Suç duyurusunda bulunulan blogumla ilgili Cumhuriyet Savcılığının verdiği karar

“Bütün blog yazarlarının okuması gereken yazı” başlıklı blogumda, daha önce yazmış olduğum bir blogda kullandığım fotoğraf dolayısıyla Cumhuriyet Savcılığında ifade verdiğimi anlatmıştım. İlgili blog yazımın linki şu idi.

http://blog.milliyet.com.tr/Blog.aspx?BlogNo=96743

Pazartesi günü Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığının tarafıma ulaşan yazısında, şüpheliler (burada şüphelilerden biri ben oluyorum.) hakkında kovuşturma yapılmasına yer olmadığına CMK 172/1 maddesi uyarınca karar verildi, denilmektedir.

Son günlerde fazla bilmece çözmemin de etkisiyle olacak, buradaki bilmeceyi de şu şekilde çözdüm:

Bu olayı fikir ve sanat eserleri kanunundaki hükümlerle, kendilerine yeni bir gelir kapısı arayan avukatların, müvekkillerinin bu konudaki rahatsızlıklarını paraya çevirmek için başvurdukları bir girişim olarak değerlendiriyorum.

Avukatların buradaki hedefleri ise Medya şirketleri olup, amaçları bu şirketlerden bir şekilde tazminat koparabilmek gayretleri olduğu anlaşılıyordu.

Benim 16.02.07 tarihli blogumda kullandığım fotoğraf, o sıralarda Takvim gazetesinde de kullanılmış ve fotoğraf sahibinin müvekkili avukat, 19.03.07 tarihinde Cumhuriyet Başsavcılığa Milliyet ve Takvim gazeteleri hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. Amaç, açılacak kamu davası sonunda, fotoğrafı kullanan medya organı suçlu bulunduğunda, daha sonra tazminat davası açmaktı. Bu nedenle yapılan suç duyurusu, direkt olarak yazımda fotoğrafı kullanan bana değil, fotoğrafın yayınlandığı kuruluş olan Doğan Gazetecilik A.Ş. Yönetim kurulu üyeleri adına açılmıştı.

Ancak savcılıkta verdiğim ifadede, blog sayfama benim şifremle girildiğini ve yazımın içeriği ile kullandığım fotoğrafın sorumluluğunun tamamen bana ait olduğunu yazılı olarak beyan etmiştim.

Benim şikayet konusu fotoğrafla ilgili yazım 16.02.07 tarihinde yayınlanmıştı. Ancak 5651 sayılı yasanın 4. maddesinin 23.05.07 tarihinde yürürlüğe giren maddesi gereğince;

Yer sağlayıcıların (Burada yer sağlayıcı Milliyet oluyor.) yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup, olmadığını araştırmakla yükümlü olmadığı, ancak sorumluluğunun şikayet halinde o yazı veya fotoğrafı kaldırmakla sınırlı olduğu vurgulanmaktadır.

Bu nedenle avukat, bilerek veya bilmeyerek, bulunduğu suç duyurusunda Doğan gazetecilik A.Ş. yönetim kurulu üyelerini hedef almış, asıl yazıda fotoğrafı kullanan kişi olarak benim hakkımda ismen şikayetçi olmamıştır. Yukarıdaki kanun maddesi gereğince ilgili kuruluş hakkında takipsizlik kararı verilirken;

Cumhuriyet Savcısı benimle ilgili değerlendirmesinde ise , hakkımda endirekt değil, direkt şikayet olması gerektiğini, ismen şikayet olmadığı gerekçesiyle de benim hakkımda da takipsizlik kararı verdiğini bildirmiştir.

Kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın tam metni ise şöyledir:

Müşteki vekili 16.02.07 tarihinde blog.milliyet.com.tr adresinde şüpheli Erol Işık’ın yazdığı yazı ekinde fotoğraf sanatçısının izni olmaksızın yayınlanan fotoğraf nedeni ile 5846 sayılı yasa uyarında Doğan Gazetecilik A.Ş. yönetim kurulu üyelerinden şikayetçi olmuşsa da, dava konusu kişisel blog da şüpheli Erol Işık’ın adı ve şifresi ile yayın yapılabileceği, 5651 sayılı yasanın 4. maddesinin 23.05.07 tarihinde yürürlüğe girdiği, yer sağlayıcıların yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla yükümlü olmadığı ancak yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde ve teknik olarak imkan bulunduğu ölçüde hukuka aykırı içeriği yayından kaldırmakla yükümlü olduğu bu nedenle yönetim kurulu üyelerinin kusuru bulunmadığı, müşteki vekilinin asıl kullanıcı Erol Işık hakkında şikayeti bulunmadığı anlaşılmakla şüpheliler hakkında KOVUŞTURMA YAPILMASINA YER olmadığına, CMK 172/1 maddesi uyarınca kararın müşteki vekiline ve Erol Işık’a tebliğine 15 gün içinde İSTANBUL Ağır Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık olmak üzere karar verildi.

İmza

Cumhuriyet Savcısı

Aslında avukat, benim yazım hakkında şikayette bulunurken, daha öncede belirttiğim gibi Medya kuruluşunu hedef almış, benim rumuz kullanmam ve yazılarımı internet cafe gibi umuma açık yerlerden girmem olasılığına karşı, ismen suç duyurusunda bulunmadığını ve esas hedefin şahsım değil, medya kuruluşu olduğunu düşünüyorum.

Ama bu konuda aklanmış olmam, benim ve diğer blogger arkadaşlarımın bu konularda daha dikkatli olmamız gerçeğini bize unutturmamalıdır.

Son olarak bu sıkıntılı günlerimde bana yorumlarıyla destek olan, Ahmet Üstündağ, Zeynep Gülay Kibaroğlu, Homeros, tek başına, Belgin güven, Harun Deniz, Muzaffer Cellek, Özgün Kaplama, H. Hüseyin Dulun, yolun*diğer*yarısı, Ali Gülcü, Gül’ün içinden, emel dedeoğlu, akar, ütopik, Nilgün Akad, Mustafa Mumcu, Biraz, Ezgi Umut, beenmaya, Sema Güzel, papatya650, N. Dilek Aglağu, Esma Kahraman, Emoş, Arif Öğütçü, Esra Kaya, Okan Tınmaz, Abla ile yorum yazdığı halde yorumu bana ulaşmayan Alev Mesiel arkadaşlarımızla, yazımı okuyup, yorumda bulunmasa da manen yanımda olduğunu bildiğim bütün blogger arkadaşlarıma da teşekkürü bir borç bilirim.