Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

10 Kasım '13

 
Kategori
Tarih
 

Rumeli’nde en son veda edilen toprak parçası, Tunadaki “Adakale” (Adaköy) Kal'â-i ada

Rumeli’nde en son veda edilen toprak parçası, Tunadaki “Adakale” (Adaköy) Kal'â-i ada
 

Sultan Fatih, feth ederek Avusturya tecavüzlerine mâni olmak için buraya bir kale yapılıp Türklerin yerleştirildiği…

Alamanya içlerinden kopup gelen Tuna nehri  ortasında 1.500 metre uzunluğunda 400 metre genişliğinde bir ada, Adakale..

 “Kızaılelma”ya koşan, Tuna ile çoşan  ama yediği darbelerle  sendeleyen Milletin tam da yüreğinde bir yara..

93 harbinde (Hicri 1293) yani 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Ruslar, Meriç'i geçip İstanbul-Yeşilköy'e kadar gelirler.

Ayestefenos – Yeşilköy – anlaşmasıyla adeta SEVR yaşanır.

Rusların çok güçlenmesinden endişe eden  İngiltere- Fransa’ nın başını çektiği Avrupa’nın  bastırması sonucu Ruslarla, 1878 de Ayastefanos Antlaşması'nın yerini alan   Berlin Antlaşması yapılır. Yardım karşılığı olarak da  Kıbrıs adası  İngiltere’ye kiralanır..

 Bu anlaşma ile Sırbistan, Bulgaristan, Romanya ve Karadağ ayrı birer prenslik olur, Bosna-Hersek vilayeti Avusturya-Macaristan'a, Teselya Sancağı Yunanistan'a, bırakılır.

 

 Ruslarla  1878 Berlin Antlaşması yapılırken bütün Tuna boylarını kaybettiğimiz  halde  nasılsa Ayastefanos Antlaşması’nda (1878) boşaltılmasına karar verilmesine  rağmen , Avusturya - Macaristan, Romanya, Sırbistan sınırlarının kesiştiği noktada bulunmasından ötürü hangi devlette kalacağı belirlenemeyen   Tuna’ da ki  “Adakale”nin kime teslim edileceği Antlaşma metninde unutuluyor.

Tuna ve Tunaboyları elimizden çıkar gider.

Fakat, bu unutma sayesindedir ki

“Şu Ada’dan gelip geçtim,

    Acı tatlı suyun içtim,

    Ben yârimden ayrı düştüm,   

 Selamet kal şirin Ada.”

Şeklinde türkü söylenen o Demirkapı’nın kilidi konumunda ki  küçük Ada da Osmanlı  egemenliği sürer.

Adakale sayesinde bir avuç toprakla Tuna’ya mıhlı kalırız.

Anadolu’dan ırmak ve deniz yoluyla, güçlükle ulaşılabilecek 1300 km uzaklıkta bir toprak parçasının idare edilmesi zordur. Ancak eşine az rastlanan böyle bir durumda ilk kez bir ilçe, idari olarak İçişleri değil, Dışişleri Bakanlığı'na bağlanır.. Viyana'da bulunan Osmanlı Büyükelçiliği aracılığıyla İstanbul'daki Hariciye Nezareti'ne gönderilen istekler, raporlar aynı yoldan Adakale’ye ulaştırılır.

Orayı 1923’e kadar  İstanbul’dan gönderilen Nahiye Müdürü idare eder.

Adakale'ye   resmen elimizden çıkana kadar kadı tayinine devam edilir.

Hatta II. Meşrutiyet parlamento seçimlerinde, Adakaleliler de seçime katılarak, Osmanlı olduklarını tescil ederler ve adanın Osmanlı sistemi içinde olduğunu bir kere daha ele aleme gösterirler.

Ada, 12 Mayıs 1913'te Avusturya-Macaristan tarafından işgal edilerek Macaristan kısmına bağlanır. Ancak Osmanlı bu işgali kabul etmez. Ada üzerindeki hak iddiamızı sürdürür. Birinci Dünya Savaşından sonra imzalan Trianon Anlaşmasıyla ada Romanya'ya verilirse de Osmanlı Devleti bunu da tanımaz.

