Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

12 Ağustos '08

 
Kategori
Çocuk Kitapları
 

Doğru yola doğru

Doğru yola doğru
 

Tahir bey evde hayvan beslemeye izin vermezdi. Hayvanlara karşı psikolojik allerjisi vardı. Küçükken bi hareket yapsa, annesi onu çeşitli hayvanlarla korkuturdu.

-''Bu kadar yemeği yiyemem annecim'' dese

-''Sus, seni gidi haylaz. Lafa bak. Yemeği yiyemezmiş. Hele bir yeme dışarıdan kedileri, köpekleri çağırırım. Bak o zaman yiyor musun, yemiyor musun’’

İşte, Tahir bey hep bu sözler ve hayvanlara karşı korkutma mekanizmasıya yetiştirilmişti. Büyüdüğünde ise; hayvanlara düşman kesilmişti. Kiminden korkmuş, kiminden de psikolojik alerji olmuştu. Kendi büyütülme şartlarının aksine, çocuklarını hayvanlara karşı sevgi içinde yetiştiriyordu. İki çocuğu vardı.

-‘’Çocuklar bu yemeği yerseniz, sizi hayvanat bahçesine anneniz götürecek’’derdi

Kendi gibi çocuklarının huyununda olmasını istemiyordu. Çocuklar evde hayvan beslemek istiyorlardı. Tahir bey ise;

-‘’Hayvanların yeri, dışarısı, doğadır. İçeride beslenmez’’ diyor bir türlü izin vermiyordu.

Kızı Ece ile kardeşi Turgay yolda gidiyorlardı. Ece bisikletiyle, Turgay ise elindeki sapanla sağa sola taş fırlata fırlata okul yolundan geçtiler. Tam önlerine iki tane serçe düşmesin mi! Turgay sevinerek;

-‘’Nasıl ama Ece, bir taşla iki kuş’’ dedi. Ve gülümsedi. Ece ise bisikletinden inip, iki serçeyi de güvenli avuçlarına aldı.

-‘’Yazıklar olsun Turgay. Sen ne biçim hayvan seversin. Senin kanadına taş atsalar’’ Turgut bu söze güldü.

-‘’Ece iyi de benim kanadım yok ki’’

-‘’Turgut sen hiç akıllanmayacak mısın? Söz gelişi kanat dedik heralde. Kolunu, bacağını kırsalar’’ diye bağırdı. Bisikletinin ön sepetinin içine bu iki serçeyi koyarak, eve doğru geldiler. Babasını çağırarak;

-‘’Baba bak. Turgay beyin marifeti. Hayvancağızlara ne yaptı’’ Tahir Bey ilk defa eline bir hayvan almış ve onları okşamıştı. Hemen pansumanla, kanadını sardılar. Bir hafta içinde, iki serçeye de çok iyi baktılar. Yemeğini, suyunu saat başı verdiler. Ve her ikisi de iyileşti. Ece bu iki serçeden ayrılmak istemiyordu.

-‘’Baba onları evimizde tutalım ne olursun. Bir kafes alır, ben bakarım’’dedi. Tahir bey kızının istediğin kırmak istemezdi ama;

-‘’Kızım onlar serçe. Onlar doğada yaşamalı. Her tarafı telli olan kafesin içinde yaşayamazlar. Onları altın kafese de koysan onlar durmaz, ölürler’’ dedi.

Ece ne olursa olsun bu serçelere çok bağlanmıştı. Onları bırakmak istemiyordu. Babasına; -‘’İyi o zaman ben onları dışarıya bırakırım’’ dedi. Garaja giderek bir kafese koydu. Yine de onlardan kopmak istemediği için onları gizliden gizliye besledi. Hem öleceklerini inanmıyordu. Babasının alerjisi olduğu için, bu sözleri söylemiş olabileceğini düşünüyordu. Daha bir hafta bile geçmemişti ki, serçenin bir tanesi ölmüştü. Ece yaptığı işe bir pişman oldu ki üzüntüden neredeyse hastalanıyordu. Biri ölünce diğerinin de ölmesine göz yumamazdı ve onu doğanın kollarına doğru gönderdi.

