Eski bir lodos u...
Ouspensky’ nin bu kitabını okumam aslında bir tesadüfün eseri. Çocukken okuduğum Uspenski’ nin Fedor Amca’ sından aldığım tadı unutamıyordum bir türlü, Marcel Ayme’ de olduğu gibi (çocuklar için: Nuhun Gemisi, Yağmur Yağdıran Kedi vb; öte yandan Yeşi...
Yalnızlığım, yaşamak zorunda olduğum vazgeçilmezim. O kadar alıştım ki ona beni bırakıp gittiğinde çaresiz kalacağım yegane sığınağım. Dalıp dalıp gittiğim o soğuk gecelerde sessizliğiyle bana yoldaş olan arkadaşım. Karamsar anlarımda ruhumu okşayan ...