Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Şubat '18

 
Kategori
Ben Bildiriyorum
 

"Bir Zulme Engel Olamıyorsanız Onu Herkese Duyurun!" Çocuklara Dokunmayın Efendiler!!!

"Bir Zulme Engel Olamıyorsanız  Onu Herkese Duyurun!"   Çocuklara Dokunmayın Efendiler!!!
 

"Bir Zulme Engel Olamıyorsanız 
Onu Herkese Duyurun!" [Hz. Ali]

 

Bize, bu dünyayı böyle mi emanet etmişlerdi? 

Eskiden yolda gördüğümüz her çocuğun saçını okşar, severdik. İçimiz dışımız birdi. Kötülük düşünmezdik. Kötülük düşüneni, kötülük yapanı da içimizde barındırmazdık.

Şimdi, bu ne mümkün. Çocuklarla yan yana geçerken gözle bile bakmaya, yanlış anlaşılırız diye dokunmaya korkar olduk.

Eskiden bütün kapılar ve pencereler sokaklara açılırdı. Saatlerce kapı eşiğinde birlikte otururduk. Her iş imece usulü yapılırdı. Herkes birbirini tanırdı.  Şekerci Amcamız vardı, çocuklara vermek için ceplerinde şeker taşırlardı. Çocuklar, onların yolunu gözlerdi. Bir şekerle oluşan mutluluk duygusu herkese iyi gelirdi. Şeker gibi zamanlarmış.

Biz şanslıydık. Çocukluğumuzu yaşadık.

Ya şimdi, çocuklar ne yapıyor?

Evlere hapsolmuşlar. Teknolojinin nimetlerinle vakit öldürüyorlar. Sokaklarda çocuk sesi duymak, oynayan çocuk görmek neredeyse mümkün değil. Düşe kalka dizleri kanamayan, “çocuklar için oyun ciddi iştir” oyun kuramayan, kazanmanın ve kaybetmenin, paylaşmanın tadına varamayan, enerjisini hak ettiğince harcayamayan çocuklarımız var. Dışarıya salınmayan çocukları evde daha büyük tehlikeler bekler olmuş. Evdeki yedi başlı ejderhalar.  Kimin nereden çıkıp, ne yapacağı bilinmez olmuş. Vahim ötesi bir durum.

 

Ne oldu bize?

Kan donduran olaylar, kötü günler yaşıyoruz? Çocuklara kirli ellerinle dokunuyorlar. Akıl almaz iğrençlikler yapıyorlar. Bu tür haberleri izlerken, okurken daha ilk satırda   içimiz daralıyor. Boğuluyoruz. Midemiz bulanıyor.   Kimseye güven duyamıyoruz. Çoluğumuz çocuğumuz için daha çok endişeleniyoruz. Hep tetikteyiz. Bu bizi çok yoruyor. Yıllardır sağlıklı uykumuz yok.  Uyuyacak halimiz de yok.

Uyumamalıyız.

Uyanık kalmalıyız…

Yarınlarımız “çocuklarımız” gözümüzden sakındıklarımız.

Kuşlar gülümsemiyor.

Binlerce yıllık gülümsemeleri artık yok.

Canım memlekette acıdan başka bir şey yok.

Hüzne bulanmaktan, cayır cayır yanmaktan, bunları okumaktan, çözümsüzlükten, boş konuşmalardan bıktık.

İnsan, iyi ve güzel şeyler yazmak istiyor.

 

Ben şiddete karşıyım.

Şiddetin her türlüsüne karşıyım.

Eminim, siz de şiddetin her türlüsüne karşısınız.

“Her çiçek birbiriyle dost değil miydi? “

 Artık, olaysız gün geçmiyor. Huzur neydi, mutluluk neydi, barış neydi, sevgi neydi, birlik neydi, dirlik neydi? Unuttuk.

Evin içinde kötülük var.  

Evin içinde acı var.

Evin içinde kan var.

