Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

28 Ekim '06

 
Kategori
Kent Tarihi
 

Terkedilmiş bir deniz feneri

Terkedilmiş bir deniz feneri
 

Deniz Feneri çok özel bir yerdir, görünümü güzeldir ve çok güzel şeyleri simgelerler benim için. Onun görevi sevdiklerini korumaktır, dalgalı, fırtınalı günlerde ve karanlıklarda kötülüklerden, tehlikelerden korumak. Deniz feneri iyi dosttur. Deniz fenerinin kimseye kötülüğü dokunmamıştır.

Geçen yıl Naviga dergisinde İnebolu Deniz Fenerinin yıkılmakta olduğu haberini okuyunca, bir merakla ziyaretine gidip, fotoğraflarını çekmiştim. Endişe edilecek bir görünümü yoktu. Durumu kötü diye ziyarete gittiğiniz bir yakınınızı sağlıklı bulunca nasıl sevinirseniz öyle sevinmiştim.

Bugün sonbaharda fenerin ve fenerden limanın fotoğraflarını çekmek için bir kez daha fenere çıktım. İnebolu Feneri denize bakan yamaç üzerinde 1800’lü yıllarda kurulmuş. Yanında fenerci için yapılmış küçük bir ev var. Fener yamacın köşesinde olduğu için Karadeniz’in hem batı hem de doğu yönünden görünüyor.

Oraya tırmanırken taş merdivenlerde yürümek zor da olsa çok güzeldi. Aman sakın o merdivenleri bozmayalım, beton veya parke yapıp. O merdivenler o taşlarla güzel. Her adımda fotoğraf çekerek tırmandığım için çok yorulmadım ama bir nefeste çıkmaya kalktığım zamanlarda nefes nefese kaldığımı anımsıyorum. On katlı bir apartmana merdivenlerden tırmanmak gibi birşey o taş merdivenlerden fenere çıkmak, farkı deniz manzaralı, tertemiz havalı, ağaçların arasındaki bir yürüyüş olması.

Fenerden aşağıya bakılınca limanda sıra sıra dizili küçük tekneler, onların önünde teleferik, uzakta 1882 yılından buyana tamamlanmadığı için son zamanlarda medyanın çok ilgilendiği liman inşaatı görünüyor. Açık denizde tekneler gelip gidiyor. Fotoğraflarını ağaç dallarının arasında çekiyorum. Kuşlar geçiyor yukarıdan, aşağıdan. Yoldan geçenler fenerin merdivenlerinde fotoğraf çekene merakla bakıyorlar.

İniş çıkıştan daha zordu. Denize karşı taş merdivenleri yeşil yosunlarla kaplı görmek şaşırtmadı ama ayağım kayarsa korkusunu yaşattı her adımda. Fener yapayalnızdı, yalnızlıkların dostları kediler ve köpeklerdir aynı anda aynı yerde olmasalar da. Aşağıda merdivenlerde bekleyen kocaman köpeğin bakışları korkuttu önce, az sonra merdivenleri tırmanan kedi, biraz önce bekleyen köpeğin gittiğinin habercisi oldu ve rahatladım.

Fenerdeki terkedilmişliğin izleri meyvelerde de vardı.Taş merdivenlerin iki tarafında elma, incir, kestane ağaçları kimsenin toplamadığı meyvelerini yerlere bırakmışlardı. Ağaçtan bir patlıcan inciri koparttım, dayanıklı incirdir, hala çok lezzetliydi.

Fotoğraf çekerken, fenerin önündeki elektrik direklerinin fenerin görünümünü bozduğunu farkettim. Fenerler narin, alıngan yapılardır. Üzülürler, kırılırlar önlerini kapattığınızda. En önemlisi fenerler endişelenirler ışıklarını görmesi gerekenler görmezlerse diye.

İnebolu Feneri buranın en güzel ve en yalnız yeridir. Oraya gidin, taş merdivenlerinde oturun, dalgaların sesini dinleyin. Uzaklarda gördüğünüz teknelerin yanınızdaki fenerin ışığını gördüğünü bilin ve onların güvencede olduğunu düşünüp rahatlayın.

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..