Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

18 Nisan '17

 
Kategori
Deneme
 

Çok yorgunum..

Çok yorgunum..
 

Görsel alıntıdır..


Yoruldum..

Özlemekten ve ‘mış’ gibi yaşamaktan..

Yoruldum..

‘iyiyim’ yalanını söylemekten..

Yoruldum..

Her sabah gözlerimi aynı acıya açmaktan..

Geçti diyebilmek istiyorum. Bir sabah uyandığımda yine gördüğüm ilk yüz babamın olsun istiyorum. Yine o mutlu kız olmak istiyorum. Daha az sinirli ve daha çok gülen geveze kişi olmak istiyorum. Dünyada benden çok sevilen kimse yokmuş gibi hissetmek, başımı babamın omzuna yaslayıp, tüm dertlerimin, her acımın yok olmasını istiyorum. Yanağımı her uzattığımda babam bir öpücük kondursun, saçlarımı okşasın, dokunuşlarıyla “seni seviyorum” desin istiyorum. Tüm bunların hayalini kurmak yerine, yaşıtlarımın bir çoğu gibi uyumadan önceki son dakikalarımı gelecek hayalleri kurmaya ayırmak istiyorum. Uykumu kaçıran düşüncelerin basit bir kafa karışıklığı, ya da hata olmasından korktuğum bir kaç basit karar olsun istiyorum...

Benim tozlanmış raflara kaldırdığım hayallerim var. O raflarda hiç gerçekleşmemeye mahkum edilmiş hayallerim var. Babam gelsin birlikte o hayalleri gerçekleştirelim istiyorum. Ya da zaman daha çabuk aksın, dünya yine dönsün ama ben yolculuğumu tamamladığım zamana bir an önce kavuşayım istiyorum. Zaten anlamıyorum “hayat kısa” diyen insanları, çünkü en sevdiğini kaybedince insan, hayat fazla uzun geliyor bence...

Babam gidince hayata dair çok şey öğrendim.. Mesela insanların ağzından çıkan ‘iyiyim’ kelimesine rağmen gözlerinden geçen acıyı görebiliyorum artık.. Büyük acılar yaşayan insanların zamanla sadece daha iyi rol yapmaya başladığını öğrendim, görünmeye çalıştıkları kadar iyi değillerdir her zaman..

Öğrendim, insanlar bana güçlü durmam gerektiği ile ilgili telkinler verdikçe, ben acımı daha iyi saklamayı öğrendim.. Birileri bana ağlama dedikçe gözyaşlarımı içime akıtmayı öğrendim.. Paylaşmayı öğrendim, acının da mutluluk kadar paylaşılır bir duygu olduğunu, ama her insanın başkalarının acısını paylaşacak kadar büyük bir yüreğe sahip olmadığını öğrendim.. Şimdi tüm bunları unutup, babamın bana gözleri parlayarak baktığ ve sadece babamın öğrettiklerini bildiğim zamana dönmek istiyorum. O’nun gidişiyle öğrendiğim ne varsa unutmak, ve yeniden öğrenmemek istiyorum..Göründüğüm kadar güçlü olmak, içimde ki kırıklarla başa çıkmayı öğrenmek istiyorum. Olmayacak çok şey istiyorum...

Ruhumun aldığı hasarları onarabilecek başka bir kahraman arayışım hiç olmadı. Ben galiba onarılmaz hasarlarımla yaşamayı kabullendim. Hasarlarıma, tüm yara ve acılarıma, hayatın benden aldıklarına rağmen yine babama sığındım. Ben onun sesini artık duyamasam da, zamanında O’nun sesinden duyduğum ve ezberimde kalmış her cümleyi kendime kahraman ettim. Yine babamın yokluğundan kanayan yaralarımı babamın varlığında öğrettikleriyle sarmaya çalıştım, ama sanırım yeterince denemedim, kıyamadım yaralarıma. Başka bir yazımda da dediğim gibi “bazı yaraları sarmaya kıyamaz insan” çünkü...

 
Toplam blog
: 9
: 475
Kayıt tarihi
: 30.09.15
 
 

Dokunduğu her hayata iyilik katmayı hedefleyen bir pedagog adayı. 1993 Kopenhag doğumlu bir deli...