Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

05 Temmuz '06

 
Kategori
Futbol
 

Her günü 'son' gibi yaşayanlar...

Her günü 'son' gibi yaşayanlar...
 

Dünyaya ilham veren iki adamın kesişen hikayesi... Yaşlı olanı bu yüzyılın başında, 1920'de dünyaya geldi. 5 yaşında okuma yazmayı söktü. 12 yaşında kalp hastası olduğunu öğrendi. Doktorlara göre günleri sayılıydı. Çocukluğundan itibaren her gününü "Bugün ölebilirim" düşüncesiyle geçirdi. Doktorların söylediği gibi sakin bir hayatı seçmedi. Yaşamının her saniyesine büyük bir hırsla değer kattı.
Öldüğünde 39 yaşındaydı. Kısa ömrüne mühendis, matematikçi, trompetçi, besteci, ressam, şarkıcı, şair, tiyatro yazarı ve romancı kimliklerini sıkıştırdı. Fransızca'da komşu olması mümkün olmayan kelimeleri yan yana getirdi. Yüzyılın en güzel aşk romanlarından biri olan "Günlerin Köpüğü"nü iki günde yazıp sevgilisinin karnında nilüfer çiçekleri açtırdı. Çok önemli bir caz müzisyeniydi. Bu adamın adı Boris Vian'dı.
1959'da "Mezarlarınıza Tüküreceğim" adlı kitabının sinemaya uyarlanmasından ötürü katıldığı galada kalbi pes etti. "Bugün ölebilirim" diye düşünmeyeceği kadar güzel bir gün olmalıydı, ilaçlarını almayı unutmuştu...

***

Diğer Fransız 1972'de Marsilya'da doğdu. Adı Zinedine Zidane olan çocuğun ailesi Fransa'ya Cezayir'den göç etmişti. Kimse bu çakmak bakışlı gencin, Fransa'yı sokaklara dökeceğini tahmin edemezdi. Boris Vian'ın sanatın her dalına getirdiği zarafeti futbola taşıdı Zidane. Müthiş yetenek ve tekniğini çalışma ahlakı ve lider ruhuyla harmanladı. 3 kez FIFA tarafından "Dünyada Yılın Futbolcusu" seçildi. Real Madrid'i tarihe geçen müthiş volesiyle Şampiyonlar Ligi şampiyonluğuna taşıdı. Fransa'yı Dünya ve Avrupa şampiyonu yaptı. Dünya Kupası finalinde Brezilya'ya en zayıf yönü denilen kafa şutuyla 2 gol attı...
Tüm mutlu hikayeler gibi artık Zidane'ın öyküsünde de sona yaklaşıldı. Zizou, Almanya 2006 Dünya Kupası'ndan sonra futbola veda edeceğini açıkladı. Bu kupa onu yeşil sahalarda görmek isteyenler için son fırsattı.
Kupanın ilk turunda vasat bir performans sergiledi, oynamasına karşı çıkanlar çoğunluktaydı. Grup maçlarının ardından yenilenin eleneceği ikinci tur başladı. Rakip İspanyollardı. Grup maçlarındaki futbolu gören İspanyollar "Zidane'nın jübilesini yapacağız" diyordu. Oysa bir şampiyonun yüreği asla küçümsenmemeliydi.
Zidane, aynı Boris Vian gibi artık her maçına "Son maçıymış gibi" çıkmaya başladı. Her maç sabahı, "Bugün futbolu bırakabilirim" diye uyandı. Aynı Boris Vian gibi son maçlarının her saniyesine büyük bir hırsla değer kattı. Önce İspanya, çeyrek finalde Brezilya, yarı finalde de Portekiz'i deviren Fransa takımını bir komutan gibi yönetti. Bir baleti andıran zerafeti ile futbol denen oyunu neden sevdiğimizi bize tekrar hatırlattı.
Artık yaşayan efsanenin önünde "son maçıymış gibi" çıkacağı bir final daha kaldı. Bakalım bu kusursuz hikayeyi kendi kitabının galasını izler gibi keyifle mi taçlandıracak yoksa Vian gibi onu sevenlerin damağında buruk bir tat bırakıp "zamansız mı ölecek?"...

Zidane ve Materazzi

 
Toplam blog
: 7
: 1568
Kayıt tarihi
: 07.04.06
 
 

Mehmet Özen 1977'de doğdu. Ancak fiilen yaşamaya 7–8 yaşlarındayken babasıyla gittiği Fenerbahçe - Z..