Angara, Lozan’a Müdahale Eder, Adakale Elden Gider

Muhteşem  Süleyman Devreye Girip, Tüm İzleri Siler

 

Yalnızlığına eş Tuna’nın çağıldayışına karışan 

“Havada kar sesi var    

   Başında mor fesi var  

      Gidin bakın şu konağa  

       İçinde yar sesi var.”

 

 Diye türküler yankılanan  Romanya’dan 300, Sırbistan’dan 400 metre uzaklıkta kiTuna’nın bu stratejik adası için Lozan’da büyük çaba harcanır. O sırada BMM Hükümeti de adaya Firuz Bey adında birini mülki amir olarak atar. Ama Firuz Bey, Romanya engeli nedeniyle adaya gidemez  Ancak  daha sonra  maalesef Angara’dan gelen bir tel emri sonucu  pes edilerek Romanya’ya bırakılır, Adakale..

1923 yılına kadar resmen Osmanlı/Türk kasabası hüviyetini koruyan Adakale, Rumeli’de elden çıkan en son toprak parçası olarak kayda geçer. Tuna üzerinde dalgalanan son ay yıldızlı bayrak indirilir.

 Buna rağmen ahalisi hala  büyük ekseriyetle Türk ‘tür.. Ada bu haliyle bile özgün yapısını korur.

Fakat, daha sonraları  -Romen Kralı Şişman-  Nikolay Çavuşesku oynar oyununu Nikolay Çavuşesku, Romanya tarafına bent yapar. 

Gazi Osman Paşa’nın Plevne müdafaasında;  yedi/ sekiz yaşlarında bir çocuk iken savaşta muhaberecilik/habercilik yaptırdığı   ve “kara “lakabını  verdiği, anası ve babası Ruslar tarafından şehit edildiğinden daha sonra “güreşle kızılelma'yı “ arayan "Cihan Şampiyonu Kara Ahmet " diye  namlanan…  Fransa da 12 Aralık 1899 resmen dünya şampiyonu olan ilk Türk pehlivanı…

Fransa’da oldukça soylu ve zengin bir ailenin kızı olan Juliette’nin aşık olarak peşine düştğü ve İstanbul’a gelip aşkından İslam’la şereflenerek "Ayşe Zarife"  adını alarak evlendiği..

1902 de genç yaşta (31 yada 33 yaşında ) Sineklibakkal Sokağı’nda bulunan pehlivanlar kahvehanesinde iken “öldü” diye  Eyup Sultan kabristanına  defnedilen ..Fakat çıkardığı seslerin duyulması sonuca mezarı açılınca elleri, yüzü , göğsü kan içinde görülen.. Mezarda ayıkarak   göğsünü parçalamasından, yanlış teşhis sonucu    “ölmeden   kara toprağa gömüldüğü” anlaşılan  yiğidin/cihan pehlinavının güreş  ustası Hızır dede ile  gelip   mesken tuttuğu;

  500 yıllık  Türk Yurdu, Adakale;  Tuna’ın  suyu yükseldiğinden 1972 de  1967 de iki komünist, Çavuşesku ile Tito  liderliğindeki  Romanya ve Yugoslavya işbirliğinde  yapımına başlanan Demirkapı  barajı adı verilen baraj suları altında kalır.

Tıpkı benzer kaderi paylaşan Türkiye'nin sınırları dışındaki tek toprağı olan Suriye’deki Süleyman şah Türbesi'nin yer aldığı Caber Kalesi gibi..

Neyse ki 1973 yılında yapılan  “El Esad” -Tabka - Barajı yüzünden   Fırat’ın  suları altında kalan Osmanlı’nın kurucusu Osman Gazi'nin dedesi  Süleyman Şah’ın   türbesinin bulunduğu Suriye içindeki  Caber başka yerde oluşturularak Türkiye toprağı olma  hüviyetini sürdürür.. 20. Zırhlı Tugayı 3. Hudut Alay Komutanlığı 2. Hudut Taburuna bağlı bir manga asker tarafından korunan Süleyman Şah Türbesi, Türkiye ile Suriye arasında 1956 yılında Halep’te yapılan toplantıda, türbe için gönderilecek ihtiram kıtasının her ayın yedisinde değiştirilmesi kabul edilir. Günümüzde her ayın 7 ve 20’sinde karakolun ikmali sağlanmakta ve personel değişimi yapılmaktadır.

