Kerim Korkut/Yeni Dünya Düzeninin Şifreleri-Genetik Yapı Belirleyici

Sonradan öğrendiklerimiz genetik yapımızı değiştiremez sadece işlevini değiştirir ama bu değişiklik olumlu olmayabilir. Öğrendiklerimiz silinemeyen bir yazının üzerine başka bir yazı yazmak gibi ama silinebilen, yeniden yazılabilen.

İlk yazı(yani genetik) yanlış, öğrenilen doğru olabilir. Tabi aldığımız eğitime göre tersi de mümkün.

Yaşamımızı belirleyen genetik yapımız, sonradan öğrendiklerimiz, bize öğretilen ve yapmamızı istedikleri(dayatılan)

Normali, genetik yapımız ve kodları değiştirmeden ona uygun verilen eğitim.

Tabii ki bugünkü hayatımızda böyle bir şey yok. Hepimizin kişilik yapısı: Biraz genetik, biraz öğrenme, biraz zorlama. Ve hangisi ağır basıyorsa (olayın durumun etkisi de var tabi) davranışımız ona göre şekilleniyor.

Yanlışımız: İyiliğimizi, kötülüğümüzü, doğruluğumuzu vs. aklımızı(eğitimimizi, kültürümüzü, görgümüzü) kullanarak gösterdiğimiz davranışlar yarattı sanıyoruz.

Bunlar fıtratta(yaratılışta) var.

Aldığımız eğitim, kültür, görgü vs. bu eğilimleri kontrol altında tutuyor, yani iyi biri kötü, kötü biri iyi olmuyor. Yine kötü kötü, iyi iyi; sadece eylem ve davranışları değişiyor. Çünkü bunlar genetiğin üzerini örtüyor(baskılıyor) ve mesela kötülük genleri bulunan biri eğitim, kültür, görgü vs. ile normalde kişiliğine göre (ve elbette o anın şartlarına göre) yapması gereken kötülüğü yapmayabiliyor.

Peki, yapanlar nasıl oluyor?

Bir de baskıyla öğretilenleri(dayatılan) söyleyelim öyle cevap verelim. Bir de bilerek isteyerek(yani doğru olduğunu kabul ederek)öğrendiklerimizin dışında öğrenmemiz gerektiği söylenerek zorla öğretilen(kandırıp ikna etmek de zorlamadır) yani dayatılan eğitim, kültür, görgü vs. var.

Eksik, yanlış ve zorla verilen eğitim kişi kötülük genleri de taşıyorsa (ve artı içinde bulunulan olay/durum da zorluyorsa) eğitim, kültür, görgü vs.ye rağmen kişi kötülük yapabiliyor. Tabi genetiğinde kötülük eğilimleri bulunana hiç eğitim verilmezse karakterinin gereğini yapacaktır.

Nedenleri davranışlara bağlayıp insanları suçlamak kolay. Oysa insanlar suçlu değil(sadece eğitimle kendilerini kontrol altına alabileceklerini bildikleri halde buna yönelmeyenler suçlu)kendilerinde olanı ve kendilerine verileni bize sunuyorlar.

Hiç eğitim verilmeyen genetiğinde de kötülük kodu varsa (ve tabi koşullar da böyle bir durumu ortaya çıkarırsa) kötülük yapar.

Eksik eğitim verilen, yanlış görmüş öğrenmiş ve en önemlisi yukarıdan/dışarıdan birileri tarafından ve onların amaçlarına uygun olarak yönlendirme sonucu zorla(ya da kandırılarak) öğretilen bilgi bazen genetiğinde iyilik kodu bulunanlara bile kötülük yaptırabilir.

Bu yazdıklarımıza göre Eylül’lerin, Leyla’ların katilleri belki de koca Türkiye’de bin kişiyi geçmez. Ve bunlar bugün ve gelecekte tek tek kontrol altına alınabilir.

Kim uğraşacak Eylüller, Leylalar ölmeye devam etsinler, sen de sanki çözümmüş gibi tak boynuna ipi.

Davranışlarımızın sorumlusu genetik yapımız, hiç bir şey öğretilmeyen, eksik yanlış ve zorla öğretilen ve yukarıdan/dışarıdan birileri tarafından ve onların amaçlarına uygun olarak yönlendirme sonucu zorla(ya da kandırılarak) öğretilenlerdir.

Genetik yapımız ve kodları değiştirmeden ona uygun eğitim verilmesi halinde iyiler(genetiğinde iyilik kodu bulunanlar)bir kere kötü olmayacaklar.

Ve kötüler eğer dediğimiz şekilde(eksik, yanlış, dayatılan olmayacak) eğitim, kültür, görgü vs. sürecinden geçerlerse karakterlerindeki kötülük eğilimi baskılanacak genetikleri kötü olduğu halde iyi davranmak zorunda kalacaklar.

Yine de güvenlik kontrolü olacak çünkü insan çiğ süt emmiştir.

Bu yazdıklarımız bilimsel bir yaklaşım ama nedense insanlar dikkate almıyorlar. Her olayda durumda kişinin genetik yapısı öncelikli düşünülmesi gereken konudur, her şey insanın yapısıyla ilgilidir. Eğitimin belirleyiciliği bir yere kadar. Genetiğinde iyilik kodu bulunan birinin eline silah verin öldürmez. Verdiğiniz eğitim iyilik kodunu koruyacak, kötülük kodunun da üzerini örtecek. Böylece biri doğal iyi diğeri de zorlamayla iyi olacak.

Kerim Korkut bunları yazar dikkate almazlar, Eylül’ler ölmeye devam eder ve insanlar sokaklarda idam diye bağırırlar, cahil dünya yapacak bir şey yok!