Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

20 Mayıs '07

 
Kategori
Psikoloji
 

Sen, Karayelde Karadenizi seyrettin mi? Hiç korkmadan deli dalgaların! heybetinden, azametinden

Sen, Karayelde Karadenizi seyrettin mi? Hiç korkmadan deli dalgaların! heybetinden, azametinden
 

Karadeniz'in öç alır gibi! Karayı döven, tokatlayan, kayalardaki tarihi oluşumları yıkayıp süpüren, kıyıda köşede ne var ne yok alıp bir müddet içinde misafir eden! Sonra, aldığı gibi bir başka kıyıdan geri veren hırçın dalgaları, beni olduğum yerden alıp, mavi denizin köpükleri arasında yutacakmış gibi korkutuyor bazı zaman!

İşte o zaman ben, mümkün olduğu kadar uzak bir yerden, içine düşme korkusu olmadan çıldırmış dalgaların kükremesini seyrederim, martıların korku dolu çığlıkları arasında.

Mert gölünde, ‘vrak vrak’ diye ortalığı yaygaraya veren binlerce, milyonlarca kurbağanın korku serenatlarına; Erikli, Saka ve diğer göllerdeki kurbağalarda katılıyor. Dalgın dalgın şose boyu yürürken, sanki zifiri karanlığın içinden bir el ansızın omuzuma dokunacakmış gibi olur ve irkilirim. İki adımda bir arkama dönüp bakmadan edemiyorum.

Babamın anlattığı hikâyeler geliyor aklıma korkuyorum. Ormanın içinden beş altı metre boyunda beyaz pelerinli adamların birden önüme çıkıp beni kovalayacağını, kurnası olmayan çeşmelerin yanından geçerken subaşındaki peri kızlarının beni aldatacağını düşünüyorum.

Mezarlığın soğuk yüzünden, ağaçların hışırtısından korkuyorum. Orman cinlerinin pusuya yatıp beni yakalamalarından veya davullu zurnalı düğünlerinin baş konuğu olarak alaylarına katılmaya zorlanmaktan korkuyorum.

Baykuşların beklenmedik zamandaki ötüşleri, ölüm habercileri oldukları söylentilerine, kuvvetle inanasım geliyor her nedense, yalan bu diyemiyorum. Bir yanımda Karadeniz’in, diğer yanımda ormanın gizeminden sinmiş sindirilmiş bir haldeyim. Kaplumbağa gibi bir yerim yok ki korktuğum yerde hemen gizleneyim!

Oysa benimle birlikte yol alan ve bana gecenin içinde kavalyelik yapıp, dans eden havada uçuşan gece kuşlarından başka kimseler yok görünen etrafta. Birde sokak lambalarının loş ışığı altında toplanan yumak yumak olmuş kör sinekler. Arada bir yoluma çıkan garip böcekler var peygamberdevesi gillerden. Kestane gibi olanlar, sırtı rengârenk olanlar. Yere düşmüş bir kelebek ve beni görünce sivri dikenleri ile savunmaya geçen top gibi büzülmüş yolu karşıdan karşıya geçmeye çalışan bir kirpi. Çalıların ardında gizlenen, gözleri kıpkırmızı yanan tavuk hırsızı birde tilki! Hayvanlar âlemi ve ben varım bu gece İğneada’nın sokaklarında.

Bütün kuruntularımdan, beynimde kendime bir düşman yaratmışım. Korkular içimde hücum borusuyla harekete geçmiş, birinci süvari alayı gibi. Her yönden bana saldıran düşmanım, benim korkularımdan başkası değil. Her adımda kendimle savaşarak yürüyorum, korkularımın üzerine doğru. Ne bir cin gördüm ne bir peri kızı!

Hayalet kadar sessiz olsam da, tokat kapısını açtığım anda, far gibi gözlerini açan itleri uyandırmadan, geçmeyi hiç başaramadım şimdiye kadar.

Onların havlaması, zincirleme reaksiyonunu başlatarak, sonunda bütün mahalle itleri karşılıklı çene yarışı yapıyorlar.

Bu gürültü ve patırtı ortamına, Korfa Koliba-sından bu yana, Dimitri çiftliğinden, Palehor çiftliğine.

Sama torlar çiftliğinden, Yankov, Yanakov, Longoz çiftliklerine ve diğerlerine kadar ulaşan hayvan seslerine karşılık veren çoban köpekleri arasında, kurt ve çakal ulumaları da karışmakta her gece.

Traklı veya Thiyniyalı! Ozanların kavallarından çıkan nağmelere ne kadar benzer bilemem ama Ceviz köylü Remzi ağabeyimin;

Kendi icadı uyduruk alüminyum borudan yapılmış kavalının "bilsen uzaklarda kimler ağlıyor" ezgisine ve meleyen kuzu seslerine doğru ayaklarım beni usul usul götürüyor karanlığın içinde korkmadan.

SEN, KARAYELDE KARADENİZİ SEYRETTİN Mİ? - HİÇ KORKMADAN DELİ DALGALARIN!
HEYBETİNDEN, AZAMETİNDEN.

SEN, GÖRDÜNMÜ? MARTILAR FERYAT FİGAN! — KAÇIŞIRKEN KARAYA DOĞRU,
KÖPÜKLER ARASINDA - DAYAK YEMİŞ BALIKLARI!

SEN, KARAYELDE KARADENİZİ SEYRETTİN Mİ?
MAVİNİN YERİNE GELEN - TOPRAK RENGİNİ. - UMUDUN YERİNE OTURAN
ECELİ!

KUVVETİN, KUDRETİN SEMBOLÜ - DAĞLAR GİBİ DALGALAR,
MENDİREKTE OTURMUŞ AĞLARKEN - ANALAR, BACILAR YETİM KALANLAR.

SEN, KARAYELDE KARADENİZİ SEYRETTİN Mİ?
HİÇ KORKMADAN-DELİ DALGALARIN! — HEYBETİNDEN, AZAMETİNDEN.

ALTI ÜSTÜNE ÇIKAR DENİZİN - SAKLANMIŞ NE VARSA İÇİNDE.
KORKUDAN ÖDÜ PATLAMIŞ YUNUSLAR - YATARKEN SAHİLDE!

SEN, MANTAR YAKADAN TUTTUN MU HİÇ? - DELİ FIRTINALAR ESERKEN.
SEN, HİÇ KÖPEK BALIĞI BESLEDİN Mİ? - KÜPEŞTEDEN KUSARKEN!

SEN, KARAYELDE KARADENİZİ SEYRETTİN Mİ?
HİÇ KORKMADAN - DELİ DALGALARIN! - HEYBETİNDEN, AZAMETİNDEN.

SEN KARAYA AYAK BASANDA - UZANIP BOYLU BOYUNCA!
TOPRAĞI ÖPEREK - HİÇ YEMİN ETTİN Mİ? — BİR DAHA DENİZE ÇIKARSAM!
BİP.. BİP.. BİP.. BİP......DİYE?

M.Talip Girgin.

Yukarıdaki resim,

http://img135.imageshack.us/img135/2042/ek75jq.jpg bu adresten alınmıştır.

 
Toplam blog
: 438
: 826
Kayıt tarihi
: 07.01.07
 
 

Milliyet Blog'a hangi vesile ile kayıt olduğumu doğrusu hatırlamıyorum!  Bende birçoğunuz gibi ya..