Evin içinde ölüm var.

 

  http://blog.milliyet.com.tr/gunbegun-adim-adim-curuyorsun-ey-toplum-/Blog/?BlogNo=582138

 

3 yaşındaki çocuğa tecavüz edene, eşi kanserle boğuşurken 4.5 yaşındaki öz kızına tecavüz eden babaya,   17 yaşında kanseri yenmiş bir genç kızı tecavüzden sonra öldürüp gömen üvey babaya, tümüne lanet edelim bugün, her gün lanet okuyalım v gereğini acilen yapalım. Unutmayalım. Unutturmayalım.

Daha çok küçücüktüler.

Küçüktü.

Çocuktu.

Annesi bile göz yumduğunda ve babası, koca adamlar onlara dokunmadan evvel.

Ve adaletin adaletsizliğinden.

 

“Kapanmaz çocukların yanaklarında açılan çukurlar.”

Çocuklarımızı, kadınlarımızı, insanlarımızı koruyamayan yasalar, bizleriz.  Masumları soğuk sularla yıkayıp, bembeyaz kefenlere sarıp, kara toprağa, derin mezarlara gömüp, aklanmayı bekliyoruz.  Saf tutuyoruz, saf tutanlara bakıp, bakıp gidiyoruz. Ne kısır bir döngü. İnsansal değil.

Şunu da aklım hiç almıyor;

Genç kızların tabutlarının üstüne gelinlik koyuyorlar.

Çok kızıyorum…

Kitap koyun, kurşunkalem koyun. Her renkten çiçek koyun.  Daha anlamlı olur.

Her türden ağaç, her bahar gelinliğini giyiniyor …

Hep birlikte olup daa hak ettikleri yaşamı hazırlayıp yaşatabilirsek eğer; Çocuklarımız, gençlerimizin önceliği; “Eğitim şarttır”

çocuklar uyurken sessiz kalınır ölürken değil ile ilgili görsel sonucu

 

Niye hiç kimse istifa etmiyor?

Niye acil önlemler alınıp, kalıcı, caydırıcı çözümler üretilmiyor, hayata geçirilmiyor?

Türkçesi " Sosyal devlet" nerede? 

Çocuklardan daha kıymetli ne varlığımız olabilir???

İnsaniyet nerede?

“Ölü çocukların sessiz çığlıkları. Ölü mü denir şimdi onlara? Kımıldamıyor gözbebekleri.”

Katledilen, taciz edilen, yarım bırakılan her çocukluk, her çocuk için yürümeliyiz, tabanlarımızın altı delik deşik olmalı, haykırırken sesimiz kısılmalı, “SUSMAYACAĞIZ” derken avuç içlerimiz kanamalı. Yürümediğimiz yol, patika kalmamalı. Çalmadık kapı bırakmamalıyız. Klavyemizin tuşları ağlamalı. Bulduğumuz her mecrada birliğimizle gürleyip, aydınlığımızla akmalıyız.  Ta ki; kuşlar ötmeye, arılar çoğalmaya başladığı zamana dek.

 

Çocukluk isterim

Çiçeklerin en güzel açtığı, dalında kaldığı zamanlarda

Gülünce hepimizin güldüğü bir dünyada

Annelerin ağlamadığı çokkk zamanlar isterim.

 

“Hani dünya kocamandı”

 

Görüntünün olası içeriği: bir veya daha fazla kişi, yazı ve yakın çekim

 

 Konuya dair bilgilenelim, tekrar okuyalım, okutalım:

Çocukta Cinsel Taciz 
Ve 
Cinsel Kötüye Kullanım
Pedofili

 

 

Hepinizin canı cennete. 

Melekler ağlamasın.

 

Nil Alaz

 

 

 
Toplam blog
: 471
: 295
Kayıt tarihi
: 23.10.10
 
 

Aklınla, kalbinle insanlık davası peşinde koşturan bir insan. Okur-yazar... ..