Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

07 Ekim '15

 
Kategori
TV Programları
 

Bazı sahneler sakız gibi uzamasın!

Bazı sahneler sakız gibi uzamasın!
 

Yaz sezonunun başarılı ve dikkat çekici işlerinden bir tanesi 'Güneşin Kızları'... İlk bölümden bu yana sürükleyici bir öyküsü var. Klasik gençlik dizilerinden olmadığından geliyor bencede bu ilgi. Gerçi, dizide ilginin çoğu Savaş-Nazlı ya da Ali-Selin arasında yavaş yavaş başlayan aşkta yönelik ama Haluk'un şiddet yönelik kişiliği, Güneş'in geçmişinin ortaya çıkması (bu nedenledir ki diziye artık Türkan'ın Kızları da diyorum arada bir) yeni ortaya çıkan Haluk'un Melisa takıntısı, Ahmet'in Güneş tablosu ve Haluk'un Güneş'i bu tablo nedeniyle tanıması derken dizide işlenecek bir çok konu var. Bir izleyici olarak bir dizideki bu hikaye çeşitliliğini seviyorum.
 
Haluk'un Melisa takıntısından başlamak istiyorum. Melisa ve Rana bu durumu ilk konuştuğunda Haluk'un Melisa yaşındaki bir kızı taciz edeceğine ihtimal vermemiştim ama bu durumu nasıl bağlayacaklarını da merak ediyordum. Senaristler zekice bir kurgu yapmışlar burada. Haluk'un Melisa'yı gözlerinin önünde intihar eden annesine benzetmesi iyi bir çıkış noktası. Ama durum şu ki, Bu olay Melisa'yı mağdur durumuna getirir. Bu da Savaş'ın aklının karışmasına ve Melisa'ya karşı yumuşamasına neden olur. Bu da SavNaz'cılar için iyi haber olmaz. Savaş, zaten geçen bölüm zor durumda olan Nazlı'nın yardım telefonunu açmak yerine Melisa'nın yerinde kalarak yeterince kızdırdı bizleri.
 
Geçen Pazartesi yayınlanan 15. bölümden devam edersek; açıkçası dizinin başından bu yana en sıkılarak izlediğim bölüm oldu. Oysa ki, fragmana aldanıp ne de çok sevinmiştim. İlk bölümden bu yana; Ali'nin babasından yediği dayak için yaşadığı bunalıma bunalıma şahit oluyoruz ve bunu ilk defa birisiyle paylaştığı sahne çok üzgünüm ki güme gitti. Hele de, bunu paylaştığı kişi aşık olduğu Selin olduğu için.
 
Selin ve Ali o uçurum kenarındaki sahnede hayatlarının en acı itiraflarını yaptılar birbirlerine ama o sahneden sonraki sahneleri boş kaldı. Selin, Ali'nin 'sırtımdaki izleri babam yaptı' sözünü duymamış gibi yaptı ve tepki vermedi.. Ali, en azından Güneş'in tecavüze uğramış olduğu gerçeğine bir tepki verdi, bakışlarıyla Selin için üzüldüğünü belli etti. Selin'in de Ali için bunca önemli bir konuda duyarsız kalmaması gerekirdi. 
 
Bundan sonraki Ali-Selin sahneleri de paylaştıkları bu gerçeklerden sonra daha da duygusal olur diye bekledik ama Emre'nin peşinden koşmaları hayal kırıklığı oldu. Evet, hemen bu bölümde sevgili olmalarını beklemiyordum.(Yakın ama bence onların sevgili olmaları. O zamana kadar o didişmelerin tadını çıkartmak gerek)
Ama, en azından biraz daha duygusal bir yakınlaşma olmalıydı aralarında. Emre, Ali'nin en yakın arkadaşı. Onun için Selin'den uzak durmaya devam etmesini bekliyordum da o sahneden sonra Emre'ye bağlanmak olmadı. Yoksa, Emre hala Ali için psikolojik bir engel.
 
Bu arada bu 15. bölümde ilk defa Tuğçe'ye sinir olmadım. Kız, gerçekten Emre için endişelendi ve doğal davrandı. İlerleyen bölümlerde Emre yeniden Tuğçe'ye döner Ali ve Selin'de rahat eder umuyoruz ki.
 
Bölümün en bomba sahnesi bence Güneş'in, Sevilay'ın butiğini basması oldu. Geçen hafta Selin'in yaptığı gibi makası eline aldı ve hırsını elbiselerden çıkardı. (Bu arada geçen hafta Selin'in annesinin tecavüze uğradığını öğrendiği ve kendisini odasına kapattığı sahnede biraz yavan kaldı malesef. İlk bölümden bu yana giderek rolüne daha da ısınan ve daha iyi bir Selin portresi çizen Hande Erçel o sahneyi kıvıramadı. İlk öğrenip tekneden ağlayarak uzaklaştığı ve Ali'nin onu sakinleştirmeye çalıştığı sahnede anlamsız yere kesildi ve bir anda eve geldiler.)
 