Babası Ece’nin durumuna üzüldü ve ona beş tane renkli renkli balıklar, süslü püslü bir de akvaryum aldı. Ece çok sevindi. Onlara gözü gibi bakıyordu. Kış ayları bastırmıştı. Kaloriferler az yanıyordu. Oda haliyle soğuk gibiydi. Ece babasına seslenerek; -‘’Babacım bunlar üşür mü?’’ dedi. –‘’Eğer üşüyorlarsa kızım, suyun soğukluğundan anlarsın’’ Ece akvaryuma parmağını soktu ki;

-‘’Oouu çok soğuk su’’ dedi. Annesi Ece’ye; -‘’Kızım hadi geç oldu. Yatma vakti geldi’’ dedi. Ece; -‘’İyide baba suyu soğuk. Ben yorgan altında sıcaklarken, onlar suyun altında üşüyecekler’’ dedi. Babası da –‘’O zaman kızım kaloriferin üzerindeki mermere koy. Mermerin sıcaklığıyla suda ısınır’’ dedi. Ece çok sevinmişti. –‘’Oley baba, sen çok yaşa’’ dedi kaloriferin üstündeki mermere koydu. Şansa kaloriferleri çok yakmışlardı. Kaltıklarında ise; balıkların hepsini akvaryumun dibinde ölü buldular. Ece bir kez daha yıkıldı. –‘’Onlar o kadar şekerlerdi ki’’ dedi. Ama yine de o inatla evde hayvan beslemek istiyordu.

Bir gün yine bahçede otururken, Turgay bağırarak;

-‘’Eceee, Eceeee koşş. Bak ne yakaladım’’ dedi

Ece merak içinde;

-‘’Ne yakaladın Turgay’’ dedi.

Ece’ye göstererek;

-‘’Bir kelebek’’

Ece’de kelebeğe bakarak;

-‘’İnanılmaz, muhteşem renkleri var. Şuna da bak’ diye ağzı açıkta kaldı. Kelebeği bir kavanoza hapsetmişlerdi. Ecenin artık yeni oyuncağı bir kelebekti.

-‘’Turgay iyi de, bu kelebekler ne yer, ne içer, hiç bilgimiz yok.’’

-‘’Aaa evet. Bunu düşünememiştim. Ne yani Ece onu bırakalım mı diyorsun’’

-‘’Hayır saçmalama. Kitaptan araştırıp buluruz’’ dedi.

-‘’Kavanozu arala da havasız kalmasın’’ diye ekledi.

Turgay kavanozu aralamıştı ki, bizim kelebek konuşmaya başlamasın mı!

-‘’Çocuklar beni dışarı bırakın’’

-‘’Turgay, taklit yapmaktan vazgeç te sesini kes’’

-‘’Hayda Ece, bunu da nereden çıkaryorsun. Benim taklit maklit yaptığım yok.’’

-‘’O konuşan kimdi peki Turgay’’

-‘’O konuşan ben değildim Ece’’

Kelebek de –‘’Hey size seslenen bendim çocuklar!’’

-‘’Duydun mu Ece. Yine o ses’’

-‘’Evet Turgay duydum. Bize biri şaka yapıyor olmalı’’ Kelebek tekrar seslenerek

-‘’Ne şakası çocuklar. Konuşan kelebek, yani ben. Kavanoza doğru bakın, anlarsınız’’

Ece ve Turgay biraz korkarak kavanoza yaklaştılar. Kelebek ağzını oynatarak konuşmaya devam etti.

-‘’Hayvanlar doğa için yaratılmışlardır.Siz ise beni tutsak edip, ne yapıyorsunuz?’’

Ece afallayarak;

-‘’Şey ne yapabiliriz ki. Ben hayvanları çok seviyorum. Evde yetiştirmek istiyorum.

-‘’İyi de Ece. Hayvanlara eziyet ederek yetiştireceksin. Bak! Kimisi doğada, sadece doğada yaşamını sürer. Kiminin ise evde de bakımı sürebilir. Ama her hayvan evde yaşayamaz. Seni biri evinden ayırıp başka bir eve getirse, orada yaşamına devam edebilir misin?’’

-‘’Ederim neden edemeyecek mişim?’’

-‘’İyi de Ece yaşamına devam etsen bile evini özlersin. Evinde mutlu olduğun kadar, diğer yerde mutlu olamazsın. Doğru değil mi?’’

-‘’Sanırım doğru söylüyorsun’’ Deyip kavanozu tamamen açıp, kelebeği serbest bıraktılar.

Hatalarını anlayarak evde değil ama doğada ki hayvanlara kendi evlerinde yiyecek vererek bakmaya başladılar. Turgay da Ece gibi hayvanları dost edindi. Tahir bey de psikolojik tedavi gördükten sonra hayvanlarla dost oldu.

Kanlarına doğa sevgisi işlenmiş bu ailenin, yanlış davranışlarını engellemenin ve doğru yolu göstermenin, mutluluğu içinde kelebek oradan da ayrıldı.

 
Toplam blog
: 2
: 2088
Kayıt tarihi
: 12.08.08
 
 

Aslen Malatyalıyım. Tohumlarım yavru vatan Kıbrıs da atılmış olup İst.da gülümseyerek dünyaya gel..