Tuna'dan Fırat'a uzanan vatan da Caber Kalası ile benzer kaderleri paylaşan ve döneminin dünya çapında en büyük nehir barajlarının biri olan Demirkapı barajına gömülen Adakale’de   yaşayan bine yakın   Türk ahalisi ise  1967 de Başbakan sıfatıyla  (13 Eylül 1967) Romanya’yı  ziyaret eden  Süleyman Demirel ‘in öncülüğünde   Anavatan’a  getirilir.

Zira Romanya, Yugoslavya ile ortaklaşa olarak yapacağı Demirkapı (Iron Gates) barajının yapımı için ada boşaltılmak üzere Romanya ordusu 1967'de adadaki 500 evi  ve yüz yılların  hatırasını  panzer ve patlayıcılarla yıkmış.

Altınbaşaklıdır tarlası, bağı,

Yerliler toprağı, Zeynep Yatağı,

 Sırbistan gölgesi Tuna toprağı

Gelin duvağı gibi güzel adamız,

 Binlerce yıl yaşa sen çok yaşa Ada..

 

Atip’te tarlada ordu çarpışır,

 Başıma güneşte sular akışır,

 Ilk defa bakışta gönül yakışır,

Gelin duvağı gibi güzel adamız,

Gönüller bağlıdır hep sana,

Binlerce yıl yaşa sen çok yaşa ada..”

 

Diye diye güzellikler yaşayan  ve  “gelin duvağı”  şeklinde adayı  hafızalarına kazıyan

 Adalıların bir kısmı kıyıya taşınmış, çoğu ise Türkiye'ye göçmüş. (http://www.dw.de/bir-zamanlar-adakale/a-16589289)

Böylece Barajlar Kralı lakaplı  “muhteşem”  Süleyman, eliyle son izler de silinir.

Bu gün Macaristan, Sırbistan ve Romanya’nın kesiştiği yerde kalan KAL’Â -I ADA’nın Tuna boylarındaki stratejik konumu bizzat  1.  Mahmud’un diliyle   “Mühime” defterine şu şekilde   zapt edilir:

 "kilid-i memleket-i Erdel ve Macar ve miftah-ı ülkât-ı Belgrad ve Tamşıvar", yani "Macaristan'ın kilidi ve Sırbistan ve Romanya'nın anahtarı"

 

Tuna ve boyları elden çıksada  Öksüz Aşık’ın dillendirip  gönüllerde yer bulan

 

Misal-i cennettir evvel baharı

  Açılır kırmızı gülü Tuna’nın

Öter bülbülleri leyl ü neharı

Eser bad-ı saba yeli Tuna’nın

 

Türaba gark olmuş yerdedir yüzü

Arzulayıp akar Karadeniz’i

  Selamlamış Estergon’la Budin’i

  Belgrad’a uğrar yolu Tuna’nın

 

Alaman Dağı’ndan beri geçmiştir

Engerus ilinden yollar açmıştır

Analar ağlatıp kanlar içmiştir

  Söylemeğe yoktur dili Tuna’nın

 

Kimse bilmez anın kandedir başı

  Dalgalanıp gelir yeğindir cuşu

  Eksik değil yaylasının savaşı

Leş ile doludur gölü Tuna’nın

 

Öksüz Âşık bunu böyle dedi mi

Selamlamış Belgrad’ı Budin’i

Almış bir ovayı akar kademi

Serhadlere uğrar yolu Tuna’nın” diyenTUNA TÜRKÜSÜ,  16. yüzyıldan buyana aşıkların  dillerinden, tellerinden   mazlum çoğrafyada yankılanır durur..