Sevilay- Güneş yüzleşmesi iyiydi de o sahnede en çok Haluk'a acıdım. Garibim, Güneş, 'Ben Haluk'a aşığım' diyince nasıl da gözlerinin içi parladı. Haluk'un sevgiye olan açlığını o sahnede anladım. Gerçi, Güneş orada o lafı Sevilay'a inadından öyle söyledi ama Haluk'a bu bile yetti. Burada Güneş'in gerçek duygularını da anladık. Güneş, evet Haluk'u seviyor ona Sevilay kadar da aşık değil bence.
 
Bu bölümde birde bazı sahneler boş yere uzatılmış gibiydi. Özellikle de; Nazlı ve Zafer'in sahneleri. Yıllar önce terk eden bir babayla kızının yıllar sonra karşılaşması önemliydi ama o baba-kız arasında sürekli aynı laflar dönüp durdu. Sahne akılıcılığı da kayboldu haliyle. Ama Zafer'in aslında çok da kötü bir adam olmadığını anladık. Belki de, Güneş'e yaptığından ve kötü davranmış olmasında pişmandı. Nazlı'ya gerçekten sevgi dolu davrandı. Şimdi, gerçeği bilen Selin'le yüzleşmesini bekliyorum. Sanıyoruz o da 16. bölümde olacak. Fragmandan anladığımız kadarıyla.
 
Ben bu dizide ilk bölümden bu yana bir Ali-Haluk yüzleşme sahnesi bekliyorum. Özellikle de, o herkesin içinde atılan tokat sahnesinden sonra. Ama o sahnede gelemedi bir türlü. O boks maçı sahnesini saymıyorum çünkü orarada ne Ali'nin isyanından emin olabildik ne de Haluk'un samimiyetinden. Tamam Ali babasına olan nefretini dile getirdi ama Haluk'un derdi 'Baba baba dedin maç bitmiştir' oldu. Haluk samimiyse orada ağlayan Ali'ye bir 'Oğlum derdin ne, neden ağlıyorsun' deseydi keşke. Biz o samimi baba-oğul ilişkisini göreydik.
 
O sahne de hızlıca çekilmiş ve aceleye gelmiş gibiydi. Ali ve Haluk'dan daha sağlam şöyle ekran başındaki bizlerin gözlerini dolduracak cinsten bir yüzleşme sahnesi bekliyorum . (Gerçi, bence bu sahne Ali ve Selin bir ilişkiye başlayıp da, bu ilişki aile büyükleri tarafından öğrenildiğinde gelecektir. Zira, Haluk bu ilişkiye karşı çıkacaktır ve Ali de babasının karşısına geçip aşkını savunacaktır)
 
Ali- Haluk sahnesi demişken.. Yüzleşme sahnesini geçtim kaç bölümdür doğru düzgün bir Ali-Haluk sahnesi bile yok. (Ali'nin annesiyle de bir sahnesi yok kaç bölümdür. Bu çocuk cidden dışlanmış:) Bu hallerini görünce evlat edinesim geliyor bazen.)
 
Sanki bunlar aynı evde yaşayan baba-oğul değil. (Haluk'ın geçen bölüm Nazlı'yı kurtarırken ki endişeli baba tavrını bir gün de Ali için görmek istiyor bu izleyici. Haluk'a ancak o zaman inanacağız:) 
Hatta, bu dizide dikkat ediyorum hep belli karakterlerin birbirleriyle sahnesi var. Ali, Selin'le birlikte, Savaş Nazlı'yla, Güneş  Haluk dışında birisiyle konuşuyorsa o genellikle Rana'dır.. Dizinin vazgeçilmez kankileri Sevilay ve İnci'yi daha başkalarıyla konuşurken göremedik.
 
Dizide bölümler, genellikle hep aynı karakterlerin birbiriyle olan sahneleri üzerinden gidiyor. Keşke, aynı karakterler üzerinden sahneler uzatılacağına farklı karakterlerin sahneleriyle konu genişletilmesine gidilse...
Evet, şimdi merakla 16. bölümü bekliyoruz. Umuyoruz ki, fragmandaki gibi heyecanlı bir bölüm olur. Tüm ekibe iyi çalışmalar:)
 
 
Toplam blog
: 23
: 4537
Kayıt tarihi
: 01.03.13
 
 

Gazetecilik/ Radyo Tv alanlarında eğitim aldım. Şu an aktif olarak çalışmamaktayım. Ancak dizigaz..