- Kategori
- Gündelik Yaşam
Karadayı ve Nazif Baba
Nazif torun ne harika bakıyor öyle, hapishane kapısını gardiyan açarken kapıya bakışı ve koşuşu bir başkaydı. Sonrada dayısını korusun diye dedesinin kendisine verdiği cevşeni boynuna takması. Torunların dede sevgisi bir başka olur, geçen bölümde torun Nazif’in dedem deyişi çok duygulandırdı. Ben dedem ve anneannemle çok zaman geçirdim ve bu anlar hiçbir şeye değişilmez. Şimdiki nesilde ise genelde geç evlilikler olduğu için kendilerinin çocukları doğum yapıp ta onlar büyüyene kadar, çocuklar anneanneyi ve dedeyi göremiyor. Bir arada kalmayı birliği hissedemiyor. Tadamayan bir nesilinde bu tatlara varmasını çok isterdim.
Hani diyor ya Karadayı’da biz bir aileyiz bir arada kalmalıyız. Sen bana yalan söyler, ben sana yalan söylersem bizi darmadağın etmeleri daha kolay olur. O yüzden sarıl bir deden varken, deden değil de baban varsa ona sarıl. Nasip değil de ikisi de hayatta değilse ailenin kalanına sarıl.
Karadayının bir sahnesinde de hapishanede görev yapan memurun evinde oğluna tahta topaç’ı nasıl kullanacağını gösteriyordu. Ne yalan söyleyeyim, yine hüzün sardı. Bizim çocukluğumuzda da tahta topaç vardı. Elimizde sapanlar vardı, sonra tüf tüfler. Şimdiki nesil bilmez ağızda kağıt yuvarlayıp Tüf tüf atmayı, yada kağıttan huni yapıp atmayı, meşeyi ! meşeden de önce gazoz kapaklarıyla mermer bir taşla sıranın en başını vurma çabasını ve gazoz kapaklarını toplamayı ,cam göz gibi meşeleri yada deniz mavisi, su yeşili, kırmızılı turunculu cam göbeği renkli bilyeleri bilmezler. Eve gireceğimiz saatler hep geç olurdu, azar işitirdik, zaman uzasın isterdik. Şimdiki nesil hep bilgisayar başında evet bir bilgiye anında ulaşıyorlar ama o bilgiye bulma çabası uzun olmadığı için ve deneyemediği için bilgiler çok kalıcı olmuyor ve bir yerden sonra tembellik öyle bir boyuta geliyor ki kendilerine bir bardak suyu almaya üşeniyorlar.Kendini bilen gençleri içinden tenzih ederek söylüyorum. Bu dizide azda olsa geçmişi bu denli yaşatmaları hoşuma gidiyor ilerleyen bölümlerde daha da çok şey göreceğimize eminim.
Dizide çokça baba oğul veya kız ilişkileri aktarılıyor. Konuşma diyaloglarda bir başka geçiyor. Nede olsa bir Çetin Tekindor var karşımızda, kendisini izlerken baba olmayan bir kişinin bile baba olası gelir. Ailesini koruması, kol kanat germesi, namusu ile para kazanması çalışması ve daha bir çok şey galiba biz Toplumca çoğumuz yan komşunun ne durumda olduğunu bile görmek isteyemeyecek hale geldik. Son bölümde ki bir konuşmayı aktarmak istiyorum.
Hakime Feride : Babam geliyor, 1 aydır gelmiyordu. O kadar özledim ki
Av Salih : Ne güzel babanın evde olması bildik demektir.
Hakime Feride : Evet gece endişe girmez rüyaya baba evdeyse eğer o kilitli kapıdan daha çok güven verir insana
Av Salih : Ne mutlu size
Hakime Feride : sizin babanız nerede
Av Salih : burada değil
Baba can yarısıdır. Eve geldi mi kokusu sarar seni, iyide olsa kötüde olsa Baba Babadır.Belki 20 bölüm sonra Hakime Feride nin babasının pis işleri ortaya çıkınca Hakime Feridenin de nefret edeceği Babasını yinede sevecek çünkü babası! Atsan atılmaz satsan satılmaz. Birde karşısında Nazif Baba var, hapishane gibi bir yerde bile ailesi için yaşamaya , gerektiğinde de ölmeye hazır bir baba
Baba Nazif’in de dediği gibi İnsan bir ağaca benzer, Kökü ahdinde durur.
Murat sarı
https://twitter.com/muratsari8084
(15.11.2012 )