Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

23 Kasım '06

 
Kategori
Edebiyat
 

Şiir yazmak üzerine

Şiir yazmak üzerine
 

İçimdeki sözcükleri bir yere dökmek zorundayım.Ben yüreğimde taşıyorum binlerce kelimeyi gibi geliyor şu aralar.Her biri bir yana savrulan yüzlerce harf var içimde.Birleşip doğru düzgün kelimeler haline gelip söylenmeyi bekleyen ünlü ve ünsüzler.Yavaş yavaş kelimelere dönüşüyorlar:

"başı sonu belirsiz şiirler yazıyorum...

ne kadar uzağım aslında sana

ne kadar yakın...

bir meçhule gider gibi veda ediyorum bu şehire

ama biliyorumki açık değil kapıların.

ah sevgilim...

ben hiç senin kuytularında sabahlamadım..."

Benim sözcüklerim dizelere dönüşüyor sonunda.Benim sözcüklerim birilerinin diline sözcük olmak için çıkıyorlar benden.Bir şairin en mutlu anı bence kendi sözcüklerinizi başka ağızlarda duydukları andır.Bazen sırf bu yüzden yazıyormuşum gibi geliyor.Hani ben nasıl duygularımı anlatırken Atilla İlhanı'ın,Nazım Hikmet'in,Yılmaz Erdoğan'ın ve daha sevdiğim bir çok şairin kelimelerine ihtiyaç duyuyorsam, birilerinin de benim sözcüklerimden yardım alması fikri çok mutlu ediyor beni.Sanki her okurda bende zenginleşiyorum,onunla birlikte onun hislerini yaşıyorum.

Çoğu zaman sözcükler benim olmaktan çıkıyor.Artık okuyanın malı oluyorlar.Her şiirde kendi şairini yaratmazmı zaten?..Yazı ve hayat birlikte yol alır.

Aslında bir şeyleri yaşamayı, yazmaya tercih ederim çoğu zaman.Bu ne demek demeyin.Çok ünlü bir yazarla sohbet etme şansım olmuştu birgün.Kendisi çok güzel aşk yazıları yazıyordu.Ama acı vardı çoğunlukla yazılarında.Bir terkedilmişlik kokusu alıyordunuz.O gün öğrendim ki aldığım koku doğruydu çünkü bu ünlü yazar bir aşkı yaşarken onun en güzel yerinde son veriyordu ilişkiye ve acı çekiyordu.Sonra da bu acıyı yazıyordu.Yani yazmayı, yaşamaya tercih ediyordu..Bunu asla yapmak istemediğimi söyleyince bana asla iyi bir şair olamayacağımı söyledi.Çünkü ona göre yazının mayası çekilen acıyla bağlantılıydı.Ona katılanlar ya da katılmayanlar mutlaka çıkacaktır aranızda da.Ben katılmıyorum.Çünkü bence aslolan yaşamaktır.Yazan kişi zaten duyguları başkalarına göre daha yoğun ve tutkulu yaşar çoğunlukla.Böyle olduğu içinde yazar.O tutkuyu dışarı atma biçimidir yazmak bence.Kelimelere bölünerek çoğalmanın yoludur.

"Sözcükler kadar insan tanıdım.

Yazık çoğu Türkçe değildi.

Sözlük övünür,

"Şiir benden doğar."

Şair yerinmez,

Şiir sözlükten doğar.

Şiir ki...

Zaten tanımaz babasını.

Mustafa Ceydilek"

 
Toplam blog
: 40
: 3900
Kayıt tarihi
: 19.10.06
 
 

1974 yılında babasının memuriyeti nedeni ile Çorlu'da doğdu. Bu gezginliğinin ana nedeni olarak görü..