Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '06

 
Kategori
Eğitim
 

Ne zaman öğretmen olacaksın?

Ne zaman öğretmen olacaksın?
 

Özgür küçükken sorardı: “Aydın Abi, sen ne zaman öğretmen olacaksın?” Annesi (halam) ve babası öğretmendi ve çevresinde o kadar çok öğretmen vardı ki, onun için ben de okulum bitince öğretmen olmalıydım.

Ailemde çok öğretmen vardır: İki kardeşim ve eşleri, amcam, iki kızı ve eşleri, halam ve eşi... Büyükler şimdi emekli oldular, gençler ise mesleklerini sürdürüyorlar. Özgür’ün küçük bir kızken sorduğunun yanıtını hiçbir zaman veremedim, çünkü öğretmen olmadım.

Okuduğum okullarda çok iyi öğretmenlerim oldu. İlkokulun ilk sınıfında ve ikinci sınıfın ilk ayında Yeşilöz Köyü İlkokulundaki öğretmenim Hüseyin Bilal’di. Birleştirilmiş sınıfta kimi zaman üç sınıf, kimi zaman beş sınıf birlikte aynı sınıfta ders yapardık. Her sınıfa yetişmek için sınıftaki çabasının değerini şimdi daha iyi anlıyorum. Hüseyin Öğretmen’i en son gördüğümde yaşlanmıştı ve sağlıksızdı, umarım şimdi daha iyidir. İkinci sınıftan ilkokul bitene kadar öğretmenin Dürdane Örüklü oldu. Dört yıl boyunca her zaman çok değerli bir öğretmenim olduğunu bilerek okudum ve daha sonraki okullarımda da çalışkan, dürüst, iyi düşünen, demokrat yaklaşımları verdiğini daha iyi anladığımda ne kadar şanslı olduğumu düşündüm. Birkaç yıl önce yitirdik Dürdane öğretmenimi.

Ortaokulda ve lisede İnebolu’da iyi okullarda okudum. Sınıflar çok kalabalık olmazdı. Ortaokulda 30 kişilik, lisede 20 kişilik sınıflarda okudum. Okullar hep tam gün olurdu. Yetmişlerde devlet okullarına önem verirdi. Okullarının sınıfına, laboratuvarına gerekli olanları gönderirdi. Lisede sınıfta fizik dersi yaptığımı hiç bilmem, tüm fizik derslerimiz fizik laboratuvarında olurdu. Kimya ve fen bilgisi için de durum aynıydı. Şimdi devletin okullarındaki kalabalık sınıfları, olanaksızlıkları düşündüğüm zaman kırk yılda birşeylerin kötü gittiğini görüyorum.

O yıllarda kısa sürelerle öğretmensiz geçen derslerimiz olurdu, onları da kısa zamanda yedek öğretmenlerle kapatırlardı. İngilizce derslerimizde ise farklı bir durum vardı. Altı yıl boyunca hiçbir zaman İngilizce öğretmenimiz olamamıştı ancak derslerimiz hiç de boş geçmemişti. O öğretmenlerimizin bildikleri biraz İngilizceyle dersleri en iyi şekilde verme çabalarını daha ilerideki sınıflarda farketmiştim. O çabayı her zaman bir özveri olarak düşündüm. Aradan geçen 30 yılda İngilizce öğretmeni açığını hala kapayamamış olmamız ise eğitimimizin ne durumda olduğunun bir başka göstergesi.

Okullarımızda çok ciddi sorunlar var. Eğitim için ayrılan bütçeler yetersiz. Eğitimi ciddi bir rant kapısı gibi gören sektörler oluşmuş durumda. Ülkemizde eğitim sorununa çözüm üretmek için toplanan Eğitim Şurası’nın gündemine eğitim konusu alınamadan şura bitiyor. Bu durumda öğretmenlerimize çok büyük görevler düşüyor, olanaksızlıklar içinde en iyi eğitimi verme görevi. Umudumuz yalnızca özveri ile çalışacak çağdaş, demokrat, laik öğretmenlerimizde.

Öğretmenlerimi öğretmenler gününde sevgi, saygı ve yitirdiklerimizi rahmetle anıyorum. Tüm öğretmenlerin gününü kutluyorum.

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..