Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

22 Kasım '06

 
Kategori
Edebiyat
 

Dargın mıyız? (Can Yücel’e)

Dargın mıyız? (Can Yücel’e)
 

Eski bir evin penceresinde iki güvercin, ikisi de başka taraflara bakarak hiç kımıldamadan duruyorlardı. Sorduğumda yanıt alacağımı bilsem sorardım, “dargın mısınız?” diye.

İnebolu’da terkedilmiş binlardan birinin camları kırık penceresinin kenarında gördüğümde, hem o anı kaçırmak istemedim, hem de güvercinleri korkutmamak. Uzaktan, sessizce fotoğraflarını çektim. O sırada aklıma gelen Can Yücel’in şiiri oldu, babasına yazdığı “Dargın mıyız” şiiri...

Dargın mıyız?

(H. Ali Yücel'e)

Bu sabah uyanırken tam
Karşıma çıktın
Bu sabah uyanırken tam
Kara karaydı gözlerinin akları
Kara karaydı gözlerin

Dargın mıyız, dargın mıyız, dargın mıyız yoksa, dargın mıyız?
Bu sabah uyanırken tam

Sana üryani eriği hoşafı yaptım
Yanına domatesli pilav yemedin

Durdun öyle karşımda mahzun
Bana çok uzaklardan baktın
Her bahar erguvanlar içinde yaşardık
Bu bahar erguvan görmedim desem yeri

Can Yücel

Bu yılın ilk aylarında Berlin’den yayın yapan TD1 televizyonunda şiir programları yapan bir arkadaşıma seçtiğim şiirleri çektiğim fotoğraflar üzerine yazıp gönderiyordum. (1) O haftanın konusu bestelenmiş şiirlerdi. Can Yücel’in bu şiirini Hüsnü Arkan bestelemiş ve Ezginin Günlüğü’nün Dargın mıyız albümünde söylemişlerdi. Her parçası bir başka güzel albümün en özel parçası Dargın mıyız olmuştu benim için. Bu şiirle birleştireceğim uygun bir fotoğraf bulamamıştım. Bu yaz güvercinleri, dargınlarmış gibi gördüğümde henüz ilk kareyi çekmeden Can Yücel’in şiiri ve o fotoğraf arama çabam aklına gelmişti: “Bu fotoğraf olsaydı bunu kullanırdım”

Yaşamında ve şiirlerinde hiçbir şeyden çekinmeden herşeyi dobra dobra söyleyen ve yazan Can Yücel, babasına yazdığı şiirde ona karşı sevgisini, saygısını ne güzel ifade etmiş. Bu şiiri okuduktan sonra “dargın mıyız” demenin daha güzel ifadesi olabileceğini düşünemiyorum.

Yaşamımızın gerçekleri arasında kırgınlıkların, dargınlıkların yeri hep vardır. Zaman zaman hiç konuşmadan aynı ortamları paylaşmak zorunda kaldığımızda kendimizi ne kadar zor ifade ederiz. Kaçırılan bakışlar, zorunluluk gereği söylenmiş sözler. Elimizdeki gazeteler en büyük kurtarıcıdır, kaçmak-saklanmak istediğimiz zamanlarda, hem yüzümüzü saklar, hem de düşündüklerimizi.

Gün gelir Can Yücel’in dediği gibi bir üryani eriği hoşafı yaparsın, barışırsın, o günler geride kaldığında konuşmalar geri gelmiştir ancak bir burukluk hala boğazının bir köşesinde bekler, zor yutkunmalar için, orada düğüm olmak için.

(1) Adnan Aydemir Aralık 2005- Mart 2006 arasında Pazar akşamları TD1 televizyonunda Berlin’den canlı yayınlanan Şairlerimiz ve Şiirlerimiz adlı bir program yapmıştı.

 
Toplam blog
: 1735
: 2429
Kayıt tarihi
: 22.09.06
 
 

27 Mart 1959'da İnebolu Yeşilöz Köyünde doğdum. Yeşilöz Köyü İlkokulu, Yeniyol İlkokulu, İnebolu ..