Mlliyet Milliyet Blog Milliyet Blog
 
Facebook Connect
Blog Kategorileri
 

19 Haziran '07

 
Kategori
Dünya
 

Bir Çin rüyası mı, yoksa kabusu mu?

Bir Çin rüyası mı, yoksa kabusu mu?
 

Türkiye’ye gelen Çin Halk Cumhuriyeti Ticaret Bakanı Bo Xilai şöyle demiş:

“Harcayacak 500 milyar dolarımız var. Bize ne satabilirsiniz?”

Bakar mısınız tatlı rüyaya? Körün istediği bir göz…

De kazın ayağı öyle olacak mı acaba?

Çok açıkseçik anımsıyorum ki 1990’larda eski Doğu Bloku ülkelerine bakır diye teneke satarak, yılda 10 milyar dolarında olan bavul ticaretini öldürmüştük.

Tek sorun bu değil. Çinli bakan aynı zamanda demiş ki:

“Çin’in nüfusunu biliyorsunuz. Hepimiz birden (turist olarak) gelirsek, bu ülkeye sığamayız. Bizimkiler alışverişi de severler. Türk ürünleri çok güzel. Buraya gelirlerse her şeyi alırlar ve size bir şey kalmayabilir.”

Çin bizim 20 katımız nüfusa sahip. Bizim 10’da birimiz nüfusa sahip Türki Cumhuriyetler’den biri bizden sarımsak ithal edince, iç piyasada fiyatlar 5 katına çıkıvermişti. Zaman geldi, aynı durum soğanda ve domateste de oldu.

Bakan özellikle vurgulamış: Sebze ve meyve ithal etmek istediklerini belirtmiş ki bunda Çinliler’in sağlıklı yaşam kültürünün payı büyük.

Düşünün ki yılın yalnızca 25’te birinde burada kalan 20 milyon turist kaliteli meyvenin ortadan kaybolmasına neden oluyor. Bize çeri çöpü kalıyor, çünkü turizmciler herşeyi tarladan çok ucuza alıyorlar ve hasadı da kendileri yapıyorlar.

Gelelim sadede:

GAP bölgesinde mi olur, yeni tarıma açılacak alanlarda mı? Şimdikinin 100 katına kadar sebze meyve üretimi yapmak gerek. Birim alan başına verimi katlamak gerek. Nakit para geleceği ve bu işin uzun yıllar süreceği düşünülürse, yatırımdan kaçmamak gerek. Asla ve kata üç kağıda sapmamak gerek ki bunu mevcut siyasetçilerin ayarlaması, imkansıza yakın bir durum. En az 100.000 Türk’e Çince ve en az 100.000 Çinli’ye de Türkçe öğretmek gerek ki bu bile tek başına milyar dolarlık pazar demek. 2 ülke arasındaki ulaşımı güçlendirmek gerek ki bu ancak hava yolu ile mümkün olur ki o da milyar dolarlık pazar demek.

Bunlar mümkün müdür, Türkiye bu işi başarabilir midir?

Yanıtı çok basit: Son 25 yıldaki 3 liberalizm dalgası ile (çoğu otomobile ve cep telefonuna giden) israf ettiğimiz ve borcumuz olan 350 milyar doları, yeniden alın terimizle kazanıp, çocuklarımıza yaşanabilir bir gelecek yaratmanın mümkün olduğu bir fırsatı, elin taoisti önümüze sundu.

Türk’ün huyu kanburunki gibi: Kendine göz alacağına, gidip başkasının gözünü çıkarıyor.

Kendi tahminim % 25 başarı ve 10 yıl vade. Sonra bir rönesans veya engizisyon ki hangisi olacağı şimdiden kestirilemez, bakarsınız sürpriz iyilerimiz de vardır.

http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=224470

 
Toplam blog
: 2216
: 514
Kayıt tarihi
: 16.08.06
 
 

Serbest yazarım. 1960 doğumluyum. BÜ İşletme mezunuyum. ..