“Tuna Tuna Şanlı Tuna” türküsünde söylendiği gibi

Tuna Tuna şanlı da

Tuna Ah attın beni tundan tuna

Sen uyu bülbülüm ah ben uyanayım

 

Tuna Tuna dalgalı Tuna

Al beni yare götür Tuna

Sen uyu bülbülüm ah ben uyanayım

 

Akma Tuna akma gönlüm yareli

Akma Tuna akma bahtım kareli

Sen şakı bülbülüm ah ben uyanayım”  diye      rüyalarımıza  girer…

FATİH’DEN ATİLLA’YA

Peygamber işaretine ve övgüsüne mazhar ordu ve onun “güzel” komutanı Fatih,  Doğu Roma’nın başkenti İstanbul’u 1453 de Feth eder. Fatih’in akıncıları bölge ile birlikte Adakaleyi de vatan yaparlar.

Bütün bir Avrupa ile   birlikte Roma’yı titreten “Tanrı’nın Kılıcı”namlı ,  Papa I. Leo  ’ya  

Siz şaşırmışsınız. Tanrı'nın oğlu mu olur? O tektir. 

 Diyen  “göktanrı”nın kulu  Atilla ise  Fetih’den  bin yıl önce  453 de Avrupa’nın ortasında  60 yaşında iken şüpheli bir şekilde   öldürülür..

Gerdek gecesi genç  hanımı  tarafından zehirlenerek öldürülen Atilla’nın altın ve gümüşten bir taputa konularak Tuna’da bir  yere defnedilir

Defin edenlerinde öldürüldüğünden mezar yeri bilinmeyen Atilla, mezarının “sır” olmasını istemiştir.

Lozan görüşmelerindeki heyete  Ankara?dan Hüseyin Rauf (Orbay) imzalı gönderilen  telgraf daki 

“?... Adakale elyevm câmi-i şerifi ile 600 kadar kâmilen Müslim ve Türk ahalisiyle ve Türk mebânisiyle tamamen Türk yurdunun nefis ve hazin bir nümunesi ve tarihimizin temelinde kurulmuş bir abide hâtıratını temsil etmekte ve Tuna?nın suları bu adacığın sevahiline eski devr-i azametin hikâyatını tevdi? ederek cereyan eylemekte.”

İfadeleri  Osmanlı  ve  Atilla  hatırasıyla  bir bütün olarak  Türk tarihine   baktığını mı özetler. Ya da Tuna’nın serinliklerine  gömülen Adakale , bir milletin  topyekün Avrupa  serüvenini mi sırlayıp, sırtlayıp, gizler?

 Ancak…

Lozan’da sırlar bile temelden kaybettiklerimiz yanında küçük ama çok küçük bir toprak parçası Adakale, İngiltere öncülüğünde Acaba Osmanlı geri gelmek için bir ayak basacağı zemin mi kolluyor korkusundaki  tüm Avrupa’nın bastırması ve  Angara’nın gizli teli ile elden çıkar..

Zira ..

 Lozan Konferansı  bilhassa  İsmet İnönü,  Adakale için   ısrarcı olur.

Boğazın girişinde  bize bıralılmak istenen  Midilli’yi es geçip   yeni  dikte edilen  sınırlardan yüzlerce kilometre uzakta bulunan küçük bir ada üzerinde  ki ısrar Lozan`a katılan yabancı heyetleri çok şaşırtır.. Adalar, Kıbrıs, Hatay, Musul, Halep, Batum, Batı Trakya dururken; İsmet Paşa`nın Romanya arazisindeki Adakale`yi talep etmesi  üzerine  Lozan Konferansının aylarca uzaması hatta kesilmesine den   bir anlam verilmez..

Sonuçta; Angara’dan gelen gizli bir tel ile  İsmet İnönü, 28 Mayıs 1923`de Adakale`den vazgeçmek zorunda kalır.

İsmet İnönü hatıralarında, Adakale konusunu  şöyle  anlatacaktır:

 `Bir mebusun hatırlatması üzerine, Tuna nehri içinde bulunan Romanya elindeki Adakale`nin de kurtarılması lazım geldiğini karar altına aldık. Adakale, Berlin Muahedesi`nde unutulmuş ve bizde kalmıştı. Bu sefer de kurtarılması karara bağlandı.`

Lozan da vatan ve milletten koparılan Adakale  yıllar sonra  iki diktatör Kominist anlaşarak  yaptıkları planla   Tüm Osmanlı hatırasını silmek üzere  Miskin dede, Eren Dede, Tezveren Dede türbeleri  ve  bir çok sırları ile  suya gömerek millet hafızasından tümüyle silmek isterler.

