Başarı ve Başarım

            Her insan dışarıdan güçlü görünmek ister. Bazıları güçlüdür, bazıları güçlü görünür, bazıları ise yeniktir.

            Hayattan beklentileri olan insanlar güçlü olmak zorundadırlar. Bir yöne eğilimi olan insanların   en büyük gücü odur. Kendini bir şeyleri başarırken veya ilgilenirken mutlu hissedebilmek hayatı anlamlandırır. Bağlanacak şeyleri olan insanlar eğilimleri olduğu takdirde o yöne yönelmeyi tercih eder ve kullanılmayan yönler körelmeye başlar böylece güç yerine duygular işin içine girerek zaafları oluşturur bu durum güçlü görünen insanları oluşturur. Çünkü hala güvenecek, yüklenecek, üstüne gidecek yönleri vardır, eğilimleri vardır. Güçlü “görünürler” çünkü zaafları vardır.

            İşte yenik insanların devreye girdiği bölüm burada tezahür eder. Hayatta hiç gayesi olmayan, eğilimi insanlar olan insanlar bu zaafları kullanarak kendi gibi olmayanları zaaflarından yüklenerek yıkmaya çalışır. Güçlü görünen insanların duygusal yönleri ortaya çıkınca bunlardan kurtulmak amacıyla zaaflarından kurtulmaya zayıf yönlerini geliştirmeye çalışırlar. Ve bu durum onları asıl yönünden alıkoyar ve diğerlerini geliştirmeye teşvik eder.

            Zayıf yönlerini geliştirmek isteyen zaaflarından kurtulmak isteyen insanlar bu bölümlere daha çok vakit harcayarak, yeni ilgi alanları keşfederek ne kadar mutlu hissetseler de bu mutluluk şehvet duygusu gibi kısa sürelidir. Çünkü bu konulardaki potansiyel elbette kısıtlıdır. Sorun teşkil etmeye başlayacağı güne kadar mutlu hissettirir. Şehvet geçicidir.

            Eskisi gibi eğiliminle baş başa kalırsın ve döndüğünde önünde koca bir boşluk ve yerini almak için didinen veya almış olan yeniklerle karşılaşırsın ve gücünü aldığın eğilimin ellerinden kaymıştır. Ya hayatını artık yenik biri olarak şekillendirmek zorunda veya size işinizi öğretmeye çalışan ya da öğreten yeniklerle uğraşacak kadar güçlü olmanız gerekir. Bu da büyük bir paradoks oluşturacaktır.

            Başarısız toplumun temelini güçlü gibi görünmek zorunda olanlar oluşturur.

            Saygılarımla,

            Enes KILIÇ