Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

29 Eylül '14

 
Kategori
Şiir
 

Aşk ve vicdan

Aşk ve vicdan
 

şiire girerken kalın bi çorap giyin üşümeni de düşmeni de istemem sevgilim, bu günlerde buzhane kalbim, gereğinden fazla ıslak gelesin diye kara kışımı gizlemeyeceğim..


hayat, olumsuz bütün olasılıklarda

istemsiz nefes alma sanatı.

bu yüzden nefesimi ölesiye tutup
şöyle ağız tadıyla ölemiyorum...
işin içinde maddeleşmiş hisler de olunca 
bütün olasılıklar yavşaklaşıyor bi süre sonra...
hayata meydan okuduğunda
sağ kalmak... sadece yazı-tura
yazı gelirse şiir,
para gelirse aşk…
 
bu ’y.a.z.ı.’ bizim...
 
şiire girerken kalın bi çorap giyin
üşümeni de düşmeni de istemem sevgilim,
bu günlerde buzhane kalbim,
gereğinden fazla ıslak
gelesin diye kara kışımı gizlemeyeceğim...
 
ruhumun sonbaharından süzülen
içime akıttığım terle karışık gözyaşlarım
bu cehennem, bu namussuz düzen
donmuş göğsümde buharlaşıyor
yüreğimin cız etmesi hep bu yüzden…
 
kanun hükmünde yaranamelerle
vicdan otuz üç yerinden parçalanırken
efonaltılar çiçek atıyor çocuklara ve
gül reçeli diyor kan sandığın!
o üç maymun ve çok bilmiş bi şizofren...
“sen hastasın, senin ki halüsinasyon…”
 
evet vicdan otuz üç yerinden bıçaklanırken
ben yastayım ve hala seni yazıyorum
ey tanrım! bu nasıl bi illüstrasyon...
 
bi türlü nerde unutulduğu hatırlanmayan vicdanın
eskiden en küçük ağırlık birimi olduğunu biliyor muydun
ve tedavülden resmen kaldırıldığını...
bu kadar vicdansız insan... sırf bu yüzden...
ya da basit şeyler sorayım, biliyor muydun;
seni yazmamak için ne çok çabaladığımı...
bu yokluk ağrısı, bu utanç hep bu yüzden...
 
düş ağrısı gibisin ve
diş ağrısını unutmanın en güzel yolu
güzel şeyler düşlemek...
ama dünyamda güzel hiç bi şey olup bitmiyor
seni düşünmemek için düşünecek...
çünkü bu yüzyılın her yerinden kan sızıyor 
ve elimden gelmiyor fondatenle gizlemek ...
 
hep kısa süreli oluyor unutmalarım.
gizli örgüt üyeleri gibi hücrelerime sakladığım
bütün başka ağrılarım
yeniden ve yeniden dirilip
çürük düşünceler dolusu diş ağrısı oluyor
düşümde boşluk, içinde sen, çaresiz kalıyorum...
 
bütün sinirlerim açıkta 
bütün bu çıkmazlarımın arasında
sürekli umuda çıkan bi yol arıyorum;
olmuyor ve ona sığınıyorum...
oku! diyor... oku!
 
sürekli okuyorum
felsefe, şiir, niyet
seni düşünmemek için ne bulursam okuyorum...
önce düştüğüm bi not, sonra çizdiğim bi satır
sonra bütünüyle sayfalar sen olmaya başlıyor...
gözlerimi bi ölü gibi kapıyorum
her uyku bi ölüm provası,
her öyküm biraz aşksızlık... biraz nihavent
sonra d.uygusuz bi sabah oluyor
kalkıp sen kokuyorum.
 
evet seni hala çok seviyorum
ama çırılplak çocuklar üzerinde kanla
tanrıyla ayarlanmış bi buluşmaya koşarken
aşk yazmaktan nefret ediyorum,
beni anla.
 
sayko
 
Toplam blog
: 47
: 341
Kayıt tarihi
: 16.11.09
 
 

Affınıza sığınarak sadece "prosayko" olarak bilinmek istiyorum. İnsanlık tarihinin en eski me..