Yine de tabii bir müze şeklinde tamamen Türk kültürü yaşatılan Adakale’den ÜNESCO’dan çekinildiği için  ;

 Kale, mezarlık ve bazı tarihî – kültürel eserler  yeniden yapılmak üzere  Tuna’daki bir başka ada olan Şimian’a taşınır.

Osmanlı`nın adada yaptığı kale ve tarihi yapıları o kadar sağlamdır  ki,  tarihi yapıların taşlarında en küçük bir küf olmaması herkesi hayrete düşürür,  yıkımı yapanlar  şaşırıp kalır.

Adadan karaya çıkan tünellere rastlanır.

Uzmanların incelemesine göre ise, adayı yapan mimarlar, Tuna`nın suyunun yükselmesine karşı adanın etkilenmemesi için tedbir olarak kale etrafında hendekler yapmıştır..

Ancak Adakale’yi  başka yerde sergilemek üzere yapılan  bu proje yürümez/ yürütmezler.

Şimdilerde Şimian’da yeniden   yeni Adakale olarak restore edilmek üzere bir Türk firması  Şimian  Ada’sını  Romanya’dan  49 yıllığına kiralalamış.. . İstanbul’dan da gemi işleyecekmiş...

Ne olursa olsun  Adakale, Avrupa  Hakanı  Atilla’dan  453 den bin sene sonra Fatih’e uzanan   bağrında    saklanan sırları ile millet hafızasından, çıkartılabilir mi?

Tıpkı gün yüzüne çıkacağı zamanı gözler gibi hakikatleri özler olacaktır

 

………………

Sözlerim çoktur irfane

Benzerim bahr-i ummane ,

Adakalesi methin

Takrir edeyim yarane

 

Kildim etrafini cüstucu

Altindadir demir kapu

Etrafini bend eylemis

Tuna gibi bir kanli su

 

Burc ü barulari muhkem

Vasfeylemek oldu elzem

Hamdolsun Allah'a daim

Fethin eyledi kerem

 

Üç attir anin lombari

Pekçe itmam etmis kari

Hendegi köprüsü üç kat

Seyredin fend-i küffari

 

Hendek içi dolu ab

Tüfenk mazgali bi-hesab

Kumbaralarin atesi

Cigerimiz itti kebab

 

Eylemis ol küffar bir denk

Islam ile etmeye cenk

Bir kat sarampol etrafi

Bir kat dahi çarhifelek

 

Bir sansi yapmis amade

Var bir kalesi balade

Hiç görülmemistir canal

Böyle metin yer dünyade

 

Sansidandir kale biçen

Yüz doksan ayak merdiven

Her semti gayet müskülken

Fethini gösterdi Yezdan

 

Basti Islam'in ayagi

Kuruldu vezir otagi

Askerlerin cümlesi

Açtilar hepsi bayragi

 

Topçular birden ates saçtilar

Agalar bayrak açtilar

Dayanmadilar kafirler

Birbirin kovup kaçtilar

 

Çektiler tigi küffare

Açtilar nice yüz yare

Çok sükür bari Hüda'ye

Aldik kaleyi bir pare

 

Gaziler zaptetti dagi

Eridi küffarin yagi

Seyf-i Muhammed'ten korkup

Açtilar beyaz bayragi

 

Himmet itti erenler

Din ugruna bas verenler

Bu cengi görmedik dirler

Tabur cengini görenler

 

Gaziler dir yektir Allah

Takdir eylemistir Allah

Tamisvar ile Varadin

Bize nasiptir insallah

 

Attilar topu tüfengi

Can ile ittiler cengi

Gazilere bahs eyledi

Vezir-i azam çelengi”

 

 Diye anlatılan  Adakale bir başka hatıra saklar..

/////////////////////

“Remezan geldi uyandı

Camiler nura boyandı

Top atıldı kandil yandı

Kalbimiz O’na inandı”

……

“Armudu bıçakladım

Yarimi kucakladım

Sandım yari yanında

Yastığı kucakladım”

………….

“Açıl ey ömrümüm varı

Bad-ı saba olmadan

Derebilsem konce gülün

Sararıp ta solmadan

Sarabilsem ince belin

Zalim engel duymadan”

…………

“Bende gittim bir geyiğin avına

Geyik çekti beni kendi dağına

 Benden selam olsun nazlı yarime”

 Diye  söylenen nameler artık Tuna   kıyılardan duyulmaz olur.

Fakat…

“TUNA ÜSTÜNDEKİ SES” de İsmail Habib’in  dile getirdiği gibi 

Gafil, hangi üç asır, hangi on asır

Tuna yalıları Türk diyarıdır.

……………………………

Nehirlerdir Türk’ün şaşmaz mühendisleri,

Her nehir Türk’ü bilir ve Türk bilir her nehri,

Tuna’nın kıyısından gitti eski Türk,

………………………………..

 Geçti eski Türk, Tuna’yı da yararak,

Kaç defa, hangi defa sormayınız nafile, ……………..

O kadar çok Tuna’dan geçtiği günlerde Türk’ün.

Tuna’nın üstü, Tuna’nın altı,

Olmuştu daima Türk’ün vatanı,

Tuna’ya ruh oldu, Tuna’da yatan Türk,

Tuna yalnız vatan değil

yeni vatanlara Türk’ü gotüren eski bir yoldur

Tuna Türk o yolla gitti batı eline,

…………………………..

Doğudan gelen biz, batıda yine biz,

Nerde olsa, ne olsa kendimizi biliriz.”

Şeklinde yankı bulan Tuna’nın üstündeki ses millet hafızasında kaybolmadan yaşar…

Çünkü Tuna, millet hafızasına bir başka nakşedilmiştir.

 

KAYNAKLAR:

http://tr.wikipedia.org/wiki/Adakale

http://www.dw.de/bir-zamanlar-adakale/a-16589289)

http://ha-ber.net/index.php?option=com_content&task=view&id=13269

http://www.radikal.com.tr/ek_haber.php?ek=r2&haberno=8216

http://www.zaman.com.tr/mustafa-armagan/tuna-ya-gomulu-son-osmanli-adasi_780923.html

http://www.aksiyon.com.tr/aksiyon/haber-16779-34-adakale-bir-varmis-bir-varmis.html

http://www.hazer.tv/ulkeler/romanya.html

http://www.serdarsabri.com/2009/05/sinirlari-cizmek-7.html

http://lyrics.alternatifim.com/song.asp?ID=195321&sarki=Adakale%20(S%F6zlerim%20%C7oktur)&sarkici=Muhtar%20Yahya%20Dagli

http://www.millidusunce.net/index.php?option=com_content&view=article&id=1300:tunadan-firata-adakale-le-caber&catid=85:buelent-erdl&Itemid=101

http://gazete.tiyatroterapi.com/haber_detay.asp?haberID=58

http://www.abvizyonu.com/geziler/artik-tuna-daki-son-osmanli-adasi-sular-altinda.html

http://groups.yahoo.com/neo/grou0ps/balgoc/conversations/topics/9803

http://www.tarihtarih.com/?Syf=26&Syz=222889

http://kursistem.com/adakale

http://www.forumgercek.com/avrupa/53934-adakale-romanya.html?langid=1

http://icimdengeldigigibii.blogspot.com/2010/08/dunya-sampiyonumuzun-trajik-olumu.html

http://www.ekrembugraekinci.com/makale.asp?id=185

http://tarihvakti1.wordpress.com/page/2/

http://tarihs.blogspot.com/2009/03/tarih-kulturel-cesitlilik-tuna-nn-siiri.html

http://edebiyatgalerisi.net/2011/12/oksuz-asiktan-asik-ali-tanburaciya-tuna-turkus.html/

http://www.turkucu.net/turku-sozleri.asp?turku=12601

http://anadoluhareketi.com/?Syf=26&Syz=228672

http://commons.wikimedia.org/wiki/File:Karikat%C3%BCr_fatih_sultan_mehmet.JPG

 

 
Toplam blog
: 40
: 874
Kayıt tarihi
: 06.07.06
 
 

Hayata Elektronik teknisyeni olarak başlayan Çavdar, her kim  ne hal üzere gördü ise  öyle bilini..